Oy sınırı 120, yorum sınırı 130. İyi okumalar.
★
Violet
"Kim gelmiş?" diye soran James'le birlikte yutkunurken, "Hiç kimse." dedim çabucak. James, Andrey'i görürse kıskançlık krizine girerdi ve ne onun kıskançlık krizleriyle ne de Andrey'le uğraşmak istemiyordum.
Etrafım da yüzsüz heriflerle çevrilmişti resmen. Hadi aşığım diye James'in yüzsüzlüğünü bir nebze de olsa tolere edebiliyordum ama Andrey, kardeşi para karşılığında yerimi James'e söylemişken hangi yüzle buraya gelebiliyordu anlamıyordum.
Bir de menekşeyle gelmişti manyak.
Rose'u sağ kolumla kucağımda tutarken sol elimle James'in elini tuttuğumda James bana şaşkınlık dolu gözlerle baktı. Tam onu salona doğru çekiştirecekkense, "Violet!" diye seslenen Andrey'in sesini duydum. "İçeride olduğunu biliyorum. Konuşmamız gerekiyor. Katerina'nın planından haberim yoktu, yemin ederim."
Rose, Andrey'in sesini duyar duymaz kucağımda hareketlenmeye başladığında kendisini yere atamasın diye James'in elini bırakıp onu iki kolumla sıkıca tuttum. Kendi dilinde hızlı hızlı konuşarak Andrey'e seslendiğindeyse içimi çektim.
"Bu o değil mi?" diye sordu James öfkeli bir ses tonuyla. "Volkov denen herif."
"O ama kapıyı açmayacağım. Hadi gel Rose'u oynatmaya geri dönelim biz."
James dediğimi yapmak yerine kapıyı açtığında Rose, Andrey'i gördüğü için sevinçle el çırptı. Andrey'se bakışları kısa bir an için James'in öfkeli yüzünde durduktan sonra Rose'a bakarak gülümsedi. Sonra da elindeki menekşe buketini ona uzattı ve kızım da buketi kapar kapmaz kıkır kıkır güldü.
Bir sonraki hamlesiyse menekşeleri yemeye çalışmak oldu.
"Rose hayır." dedim çabucak menekşe buketini elinden alıp yere bırakarak. "O yenmez."
Rose sözlerime karşılık yeniden kucağımdan atlamaya çalışırken hızlı hızlı bir şeyler söylemeye başladı.
Buketi ondan aldığım için kendi dilinde bana sövüyor bile olabilirdi şu an.
"Bunu sana ilk ve son kez söyleyeceğim." dedi James ve Andrey bakışlarını Rose'dan ayırıp ona döndü. "Bir daha ne bu eve geleceksin ne de karıma mektup göndereceksin."
"O senin karın değil." dedi Andrey, James'e dik dik bakarak. "Evli olmadığınızı biliyorum. Onu bu evde zorla tutuyorsun."
"Beni bu evde zorla tutmuyor. Kendi isteğimle kalıyorum."
"Seni tehdit ediyor değil mi?" diye sordu Andrey. "O yüzden böyle söylüyorsun."
"Hayır tehdit etmiyor. Ayrıca beni bu kadar önemsiyorsan kardeşinin beni para karşılığı satmasına engel olsaydın."
"Yaptığı şeyden haberim yoktu."
"Tabii kesin yoktur."
"Violet ben ciddiyim. Gerçekten haberim yoktu. Sen bir anda ortadan kaybolunca öğrendim ne olduğunu."
"Sana inanamıyorum Andrey. Benimle evlenseydin Montgomery mirasına ortak olabileceğin için buradasın. Başından beri de rol yapıyordun değil mi? Yok ben de seninle evlenmek istemiyorum da Katerina beni zorluyor da. Sırf ben seninle evlenmek istemiyorum diye sen de benimle evlenmek istemiyormuş gibi davranıyordun."
"Violet-"
"Ben zaten evlendim Andrey. Benimle evlenme ihtimalin yok yani. Boş yere uğraşıp beni de rahatsız etme."
Cümlemin peşi sıra kapıyı kapattığımda zilin çalışını umursamadan kucağımda Rose'la birlikte salona döndüm. İnsanların beni aptal yerine koymalarından gerçekten bıkmıştım artık.
Andrey'in Katerina'nın planını bilmemesi imkânsızdı. Eğer gerçekten planından habersiz olsaydı Katerina ona sonradan yaptığı şeyi söylemezdi. Bunun yerine İngiltere'ye döndüğümü söylerdi.
Ama James'ten aldıkları para onlara yetmemiş olacak ki Andrey masum numarası yaparak beni yeniden kandırmaya çalışıyordu.
"Ona evlendiğimizi söyledin." diyen James'le birlikte bakışlarımı ona çevirdiğimde kucağımda debelenmeye devam eden kızımı yere bırakıp asamla salonun kapısını kapattım.
"Evet söyledim." dedim sonra da. "Benimle evlenmek istediği için buraya kadar geldi çünkü. Evli olduğumu düşünürse peşimi bırakır belki. Sen de peşimi bıraksın diye karın olduğumu söylemedin mi zaten?"
"Evet." dedi James. "Söyledim." Kısa bir duraksamanın ardından, "İstersen evimizi değiştirebiliriz." diye ekledi. "İçeri girmesi mümkün değil tabii ama adresimizi bilmezse ne mektup gönderebilir ne de bir daha kapıya gelebilir."
"Gerek yok. Burayı bulduğuna göre orayı da bulur."
Cümlemin peşi sıra yere oturduğumda James de karşıma oturdu. Sonra da elini saçlarından geçirip bana tereddütlü bir ifadeyle baktı.
"Ne söyleyeceksen söyle Potter." dedim sabırsızca, kapıya vurmaktan vazgeçen Rose emekleyerek oyuncak dağlarından birine doğru ilerlerken.
"Ben..." diye mırıldandı James. "Şey... düşündüm ki... belki... evlenebiliriz." Sözlerine karşılık kaşlarımı çattığımda, "Kafamı kırmadan önce beni bir dinle." diye ekledi James çabucak. "Rose şu an bir şeylerin farkında değil ama bu durum sonsuza dek sürmeyecek. Diğer anne babalar evliyken bizim neden evli olmadığımızı sorgulayacak. Arkadaşları durumumuzu öğrenirse sana Bakanlık'ta yaptıkları zorbalığı kızımıza da yapacaklar. Ben bunun olmaması için elimden geleni yaparım tabii ama küçük çocuklarla nasıl baş edebilirim bilmiyorum. Ailelerinden duydukları şeyleri kızımıza söyleyecekler ve bu da Rose'u çok üzecek."
Bir şey söylemek yerine uzunca bir süre sessiz kalıp oyuncaklarıyla oynayan Rose'u izledim. Bunları ben de biliyordum. Sırf Rose evlilik dışı bir çocuk diye diğer çocuklar onu oyunlarına bile almayacaklardı beki de. Aileleri onlara öyle öğretecekti çünkü. Bunda onun hiçbir suçu olmamasına rağmen kızımın kalbini kıracaklardı.
Başıma gelecekleri bildiğimden Rusya'dayken Katerina dışında kimseye Rose'un evlilik dışı bir çocuk olduğunu söylememiştim. Herkes benim boşandığımı sanıyordu.
Bu da beraberinde benim için başka bir sorunu getirmişti tabii. Boşanmış ve çocuğum olduğu için bazı erkekler benimle sevgili olmak isteyip de onları reddedince sanki ben onları kabul etmek zorundaymışım gibi bana tepki gösteriyorlardı.
Onların bana çıkma teklifi etmesi bir lütuftu, ben onları reddetmeye nasıl cüret edebilirdim? Onları reddetmek bir yana bana çıkma teklifi ettikleri için şükretmeliydim. Boşanmıştım çünkü ve bu yeterince kötü değilmiş gibi bir de çocuğum vardı.
"Seninle şu an evlenemem." dedim yorgun bir ses tonuyla. Kızımın kalbinin kırılmasını istemiyordum ama yine de şu anda James'le evlenmem mümkün değildi. "Sana güvenmiyorken olmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTENMEYEN 【James Potter】
Fiksi PenggemarHani kitaplarda tam esas kızla esas erkek kavuşacakken esas erkeğin eski sevgilisi ortaya çıkıp hamile olduğunu söyler ya, işte o eski sevgili benim. James Potter'ın bebeğine hamileydim ve bu herkesin benden nefret etmesi için yeterli bir sebepti. T...