İSTENMEYEN 【James Potter】

16-Cinsiyet

Oy sınırı 100, yorum sınırı 150. İyi okumalar.

★

Violet

"Ben başından beri kızım olacağını biliyordum zaten." dedi James. "Baksanıza bana tam kız babası tipi var ben de."

"Sana çok güzel laf sokabilirdim ama şu an çok mutlu olduğum için bunu yapmayacağım." dedi Jasmine, sonra da yanındaki Sirius'u dürtüp, "Duydun mu?" dedi. Sirius da bizimle birlikte kontrole gelip biz içerideyken kapıda Jasmine'le beklemişti. "Yeğenim kızmış."

"Duydum Jasmine, kulaklarım var." diye homurdandı Sirius. "Bence yanlış baktılar." diye ekledi sonra da. "Bir daha baksınlar."

"Yanlış falan bakmadılar." dedim karnımı okşayarak. "Kızım olacak benim. Rüyamda da görmüştüm hatta."

"Neyse ya." dedi Sirius. "Kız da olsa erkek de olsa dünyanın en havalı amcasına sahip olacak zaten. Deri ceketiyle motosikletini pembe renkte alırım ben de."

"Daha doğmamış bebeğe motosikletle deri ceket mi alacaksın?" diye sordu Jasmine şaşkın bir ses tonuyla ve Sirius kollarını göğsünde kavuşturup, "Evet." dedi. "Geleceğe yatırım."

"Her neyse, Diagon Yolu'na gidelim mi artık?" diye sordu Jasmine ve "Gidelim." dedim çabucak. "Diagon Yolu'nda çikolatalı pasta satılıyordu değil mi?"

"Satılıyordu." dedi James ve peşi sıra kolunu belime dolayıp beni kendine doğru çekerken elini karnımın üzerine koydu. "Bence Jasmine'le Sirius birbirlerinden hoşlanıyor." diye fısıldadı sonra da kulağıma doğru.

"Onlar mı birbirlerinden hoşlanıyor?" diye sordum James gibi kısık bir ses tonuyla. "Birbirlerinden nefret ediyorlar resmen."

"Sirius sırf biz içerideyken Jasmine dışarıda yalnız kalmasın diye bizimle geldi."

"Bunu sana o mu söyledi?"

"Hayır ama Jasmine'in de bizimle geleceğini duyunca gelmeye karar vermesinin sebebi bu bence. Öncesinde de ikiniz de içerideyken Anthony denen herifle karşılarsa ne olacak diye sormuştu."

Başka bir şey söylemek yerine bakışlarımı yan yana oturan Jasmine'le Sirius'a çevirdiğimde Jasmine'in, "Anlaşma anlaşmadır." dediğini duydum. "Bebeğin cinsiyetini ben doğru bildim, saçlarını keseceksin."

Bir an sonra James dudaklarını boynuma bastırdığında gözlerimi kapayıp titrek bir nefes aldım. "Violet." diye fısıldadı sonra da eli karnımın üzerinde daireler çizerken. "Seni o kadar özledim ki."

"Yedi yirmi dört yanımdasın." dedim. "Nasıl özleyebiliyorsun?"

"Ne tür bir özlemi kast ettiğimi biliyorsun." dedi James. "Sen de beni özledin biliyorum. Bakışların seni ele veriyor."

Bir şey söylemek yerine yutkunduğumda elimi tutup beni boş bir koridora götürdü. Sonra da sırtım duvarla buluşurken elini yanağımın üzerinde gezdirdi.

"Sadece bir kereliğine seni öpmeme izin ver. O kadar uzun zaman oldu ki dudaklarının tadını unuttum."

Hayır demem gerektiğini biliyordum ama vücudum bana ihanet etti. Gözlerim kontrolümün dışında kapanırken James beklemeden dudaklarıma yapıştı.