27

1.6K 232 34
                                    

Eymen Endişe, korku, tedirginlik ve çaresizlik içindeydi.

Her bir duyguyu öyle derin ve içten hissediyordu ki zihinsel anlamda çok yorgundu. Bağlandığı sandalye ve bulunduğu oda öyle boğuyordu ki onu nefesi kesiliyordu.

Ali Asaf'ı istiyordu, omegası ona ihtiyaç duyuyordu keza o da öyle. O gece deniz de olduğu gibi onu kavrayıp güvende hissettirmesini her şeyden fazla istiyordu. Nasıl istemezdi ki? Bunca yılın ardından ilk kez aşkı, güveni, sahiplenmeyi ve sahip olmayı tadıyordu.

"Uyandın mı?" Gördüğü bedenle midesinin bulandığını hissetti Eymen.
Yanmış kağıt gibi kokan feromonlarla çevriliyken kusması çok olasıydı. Çünkü omegalar başka alfaların feromonlarından fazlasıyla etkilenirdi. Eymen ruh eşi olan bir omegaydı ve başka baskın alfa feromonları onu çok fazla etkiliyordu.

"Merak etme kimse bulamaz bizi." Yüzündeki iğrenç denebilecek sırıtış kanını kaynattı Eymen'in. Yapabilse ona öyle sert bir yumruk atardı ki eklemleri morarsa bile umursamazdı.

"Sen öyle san." Kibirle konuşsa da endişeleniyordu. Nerede olduğunu, ne kadardır baygın olduğunu bilmiyordu bile. Ama içten içe Ali Asaf'ın onu bulacağından emindi.

"Seni ne kadardır istiyorum biliyor musun?" Yanına yaklaşıp yüzünü boynuna sürttüğünde geri çekildi Eymen yapabildiği kadar. Temasından tiksinmişti.

"O gece otoparkta çok zorluk çıkardın bana. Ne güzel işaretleyip omegam yapacaktım seni." Nefes sesi bile Eymen'in yüzünü buruşturması için yeterliydi. Sözleri ayrı bir kin sebebiydi.

"Nişanlısın sen!" Diye bağırdığı yüzüne doğru. Söyledikleri onda geri çekilme isteği yaratsa da ne yazık ki bağlandığı sandalyede bu mümkün değildi.

"Yaren sadece parasını kullanacağım sıradan bir omega." Sesindeki kendini beğenmişlik tüylerini diken diken etti Eymen'in. "Büyük vurgun yapacağım, sonra seni de alıp gideceğim buradan. Yeni bir hayata başlayacağız."

Eymen içindeki endişeden kendini yiyip bitiren omegayı görmezden gelmeye çalıştı. Alp açıkça kafayı yemiş manyağın tekiydi.

Ellerini ipten kurtarmaya çalışsa da çok  zordu. Bir şeyler yapmalı ve ondan kurtulmalıydı.

"Tuvalete gitmem lazım." Diyerek geri çekildi.

"Yalan söyleyemiyorsun bile benim güzel omegam." Alp ellerini saçlarına koyup okşadığında nefretle baktı Eymen ona.

"Tuvalete gitmem lazım diyorum! İlla olduğum yere mi yapmam lazım inanman için?" Bağırışıyla iç çekti Alp.

"İyi, iki dakikan var." Ayaklarındaki ipleri özgüvenle çözmüştü Alp. O bir alfaydı ve Eymen'i rahatlıkla sadece feromon kullanarak etkisiz hale getirebilirdi.

Eymen'i kolundan tutup bulunduğu odadan çıkardı. Oldukça lüks bir evin içinde olduğunu fark etti Eymen. Acaba kendi evinden ne kadar uzaklıktaydı?

"Gir." Açılan banyo kapısına baktı Eymen.

"İpleri çöz." Alp alayla baktı ona hemen sonra kolundan içeri itip kapıyı kapattı.

"İki dakika başladı. Onuncu kattayız atlamayı düşünme bile."

Duyduklarıyla pencereye bakan gözleri umutsuzlukla doldu. Hızlıca Büyük banyoyu gezindi gözleri. Elleri arkadan bağlıyken ne yapabilirdi ki?

Dolapları sessizce açmaya çalıştı ama içleri boştu. Umutsuzca etrafta gezinen gözleri en sonunda küçük bir çekmecede en köşede duran yüz usturasını gördüğünde neredeyse mutluluktan parladı.

"Bir dakikan kaldı."

Alp'in sesinin moralini bozmasına izin vermeden sifona bastı ses gitsin diye. Hemen sonra usturayı iplere sürtmeye başladı.

İnce plastik denebilecek bir şeydi bu yüzden yirmi saniye gibi bir sürede elini kesse de ipleri kesmeyi başardı. Özgür kaldığında derin nefesler aldı mutlulukla.

Elleri ceplerinde gezinse de ne yazık ki telefonu alınmıştı.

"Açıyorum kapıyı!" Duyduğu sesle gerilerek etrafa baktı.

Asla bir alfayı dövemezdi. Bir omega kadar naif bedeni olmasa da bir alfayla asla kıyaslanamazdı.

Gözleri dekor olarak konmuş seramik heykeli bulduğunda elleri onu kavradı.

Kapının arkasına saklanıp nefeslendi.

"Ellerimi yıkamam lazım!" Diye bağırdı. "Ellerimi çöz."

Alp, "Gerek yok." Diyerek kapıyı açtığı an adrenalinden elleri titriyordu Eymen'in. "Gel-"

Önüne gelen bedenin kafasına tüm gücüyle sert seramiği vurdu. Afallayarak yalpalayan bedenin toparlanmasına fırsat kalmadan son gücüyle tekrar vurdu Eymen.

Alp dengesini kaybedip kanayan ensesiyle yere yığıldığında Eymen ne zaman ağlamaya başladığını bile bilmeden çıktı banyodan. Adımları kapıyı bulduğunda Alp onun kaçabileceğine inanmadiğından kilitlemediği kapıyla şükürler etti Eymen.

Hızla asansöre binip düğmeye bastı. O kadar hızlı basıyor ve ağlıyordu ki sanki her an Alp onu asansörden çıkarıp tekrar eve atacak gibi hissediyordu.

Tüm vücudu tir tir titriyor kusmak istiyor ama buradan çıkmak daha ağır basıyordu.

On katı ne halde indiğini bilmiyordu bile. Yabancı evin kapısını açtığı an özgürlük hissiyle hıçkıra hıçkıra ağladı. Arkasına bile bakmadan kaçmak için koştuğunda daha bahçe kapısında hissetti alfasını.

Göğsüne çarptığı beden onu sıkıca kucakladığında ise andrenaline dayanamayan bedeni güvnli kolların arasına yığıldı.

Ali Asaf gördüğü bedenle binlerce kez şükürler ederken bir taraftan da ne kadar kötü etkilendiğini fark etmesiyle kanı kaynıyordu.

Eymen için iyi haberdi evet ama Alp icin cehennemin çanları çalıyordu.

Pek kaos yapamıyorum gibi

Ama kendini kurtaran ukeye kaç puan veriyorsunuz?

Kanıt| gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin