Kaç saattir durmaksızın koşuyor, bilmediğim köşelerden dönüyordum?
Hesaplayamayacağım kadar aklımı yitirmiştim sanki. Sürekli koşmuştum ve arkama bakmaktan korkuyordum. Alfalar her anlamda hızlı ve çevikti, onurlarına düşkündü. Alp'i spreyle geri püskürtsem de etkisi ne kadar sürerdi? Ya arkamı döndüğümde oradaysa ve ben bakar bakmaz yakalarsa?
Bu düşünceden korktuğum için durmamış kendimi öyle bilinmedik dönemeçlere sokmuştum ki yaşadığım şehirde böyle yerlerin olduğu gerçeğini bile şimdi fark ediyordum. Ayaklarım yorgunluktan ağrıyordu artık. Nefesim kesik kesikti ve ciğerlerim isyan ediyordu.
En sonunda durup terk edilmiş harabe bir evin bahçe kapısına oturduğumda derin derin soluklanıyordum. Biraz dinlensem telefondan arkadaşımı arayıp beni almasını isteyebilirdim.
Ancak Tanrı tekrardan bir tuzak içine çekildiğimi kanıtladı. Duyduğum gür kahkahalar ve aldığım alfa kokularıyla bir beladan daha büyük belaya bulaşmış gibiydim.
Hızlıca kendimi bilmediğim harabe evin bahçesine attım. Duvarı çok yüksek değildi ama eğilirsem görünmezdim. Zaten eski bir ev olduğu için bahçesinde bir ışıklandırma yoktu ve ev de tamamen karanlıktı.
"Sikerler..." önce bir tekme sesi duydum. İlk başta alfanın yeri tekmelediğini ya da taşa takıldığını sandım ama duyduğum inlemeyle irkildim.
Hafifçe duvara dönüp göz ucuyla bakmak için havalandığımda benden biraz uzakta duran dört kişi gördüm. Korkunç duruyorlardı ve hepsi iri yarıydı. Ancak onları daha korkunç gösteren şey ayaklarının dibinde duran belki de onlardan daha iri olan adamdı.
Kanlar içindeydi.
Hava zifiri karanlıktı ama sokak lambaları aydınlatmak konusunda iyi iş çıkarıyordu.
"Berat şu piçi niye gebertmiyor?" Diye sorduğunu duydum adamlardan birinin. Ortalarındaki adam baygındı galiba çünkü ses yoktu.
"Ne bileyim hapse mi ne attıracakmış." Dedi adamlardan biri.
"Hazır elimize geçirmişken çekelim fişini hapisle niye uğraştırıyor?" Diğer adam konuştuğunda sesi bıkkın geliyordu.
O an nasıl bir şeye şahit olduğumu anladım. Tacizin izi geçip gittiğinde ve bu alfaların varlığı beni endişelendirmeyi bıraktığında ortaya çıkan gerçek endişe vericiydi.
Dört alfa bir alfayı öldüresiye dövmüştü. Berat denen biri bunu yaptırmıştı ve adamı öldürmeyi tartışıyorlardı.
Gözlerim kanlar içinde yatan adama kaydığında istemsizce elim telefona uzandı. Polisi arayabilirdim ama konuşamazdım çünkü sesimi duyarlardı bu yüzden en iyisi video çekmek olabilirdi. Kamerayı onları çekecek şekilde tutup videoyu başlattığımda konuşmalar devam etti.
"Hee ya, gebertelim alsın parasını Berat abi. Cinayetle uğraşmasın boşuna zaten nerden bilecekler?"
"Parasını almak için işte dinlemediniz mi oğlum? Biz dövüp komalık ettik Berat da bir saate gelir götürür cinayet yerine. Sonra polisi arayacak, tutuklanacak işte."
"Siktir et, biz üzerimize düşeni yaptık da bu Berat suçu bize atarsa ne bok yiyeceğiz?"
Adamlardan biri o kadar korkuyordu ki sesinim titrediğini boş ve sessiz sokakta duyabiliyordum.
"Niye yapsın oğlum?" Diye sordu içlerinden diğeri.
"Planı bozulursa ilk bizi satacak oğlum kendini ifşa edecek değil ya. Anlamadım da zaten niye bu adamı biz dövüyoruz da diğer yetim piçleri dövmüyor. Ailemiz var diye şantaj yapa yapa mahvetti bizi." Korkak olan hem öfkeli ve çaresizdi.
"Bırakıp gidelim mi?" Diye sordu korkak olan. Diğerleri bu laflarıyla duraksamıştı zaten. "Ya bizi kandırdıysa? Ya o değil de polis gelirse buraya? Tutuklandığımızla kalırız, dövdüğümüz alfa Ali Asaf Buca lan, o uyansa zaten siker çarkımızı."
Diğerleri onun sözlerinden etkilenmiş gibi duraksadı.
"Yapar mı lan?" Diye sordu içlerinden biri. İçine kurt düşmüştü.
"Sırf ihale kaybetti diye adamın üzerine hem cinayet yıkacak hem de servetine konacak. Sence bu adam bizi harcamaz mı?" Korkak olan onları ikna etmek için heyecandan neredeyse bağırıyordu.
"Bırakıp gidelim, üzerimize düşeni yaptık. Zaten izbe bir yer burası kuş uçmaz kervan geçmez yere getirdik. Bir saatcik kalsa kimse görmez. Onlar da işini halletmiş olur biz de paramızı alırız, ha ne dersiniz?"
Diğerleri birbirlerine bakarken ikna olmuşa benziyorlardı. Kameradan görebildiğim bedenler yavaşça alfadan uzaklaştıklarında nedense derin bir nefes alıp verdim. Gitmeleri benim açımdan da iyiydi, omegam hala korkunun etkisindeydi ve feromon salgılamaması için kendimi daha ne kadar tutabilirdim bilmiyordum.
"Gidelim." Dedi içlerinden biri. "Faruk haklı, biz yaptık üzerimize düşeni gerisi onlarda."
Son kez alfaya bakıp sessizce gittiler. Ve ben onların gittiğinden emin olduğumda kaydı durdurmadan saklandığım yerden çıktım. Alfaya yaklaştığımda kameramın çektiği son şey yüzü oldu ve kaydı durdurdum.
O an geriye kalan şey koca bir komplonun ilk adımına şahit olup kanıt toplayan bir omega ve hiçbir şeyden haberi olmadan ölümle cebelleşen bir alfaydı.
Çok eğlenicez
Klişe seviyom arkadaşlar napim kızmayin moralim birden bozuldu aktiflik olsun diye attım saçmalamışsam söyleyin düzelteyim bölümün bir yerinde
Haydi Eyvallah
Insta; fromthemonlight
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanıt| gay
FantasíaEymen hayatının en berbat gecesini yaşadığı günün sonunda kurtardığı adamın alfası olacağını düşünmemişti.