"Hadi ama Pat , bütün sabahı seni bekleyerek geçiremem " diye homurdandı John . Pat elinde kendine fazla büyük geldiği anlaşılan bir çantayla zorla kapattı kapıyı ."Biraz yardım etseydin geç kalmazdık herhalde , hamileyim ve bana taşıttığına bak " dedi. John tatlı tatlı gülümseyerek geldi karısının yanına ve elindeki çantayı kolaylıkla koluna taktı , elini de sanki reverans yapıyormuşcasına eğilerek karısına uzattı. "Çocuklarımızı da , senide sırtımda taşırım pat , biliyorsun " ...
*
O gün pek çok açıdan özel bir gündü . Herkes 638 yılın ardından tekrar yaşanacak olan ay tutulmasını izlemek istiyordu . O gece hava sanki olduğundan daha da karaydı . Yıldızlar bile gözükmüyordu . John Day ve karısı Patricia Day'de tutulmayı izlemek için yakınlardaki bir parka gideceklerdi fakat ... Kaderimiz bazen biz doğmadan çok önce planlanır.Eğer Pat son dakika gelen o aramaya cevap vermeseydi yada John arabanın bakımını zamanı geldiği gibi yaptırsaydı belkide olaylar farklı gelişebilirdi.Ama Day çifti tutulmayı izlemek için geç kalmışlardı ve Pat arabaya biner binmez kasılmaları gelmeye başlamıştı. John arabanın bakımını yaptırmadığı için arabayı çalıştıramıyor tutulmanın getirdiği yoğunluk sebebiyle taksi de çağıramıyordu . Pat evde doğurmak zorundaydı . Bunun için Pat'in en yakın arkadaşı ve yan komşuları Hannah'ı çağırmaya gitti John . Dışarıda beklemek çok zordu çünkü karısına bir şey olabilir daha da kötüsü bebeklerine zarar gelebilirdi . Uzun bekleyişler sonucu ilk çığlık geldi kulağına 5 dakika geçmemişti ki ikincisini duydu . Sevinçten yerinde duramıyordu hemen kapıyı açıp yavrularına sarılmak istiyordu . Fakat Hannah kapıyı birden suratı bembeyaz olmuş bir şekilde açarak elindeki kanlı eldivenlerle evi terk etti . John telaşla içeri girdi ve yerde yatan karısını ve ikizlerini gördü.Evet.Görmüştü.
Çocukları bu devirde yaşamak için en zor zırhları giyinmişlerdi .Onlar Albino doğmuşlardı.
Yaklaşık 100 yıl önce kıskanç bir albay sarı soydan olanları dışlamaya başlamıştı. Her yerde farklı olmanın verdiği uygunsuzluğu gözler önüne serdiğini düşünüyordu.Bu dogmatik düşüncelerle başlayan bir grup hareketi parti kurmaya oradan ise devrime kadar götürmüşlerdi işi. Kara Irk'ın özelliklerini yücelterek , KUZGUN Örgütü adı altında tüm dünyayı kendi çıkarları için birleştirmiş ve mevcut halkı manipüle edip ayrıştırmıştı.
Eğer Patrica parka vardıklarında doğurmaya başlasaydı . John onu hastaneye yetiştirebilir ve ikizler doğar doğmaz öldürülürdü. Fakat Day çiftinin çocukları şanslıydı neredeyse albino doğma olasılıkları 2,000,000 'de 1 olmasına rağmen hem ikiz hem albino doğmaları gibi.
John gözlerinden yaşlar süzülen karısına ve kucağında tuttuğu kar tanesi gibi bembeyaz iki bebeğe baktı. Birisi kız birisi erkekti. Onlara yaklaştı , dokunmaya korkuyordu . Elini tereddütle uzattı . Sonra emin olmak için Pat'e baktı . Pat titremesini önlemek için dudaklarını birbirine bastırarak kafasını salladı. Önce kızının başına dokundu pamuk gibi yumuşacık saçları elleriyle tezat oluşturuyordu. Fakat John esmer bir adam değildi buna rağmen onun yanında oldukça kara kalıyordu . O sıra oğlu gözlerini yarım yamalak açtı . Gözleri buz mavisiydi. İstemsizce irkildi . Derin bir nefes alarak onlara dikkatlice baktı . Onlar ne olurlarsa olsun çocuklarıydı ve şu anda yaşamaya çalışıyorlardı . Hızla üst kata koştu bebekleri doğmadan önce takmayı planladıkları şans bileklerini getirdi mutfaktan bir makas alarak üstlerine isimlerini kazıdı .
"Lucinda D." ve "Adrian D ."
Kısa bir süre gülümsedi , anlamlı olmuştu.Fazla vakitleri yoktu , arkasını çevirdi .
"Farklı olmaktan korkmayın "
Gözyaşlarına engel olamıyordu .Onlarla geçirmek istediği yıllar varken 1 dakika bile yanlarında duramazdı artık . İlk kez yürüdüklerinde yanında olmak , bisiklete binmeyi öğretmek belki de ilk kez ağladıklarında onlara destek olmak istiyordu . Küçük kızıyla tatlı tatlı atışmak , oğluna tavsiyeler vermek istiyordu . Duruşunu düzeltti , şimdi bunların önemi yoktu . Çocukları yaşamalıydı . Hızla karısının yanına döndü ve çocuklarının lekesiz bileklerinin üzerine taktı bunları , bu sırada Pat olacakları anlamış olacak ki bebeklerine daha yeni kavuşmuşken onları durmadan öperek vedalaşıyordu . John karısına baktı . Pat artık ağlamaktan şişen gözlerini umursamıyordu. Üst üste iki kez yaşadığı bütün vücudunu kahreden acıyı da umursamıyordu . Gözleri yalnızca iki kolunu da sarmış olduğu bebeklerini görüyordu.Onları son kez tekrar öpmeye çalıştı fakat John çoktan onları sarı bir battaniyeye sarmaya başlamıştı .Hızla ikizleri kucaklayan John gitmeden önce karısına son kez baktı ve alnına bir öpücük kondurdu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz
Ficção AdolescenteSarışın veya mavi gözlü olmanın genetik bozukluk olarak kabul edildiği yeni bir düzen kuruldu. Açlık ve sefalet insanları bu ırkçılıkta birleştirdi. Geni bozuk sarışın insanlara SS dediler. Yalnızca renkli gözlü insanlara ise Melez . Tek bir gerçek...