2-Yorgunluk

1.2K 139 156
                                    

Oy sınırı 50, yorum sınırı 75. İyi okumalar.

Bu şarkı tam olarak Violet'i anlatıyor.

James beni kucağında taşıyarak gerisingeri eve götürdüğünde bu kez misafir odasındaki yatağın üzerine bırakmak yerine mutfaktaki sandalyenin üzerine bıraktı. Sirius da arkamızdan mutfağa girip karşımdaki sandalyeye oturdu.

Neyse ki sözsüz büyüler konusunda uzmanlaşmıştım. Bu yüzden konuşmama gerek kalmadan yaptığım büyüyle dolaptan uçurduğum tencerelerden birini James'in diğerini de Sirius'un kafasına düşürdüm.

İkisinden de aynı anda acı bir inilti geldi ve bu çok tatmin ediciydi.

"Violet ne yapıyorsun?" diye homurdandı James başını ovuştururken ve kafanı kırmaya çalışıyorum demek yerine sessiz kaldım. Sessiz kalışımın onu çıldırttığını biliyordum çünkü.

James fazlasıyla inatçı biriydi ve bir şeye kafayı taktı mı onu elde edene kadar durmazdı. Şimdiyse beni konuşturmaya kafayı takmıştı.

"Kafamızı kırmaya çalışıyor bence Çatalak." diye homurdandı Sirius. O da başını ovuşturuyordu.

Karnımın ağrısı bir kez daha dayanılmayacak boyutlara ulaştığında karnımı tutarak iki büklüm oldum. Şifacının verdiği iksirlere ihtiyacım vardı ama nerede olduklarını James'e sormak da istemiyordum.

Bebeğim inadımdan daha değerli olduğu için iksirlerin nerede olduğunu sormak üzereyken James dolaptan aldığı iksir şişesiyle yanıma geldi. Sonra da şişenin kapağını açıp bana uzattı.

Çabucak iksiri ondan alıp kafama dikerken boştaki elimi karnıma sarılı hâlde tutmaya devam ettim. Bunun bir işe yaramayacağını biliyordum tabii ama sanki ona sarılırsam beni bırakıp gidemezmiş gibi geliyordu.

Yalnızca üç aylıktı. Varlığındaysa bir buçuk aydır haberdardım. Yine de bu kısa sürede hayatımdaki en önemli insan hâline gelmişti.

İksiri içtikten kısa bir süre sonra ağrım hafiflediğinde beni dikkatle izleyen James'le Sirius'a ters ters baktım. Bugüne kadar ne ben ne de bebeğim umurlarında olmamıştı. Şimdi ne diye iyiliğimizi umursuyorlarmış gibi davranıyorlardı anlamıyordum.

"Patates kızartacağım." dedi James. En sevdiğim yemeği unutmaması şaşırtıcıydı. "Yanında başka bir şey ister misin?"

Sorusuna cevap vermek yerine başka bir sözsüz büyüyle yanıma kağıt ve kalem çağırdım. Sonra da kağıda evime döneceğimi, beni rahat bırakmasını, değerli vaktini Lily'yi kendisiyle yeniden sevgili olmaya ikna etmek için kullanmasını ve bebeğimle iki kişilik bir aile olduğumuzu, kendisinin bu aileye dahil olmadığını yazdım.

"Violet hamile olduğunu öğrendiğimden beri sana bir pislik gibi davrandığımı biliyorum." dedi James ve bunu bildiği için onu alkışladım. Abartılı alkışım bittiğindeyse James konuşmasına devam etti.

"Hamileliğini tam da Lily'yle yeni sevgili olmuşken öğrendim ve bu durum benim için çok karmaşıktı. Bebeğimin annesinin Lily olacağını düşünmüştüm hep ve-"

Kağıda biz senin planını bozduk diye yazdığım esnada James de konuşmayı bırakıp ne yazdığıma baktı. Gidip Lily'yle pek çok tatlı bebek yapabilirsin. Artık seni hayatımızda istemiyoruz. İstediğin şeyi yapmakta özgürsün. Önceden de özgürdün gerçi. Yaptığım tek şey daha sonra beni bebeğinden haberdar olmadığın için suçlamaman için sana hamile olduğumu söylemekti.

"Lily'nin benimle yeniden sevgili olma ihtimali yok." dedi James. "Bebeğin babasından ayrı büyümesini istemiyor."

Bebeğin demişti bebeğimin değil.

Bu detayın canımı yakmaması gerekiyordu ama yakmıştı işte. Bebeğinin annesinin Lily olmasını istiyordu ve bu yüzden de karnımdaki bebeği hiçbir zaman benimsemeyecekti.

Aniden ayağa kalktığımda başım döndüğü için sendeleyip düşmemek için yanımdaki duvara tutundum. Sonra da az önce iksirlerin olduğunu gördüğüm dolaba doğru yürüyüp şişeleri tezgahın üzerine indirdim. Hepsini bir poşetin içine koyduktan sonraysa poşeti elime alıp mutfaktan çıktım.

James peşimden gelip evden çıkamamam için önüme geçtiğinde, "Bak sadece düşük tehliken geçene kadar burada kal." dedi bana. "Sonra evine dönersin."

Başımı hayır anlamında sallayıp onu itmeyi denesemde başarılı olamadım. Beni yeniden kucağına alacakmış gibi bir kez daha ellerini bana doğru uzattığındaysa bunu yapamaması için geriye doğru bir adım attım.

Bu evde kalmak istemiyordum. Bu evde mutlu anılarım vardı ve o anıları hatırlamak şimdi sadece canımı yakıyordu.

Beni hiçbir zaman Lily'yi sevdiği gibi sevmeyeceğini bilmek canımı yakıyordu.

Bebeğimi hiçbir zaman sevmeyeceğini bilmek canımı yakıyordu.

Duvarın dibine çöküp kollarımı karnıma doladığımda gözyaşlarımın akmaması için büyük bir çaba vermek zorunda kaldım. Aslında babam sayesinde gözyaşlarımı tutma konusunda uzmanlaştım çünkü ağlamamdan nefret ederdi. Ama hormonlardan olsa gerek şimdi bunu yapmakta çok zorlanıyordum.

Ağlama isteğimi bastırabilmek için kendime eskisi gibi her şeyin yoluna gireceğini düşünme izni verdim. Kardeşim sadece birkaç ay sonra reşit olacaktı ve onu yanıma alabilecektim. Sonra o, ben ve bebeğim mutlu bir aile olacaktık.

Sadece birkaç ay daha beklemem gerekiyordu. Sadece birkaç ay daha. Sonsuzluk gibi geçecek birkaç ay daha.

Yaşaran gözlerimi kırpıştırdığımda James'in bana elini uzattığını gördüm. Ama bu kez o eli tutmadım. Daha önce tutmuştum ve çok sert bir şekilde yere çakılmama sebep olmuştu.

Yerden destek alarak ayağa kalktığımda kapıya doğru gitmek yerine yavaş adımlarla misafir odasına yöneldim. James'le mücadele edemeyecek kadar yorgundum ve sadece uyumak istiyordum.

En azından kabuslarım beni uyandırana kadar.

İSTENMEYEN 【James Potter】Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin