"This is the Last time"
.
.
.
"J , götlük ediyorsun ama "
Rain gazı kökledi.
"Hayır , William bu sefer olmaz . Ona baksana . Tanrım tişörtünün altından ahtapot gibi dokunaçları çıkarsa şaşırmam"
"Neden ona karşı bu kadar kaba olmak zorundasın" dedi Azura
Lu dudaklarını ısırıyordu. Ağlama , ağlama şimdi olmaz.
"Rain sınırı çoktan aştın sen " dedi Theon, Rain dikiz aynasından Lu'ya baktı. Saatler önce aşık olduğu kadın ne değişmişti , Rain iyi biliyordu , SS'lere güven olmazdı . Ama o bir SS değil ki dedi iç sesi. Evet o daha da kötüsüydü. Beyazdı bembeyaz. Teninin soluk olmasını anlayabilirdi , eski ruslarda beyazdı değil mi ? Ama , ama o saçları , o kaşları hatta kirpikleri bile beyazdı.
Azura , Lu'nun elini tuttu. Lu o an ağlamaya başladı , ama sesli değil içinden ağlıyordu gözlerinden damla damla yaş düşüyordu. Saçlarını önüne atarak kimsenin görmemesini sağladı. Şimdi ne yapacaktı.
*"Ian, bunu yapmak zorunda mısın ?" dedi Rani
"Evet , bu senin iyiliğin için" dedi Ian ve kapıyı kilitledi.
"Ian , Ian lütfen , söz veriyorum bir daha yapmayacağım lütfen "
Ama Ian gitmişti.
Bir tıkırtı.
Tak.
Tok."Ian ?"
"Sevgilim . Acıkmışsındır. bak sana en sevdiğin çorbadan yaptım "
Rani gözlerini zor açıyordu. İçinde bir tükenmişlik vardı.
"Hadi ama , evet böyle kalk bakalım" Ian onu tutup yavaşça kaldırdı ve oturur pozisyona getirdi."Çorbayı benim yedirmemi mi istersin ?"
Rani mutsuzluk bir şekilde kaşığı aldı. Ian o tüm çorbayı içene dek bekledi. Sonra başına bir öpücük kondurup odadan çıktı. Rani yatağa sertçe vurdu. Burdan çıkmanın bir yolu yoktu. William ölmüştü ve Lu onun nerde olduğunu bilmiyordu. İçindeki umutsuzluk gitgide bedenini ele geçiriyordu. Kendini tekrar uykuya verdi.
Gene o ses.
Tak . Tak.
"Bak film getirdim , hadi beraber izleyelim."
Rani ses çıkarmadı.
"Bu filmi kesin seveceksin "Ian televizyonu yatağın karşısına getirdi. İçeri gidip bir kase patlamış mısır getirdi , kapıyı açık bırakmıştı ama Rani kaçmaya bile yeltenmiyordu. Ian kapıyı tekrar kitleyip yanına geldi. Yatağa girdi ve kolunu Rani'ye doladı. Rani pek umursamıyordu ama yine de açtığı filmi izlemeye başladı. Kafası Ian'ın kucağına kaymıştı. Ian saçlarını okşamaya başladı. Bu his tatlı bir işkence gibiydi. Ian'ı ne kadar severse sevsin , ona zarar veriyordu. Rani huzursuzca etrafında döndü. Ian ellerini çekti. Mesajı almıştı.
Film bitmiyordu sanki. Sonu geldiği zaman Ian izin isteyip kalktı.
"Ian , bende gelsem olmaz mı ? Biraz temiz hava istiyorum , burada çok sıkıldım"Ian biraz düşündü.
"Tamam , pekala gel bakalım , yanımdan ayrılma "Rani heyecanla yerinden kalktı. Üzerini düzeltti. Ian tatlı tatlı gülümsüyordu şimdi ona. Yanına yaklaştı , yaklaştı . Eliyle saçını düzeltti ve elini tutarak dışarı götürdü.
Soluk pembe koltuğuna oturdu yine , artık burada kocaman bir masa vardı ve iki büyük pano. Bir sürü isim , resim ,amblem ..
"Ian , bunlarda ne ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz
Teen FictionSarışın veya mavi gözlü olmanın genetik bozukluk olarak kabul edildiği yeni bir düzen kuruldu. Açlık ve sefalet insanları bu ırkçılıkta birleştirdi. Geni bozuk sarışın insanlara SS dediler. Yalnızca renkli gözlü insanlara ise Melez . Tek bir gerçek...