Bölüm On Beş/Kedi Gözlü Adam

148 17 7
                                    

Uyuyabileceğini sanmıyordu . Kimdi bu insanlar ? Lanet olsun . Burada bile güvende değil miydi. Rani'nin yanından yeni ayrılmıştı. Theon'un da yanına gidemezdi Azura vardı artık. Kendine güvenmeyerekte olsa Rain'in yanına inerken bunları düşünüyordu. Eline aldığı yastığına sıkıca sarıldı. Kapıyı çaldı ve beklemeye başladı. 3 dakika geçmemişti ki açıldı. Rain tişörtsüzdü ve gözleri kısılmıştı. Uykusundan uyandırmıştı anlaşılan.
"Rahatsız ettim galiba " dedi Lu utançla
"Önemli değil , gir içeri "
Lu her zaman çalıştıkları salona tekrar baktı.
"Ee , ne için burdasın ?" dedi Rain. Lu ona işaretten yada kedi adamdan bahsetmedi . Yalnızca kötü bir rüya gördüğünü söyledi ve tek başına uyuyamadığını.
"Pekala , işte bu sorun olabilir. Tek yatağım var , buraya pek misafir gelmez " dedi etrafı göstererek. Lu ne yapacağını düşündü geri giderse uykusunda öldürülebilirdi , Adrian'ın yokluğunda gerçekten kendini güvende hissettiği tek yer burasıydı. Bilinmedik bir his kalbini kapladı , mum gibi eridi. Lu boynundaki kar tanesine dokundu.
"Benimle yatmak problem olmazsa kalabilirsin , ama yatağımı sana veremem yerler soğuk oluyor" dedi Rain , başka bir tarafa bakıyordu. O da rahatsız gibiydi. Lu elini kar tanesinden çekti.
"Sanırım dönmem en iyisi , seni de rahatsız ettim. "
Kapıya doğru bir adım attı.
"Gitme "dedi Rain . Sımsıcak elini kolunda hissediyordu, yakalamıştı onu. Ne diyeceğini şaşırdı. Hatta ne düşüneceğini bile . Rain şu an açıkça gitmemesini söylüyordu. Nasıl karşı koyabilirdi ki . Sessiz kalmıştı. Rain bunu cevap olarak algılayıp onu peşi sıra hiç girmediği odaya soktu. Çok düzenliydi . Lu ilk önce bunu düşünmüştü. O da hiçte dışarısına benzemiyordu. Gri tonları hakimdi . Yatakta Rain'in yattığı yerin izi çıkmıştı. Yan tarafına geçti. Yatak Rain gibi kokuyordu. Sabun ve Rain'in vücudunun kokusu. Rain yanına yattığında koku daha da artmıştı. Lu gevşediğini hissetti. Buna çok kolay alışabilirdi. Rain hemen yanında sırtı dönük yatıyordu. Sırtını inceledi saçlarını inceledi kollarını, nefes alışlarını ... Hepsi onu güvende hissettiriyordu. Kendine bu kadar kaba davranan ve sürekli farklı biri olan bu adamı sevmesi mümkün müydü.
Gözlerine parlak bir ışık vururken ellerinin üzerinde bir hareketlilik hissetti. Uykusunda Rain'e arkasından sarılmıştı hemde sımsıkı. Bir ahtapot olmadığım kalmıştı diye düşündü. Ellerini hemen gevşetti.
"Özür dilerim , daha önce kimseye böyle bir şey yapmamıştım "
Rain sadece gülümsedi ona. Doğru sabahları çok sevimli bir modda oluyordu. Lu yattığı yerden Rain'i izlemeye başladı. Dolap kapağını açıp sıradan bir siyah tişört çıkarttı. Ona uygun siyah bir kot seçerek koluna taktı.
"Ben çıksam iyi olur " dedi Lu ve hareketlendi.
"Yat uyu , belli ki çok yorgunsun. Yüzün iyice şişmiş" dedi gülümseyerek. Lu utançla kafasını yorganın altına gömdü. 5 dakika geçmemişti Lu kafasının bir kısmını dışarı çıkardığında Rain giyinmiş bir halde tuvaletten çıkıyordu.
"Panda gibisin , uykucu ve siyah beyaz " Lu'nun boyalı siyah saçları ve beyaz tenine takılmıştı. Lu pandaları severdi daha çok gerindi ve yatağa uzandı . Tabi kafasına bir yastık yemeden önce böyleydi. Rain kollarını kavuşturmuş onu izliyordu. Lu yastığı eline aldığı gibi hızlıca fırlattı ama Rain onu tek eliyle yakaladı. Uykusunu kaçırmıştı işte.
"Ben kahvaltı etmeye gidiyorum , istiyorsan kalabilirsin burada"
Lu , Rain'i neredeyse hiç yemek yerken görmemişti. Peşine takılacaktı ki üstünde dün buraya gelirken giydiği pijama olduğunu farketti.
"Al bu işini görür . " Rain ona bir siyah tişört attı. " Buraya bu şortla nasıl geldin sen , bunun için yapacak bir şeyim yok maalesef"
Lu önemsemedi Rain hep kısa giyinmesinden yakınırdı , özellikle Theon'un yanında.
"Theonla aranızda ne var ?" diye sordu Lu ona bol gelen siyah tişörtü giyerken. Rain'in onu kapı dışından duyabildiğini biliyordu.
"Hiç bir şey , Neden sordun ?"
"Birbirinize karşı çok düşmanca davranıyorsunuz"
"Ah , o konu .. Halloldu "
Ne konusuydu acaba . Rain kesinlikle anlatmazdı.
"Tamam hazırım"
*
"Burada yemek yemene nasıl izin veriyorlar ve Burayı biliyorlar mı , neresi burası ?"
"Sakinleşecek misin biraz . Burayı ben yaptım, çoğu kişi bilmez . Gördüğün gibi fazla bir şey yok ama sakin bir yer"
Bir kulübe yapmıştı Rain arazi içerisindeki ormanlık alanındaydı , tahta döşenmişti ama içerisinin sıcak bir havası vardı. Odasına hiç mi hiç benzemiyordu. Küçük bir şömine bile vardı. İki küçük odası , bir tane tuvaleti bir de salona bağlı bir mutfak. Yerde kahverengi yumuşacık halılar vardı. Lu iki oda olmasına şaşırdı . Çünkü Rain hep tek gezerdi.
"Neden iki oda var ?"
Rain'in yüzü bu soruyla kasılmıştı. Cevap vermek istemiyordu besbelli.
"Tris ile beraberken yapmıştım . Onun dışında buraya gelen tek kişisin "
"O , öldü mü?"
"Hayır , o ... İşler biraz karışık" diye kestirip attı Rain. Lu , Rain'in nasıl birini sevebileceğini düşündü. Uzun muydu yoksa kısa mı , saçları dalgalı mıydı , melez miydi yoksa . Kafasını bu düşünceler kurcalarken bunların hiç birinin önemli olmadığını farketti. Onu asıl üzen Rain'in başka birini sevebilmesiydi. Hatta ona çok değer vermişti. Onların eviydi burası. Kendini fazlalık gibi hissediyordu şimdi.
"Kahve ister misin ? Pek becerikli değilim ama omlet yapabilirim "
Lu başıyla onayladı ve yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. Koltuklardan bir tanesine oturdu. Rain kahveyi getirirken Lu'nun oturduğu koltuğa kısa bir süre baktı. Tris'i hatırlatıyor olmalıydı. Omletleri çevirmeye giderken Lu başka bir tanesine oturdu. Pencereden bütün orman gözüküyordu. Ağaçlar ve sincaplar .. Lu kahvesinden bir yudum aldı şekerliydi . Rain nasıl sevdiğini hatırlamıştı. Şimdilik bu yeterdi.

Lu yine kedi gözlü adamı görmüştü bu sefer bilgi biriminden biriyle konuşuyordu. Gözlerini çekmek istiyordu ama yine göz göze geldiler. Adam Lu'ya doğru yürümeye başlamıştı. Rain ne olduğunu anlamak için durmuştu. Lu'nun baktığı yere bakınca keyfi kaçtı.
"William " dediğinde Rain , Lu gözlerini sonunda ondan ayırabildi.
"J , sende mi buradasın kaç yıl oldu 8 mi ?" J'de kimdi ? Ayrıca adamın sesi yatakta kullanılacak bir sesti;egzotik , kendine çeken..
"Evet , Arabistan'ın düşüşünden sonra pek görüşemedik değil mi ?"
"Haklısın , hayatımın en büyük başarısızlığı , idareyi en başında bana verselerdi şu an da burda olmazdım tabi"
Rain'in canını sıktığı çok belliydi.
"Bu dikkat çekici küçük hanımda kim J ?" dedi gözlerini Lu'ya dikerek. Rain Lu'nun belinden tutup yanına yaklaştırdı. Benim diye hırlıyordu sanki.
"Lucinda , Theon'un hala eğitim gören havarisi "
Adam yarım ağızla güldü.
"Demek artık melezleride havari yapmaya başladınız , buraya getirilmem doğru bir hareket olmuş öyleyse ..." dedikten sonra Lu'ya dönüp " Merhaba küçük hanım , ben William Halit bin Mahmud " elini kibar bir şekilde uzatmıştı. Lu'da elini sıkmak için uzandı. Ama nasıl olduysa boşluğa doğru yalpalanmaya başlamıştı , işte tam o sıra William eğilip Lu'nun kolunu yakaladı . Şimdi sarılıyor gibi görünüyorlardı. Kulağına bir şey fısıldadı."Kim olduğunu biliyorum" Lu hemen kendini toparlayarak ayrıldı. Ama William'ın gözleri onun üzerindeydi , sinsice sırıttığına yemin edebilirdi.
"Ah , özür dilerim benim hatam kaymış olmalıyım"
"Ziyanı yok Lucinda . Seninle tanıştığıma sevindim . J , sonra görüşmek üzere " dedi ve yanlarından ayrıldı William.
Lu , Rain'e döndü.
"J'de kim tanrı aşkına ?"
Rain sıkılmışa benziyordu. "Benim , yani gerçek ismim J ile başlıyor . Ama kullanmıyorum . William hırslı biridir ayrıca çok zeki . Benimle oynuyor işte "
"Peki bu William'da kim?"
"Theon'un nişanını duymuşsundur yada en azından görmüşsündür . Azura , Arap yarımadasının tek melez prensesi ayrıca damarlarında Mısır prensesinin kanıda var. Melez olmasaydı ülkesinin en yetkili kişisi olabilirdi. Böyle iyi bir iş anlaşması yapılırken yanına William'ı da istediler - ki tüm amaçları buydu. Will adını dünyanın görmüş olduğu en zeki insandan alıyor. Ama O bundan daha zeki biri olarak doğdu. IQ'su 375 olarak ölçüldü bu bir rekor. Ayrıca savaş becerileri, fiziksel hızı ve beyninin yüzde kırkını kullanabildiği için kendine has yetenekleri var. Yani istesekte istemesekte o her şeyin kurtuluşu olabilecek bir adam"
"Kendine has yetenekleri var dedin nedir bunlar ? "
"Ben sadece bir kaç tanesine tanık oldum savaş sırasındaydı. Kaç mermi yerse yesin vücudunu kontrol edip hepsini çıkarıyor ve kendini tekrar iyileştirebiliyordu. Ayrıca kum taneciklerini bir şekilde hareket ettirip onu bir silah olarak kullanabiliyor . Korkunç bir adam bulaşmak istemezsin. "
"Ama sen onu yendin değil mi ?"
"Şey , öyle denebilir "
~
Multimedia: William

BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin