10-Hayal Kırıklığı

1.4K 154 130
                                    

Oy sınırı 50, yorum sınırı 75. İyi okumalar.

Violet

İnsanların ne yaparsa yapsın tam anlamıyla silemedikleri kişiler olurdu. Benim içinse bu kişi James'ti.

Beni terk ettiği günü unutmam mümkün değildi. Hamile olduğumu öğrendiğinde söylediği sözleri ya da ben düşük tehlikesi atlatana kadar beni nasıl görmezden geldiğini unutmam da mümkün değildi.

Kalbim ona yeniden güvenemeyecek kadar kırgınlıkla doluydu. Ama aynı kalp onun bir dokunuşuyla hızlanmaya da devam ediyordu.

Daha önceki kontrollerime hep tek başıma gelmiştim ve kontrollerine eşleriyle gelen kadınlara hep imrenerek bakardım.

Ama şimdi yanımda James vardı ve ona ne kadar kırgın olursam olayım yanımda olduğu için mutluydum. Bebeğimi kabullendiği için mutluydum. Bizimle birlikte yaşamak istediği için mutluydum.

Ama ben James'le sevgiliyken de çok mutluydum. Ve bu mutluluğum öyle ani bir şekilde elimden alınmıştı ki şimdi de aynı şeyin olmasından korkuyordum.

Düşüncelerimi James'in karnımı bulan eli dağıttığında eli karnımın üzerinde daireler çizmeye başladı. Sonra da eğilip belirginleşmeye başlayan karnımı öptü.

Son bir aydır düzenli beslenip sürekli çalışmak zorunda kalmadığım için olsa gerek kilo almaya başlamıştım.

"Sence cinsiyeti ne olacak?"

James eli yeniden karnımı bulurken konuştuğunda, "Bana kız olacakmış gibi geliyor." diye mırıldandım. "Rüyamda kız olduğunu görmüştüm çünkü."

"Kahverengi saçlı, ela gözlü, çiçekli toz pembe elbiseli, 5-6 yaşlarında bir kız çocuğuydu değil mi?"

"Evet." diye mırıldandım bunu hatırlamasına şaşırarak. "Sana ne olacakmış gibi geliyor cinsiyeti?"

"Bence de kız olacak. Hem bunu dediğim için bana kızacaksın kesin ama kızlar babalarına daha düşkün oluyormuş. Kız olursa bana daha düşkün olur muhtemelen."

"Benim bebeğim kız olsa bile annesine daha düşkün olur bir kere." desem de buna pek inanmıyordum. Karnımdaki minik canavar babasının sihrini hissettiği an heyecanlanıp daha yoğun bir sihir yaymaya başlıyordu ve doğduktan sonra da James'i gördüğü an sevinçten çıldıracakmış gibi bir his vardı içimde.

Zihnimde James'i gördüğü için kollarıyla bacaklarını hevesli hevesli oynatan minik bir bebek belirdiğinde gülümseyerek elimi karnıma götürdüm. Ama James'in eli hâlâ karnımda olduğu için elimi onun elinin üzerine koymuş bulunmuştum.

Elimi geri çekmek üzereyken James boştaki elini elimin üzerine koyarak bunu yapmama engel oldu. "Onun için hiç isim düşündün mü?" diye sordu sonra da.

"Hayır, önce cinsiyetini öğrenmek istedim."

"Kız olursa ismi Euphemia olabilir mi o zaman? İkinci ismi de olur. Sadece annemin ismini taşımasını istiyorum."

"Tamam." diye mırıldandım. "İsimlerinden biri Euphemia olabilir. Kız olursa tabii. Erkek olma ihtimali de var sonuçta."

Cümlemin peşi sıra kendimi aniden James'in kolları arasında bulduğumda, "Teşekkür ederim." dedi bana. "Çok teşekkür ederim."

"Rica ederim." dedim onu hafifçe iterek kendimden uzaklaştırırken. "Bu arada bulduğun her fırsatta bana yapışmayı bıraksan iyi olur."

***
"Bizim bebeğimiz epey utangaç anlaşılan." dedi James, ondan ilk kez bebeğimiz diye bahsetmişti ama buna sevinemeyecek kadar hayal kırıklığına uğramış durumdaydım.

İki buçuk aydır cinsiyetini öğrenmek için bekliyordum ve hanımefendi ya da beyefendi cinsiyetini göstermemeyi tercih etmişti.

"Onda senin genlerin var." diye homurdandım. "Nasıl epey utangaç olabilir?"

"Bu konuda sana çekmiş demek ki."

"Çeke çeke bu konuda mı bana çekeceği tuttu yani?"

"Violet sakin olur musun."

"Olamam. İki buçuk aydır bu anı bekliyordum ben."

"Haklısın güzelim ama yapabileceğimiz bir şey yok. Bir sonraki kontrolde öğreniriz artık."

"Bana güzelim deme. Ben senin güzelin değilim."

"Tamam demem."

"Sen busun işte. Aynı şeyi Lily demiş olsaydı ona güzelim demeye devam ederdin ama söz konusu ben olunca hemen tamam demem diyorsun."

"Güzelim demeye devam mı edeyim yani?"

"Hayır etme." dedim ters ters. "Hatta mümkünse Miss Montgomery de bana. Aramızda resmiyet olsun."

"Violet en iyisi bir yerde yemek yiyelim biz. Açlıktan böyle oldun sen."

"Böyle oldun derken? Neyi ima etmeye çalışıyorsun sen?"

"Bir şey ima etmeye çalışmıyorum." dedi James çabucak. "Sadece sinirlisin ya hani-"

"Ben sinirli değilim!"

"Tabii ki de değilsin. Aksine çok sakinsin şu an."

"Benimle dalga geçme Potter!"

"Geçmiyorum."

"Geçiyorsun."

"Geçmiyorum."

"Ha şimdi de bana yalancı diyorsun öyle mi?"

James bir şey söylemek yerine elini saçlarından geçirip ofladığında gözlerim aniden yaşlarla doldu. Bir an sonra, "Violet!" diyen sesi duyduğumdaysa tüm bedenim buz kesti.

İSTENMEYEN 【James Potter】Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin