23-Anlaşma Çabası

1K 168 162
                                    

Oy sınırı 110, yorum sınırı 130. İyi okumalar.

Violet

"Eğer yine kafamı kırmaya çalışmayacaksan konuşmak istiyorum." dedi James tereddütlü bir şekilde odaya girerken. Bir süre önce kızımı emzireceğimi söyleyerek onu odadan kovmuştum ve neyse ki en azından bu konuda inatlaşmayıp gitmişti. "Bak hatalar yaptığımı biliyorum. Sizi buraya zorla getirmenin doğru olmadığını da biliyorum. Ama sizi buraya getirmeseydim kızımı yeniden kaçırabilirdin ve ben sizi yine aylarca, hatta belki de bu kez yıllarca aramak zorunda kalırdım."

Sözlerine karşılık sessiz kaldığımda bakışları yatağın üzerine sırtüstü uzanmış ayağını yemekle meşgul olan Rose'u buldu.

"Ben kızımın doğumunu göremedim Violet." dedi sonra da gözleri yaşarırken. "İlk kelimesini duyamadım. İlk kelimesi ne onu bile bilmiyorum. İlk ne zaman emekledi bilmiyorum. Kime doğru emekledi bilmiyorum. Eğer sizi bugün bulamamış olsaydım ilk doğum gününde bile olamayacaktım."

Duraksadığında gözyaşlarını sildi. "Kabul ben senin canını çok yaktım. Ama sen de benim canımı bundan daha fazla yakamazdın. İstiyorsan seni buraya getirdiğim için benden daha çok nefret et. Ama sizin hayatta olup olmadığınızı bile bilmediğim günlere dönmektense benden daha çok nefret etmeni tercih ederim."

Sözlerini uzun bir sessizlik takip ettiğinde, "Tamam kabul ediyorum, öylece çekip gitmekle ben de hata yaptım." dedim. "Ama biz Rusya'da kendimize bir hayat kurduk. Bizi öylece o hayattan koparamazsın. Evimizin yerini öğrenmişsin işte. İstediğin zaman gelip görürsün Rose'u."

"Bu evden çıktığınız anda başka bir ülkeye gitmeyeceğinizden nasıl emin olacağım? Hem ben ne kızımdan ne de senden daha fazla ayrı kalmak istemiyorum. Buradaki hayatını öylece bırakıp gitmiştin, oradaki hayatını da öylece bırakabilirsin."

"Bak seninle anlaşmaya çalışıyorum ama sen işleri yokuşa sürüyorsun. Hem şimdi Katerina her yerde beni arıyordur."

"Aramıyor." dedi James. "Ben yerini Volkova'dan öğrendim." diye ekledi sonra da.

"Nasıl yani?" diye sordum Rose dizlerime tırmanıp ilgimi çekmek için omuzlarıma tutunarak dizlerimin üzerinde ayağa kalkarken.

"Ayağa da kalkabiliyor." dedi James yüzünde buruk bir tebessümle. "Yürüyedebiliyor mu?"

"Hayır. Şimdi soruma cevap ver."

"Para karşılığı bana yerini söyledi. Eğer benden önce ona ulaşan baban, abin ya da Malfoy olsaydı onlara da söyleyecekti besbelli. Seni yanında bu yüzden tutuyormuş. Potansiyel para kaynağı olarak gördüğü için. Belli ki Montgomery soyadı Rusya'da da duyulmuş. Babanın ne kadar zengin olduğunu biliyormuş yani."

Duyduklarımı algılamam uzun sürerken Rose onunla ilgilenmem için yüzüme sert bir tokat attı.

"On bir aydır onunla birlikte yaşıyorum ben." dedim sonra da boğuk bir ses tonuyla. "Böyle bir niyeti olsa yerimi daha önce sizden birine söylemez miydi?"

"Bize ulaşmaya çalışmak yerine seni abisiyle evlendirmeye çalışmak ona daha cazip gelmiş. Sonuçta abisiyle evlenseydin onlarda mirasına ortak olacaklardı."

Rose yüzüme bir kez daha tokat attığında kollarımı beline dolayıp ona sıkıca sarıldım. "Aslında başlarda ondan şüphelenmiştim." dedim sonra da boğuk bir ses tonuyla. "Kimse kimseye karşılıksız iyilik yapmaz çünkü. Ama bir yerden sonra şüphelenmeyi bıraktım. Bırakmamalıydım."

"Violet." dedi James yumuşak bir ses tonuyla ve yatakta yanıma oturduğunda Rose başını boynuma yaslayıp bakışlarını James'e çevirdi.

"Beni gördüğü için ağlamadı bu kez." dedi James, sesinde hem hüzün hem de sevinç vardı. "Kucağıma alsam ağlar mı?"

"Ağlar." dedim Rose başı omzuma yaslı hâlde James'i izlemeye devam ederken. "Bana sarıldığı için senden korkmuyor şu an."

"Beni ilk gördüğünde de senin kucağındaydı ama çok ağlamıştı."

"O an zaten çok huysuzdu çünkü." dedikten sonra içimi çektim. "Parmağını uzat. Belki tutar."

James dediğim şeyle birlikte parmağını Rose'a uzattığında Rose parmağını tutmak yerine bir süre daha yüzünü inceledi. Sonra da minik eli James'in parmağını sarıp onu ağzına götürdü.

"Parmağımı emiyor." dedi James şaşkınlık dolu bir ses tonuyla.

"Bulduğu her şeyi ağzına götürüyor zaten. Ellerin temiz değil mi?"

"Temiz, buraya gelmeden önce yıkadım."

"Jasmine'i görmek istiyorum."

"Burada olduğunu haber verdim. Gelir birazdan."

"Katerina konusunda yalan söylüyor olabilirsin."

"Bana inanmayabilirsin ama geleceğimi bildiği için sizi evde yalnız bırakmıştı." dedi James ve yeniden konuşmadan önce derin bir nefes aldı. "Kızımla bağ kurabilmem için hâlâ bir şansım var Violet. Bunu benden alma lütfen. Hem kız kardeşin de burada. Hayatına ondan uzakta mı devam edeceksin?"

"O zaman şöyle yapalım." dedim yorgun bir sesle. "Ben Jasmine'le birlikte kalayım. Sen de istediğin zaman gelip Rose'u gör."

"Violet-"

"Seninle birlikte yaşamak istemiyorum. Tamam Rose'la birlikte Rusya'ya gitmek konusunda hatalıyım ama bana yaptıklarını da unutmadım. Orta yol bulmaya çalışıyorum, inat etme sen de artık."

James sözlerime karşılık uzunca bir süre duraksarken, "Yeniden gitmeyeceğinden nasıl emin olacağım?" diye sordu.

"Emin olamayacaksın." dedim ben de. "Tıpkı benim senin Evans'a geri dönmeyeceğinden emin olamadığım gibi. Güven problemleri yaşamaya hoş geldin Potter."

İSTENMEYEN 【James Potter】Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin