29

1.3K 188 9
                                    

Eymen

Güvenli.

Şu anda bulunduğum durumu anlatabileceğim tek kelime buydu belki de. Her ne kadar öncesinde başıma pekte güvende hissettirmeyecek şeyler gelmiş olsa da.

Ama şimdi o korku çok uzaktaydı. Gözlerimi daha aralamadan burnumdan içime dolan tarçın ve kahve kokusunun tadını çıkarıyordum. Etrafımı bir bulut gibi sarmıştı koku. Normal şartlar altında oldukça sert olması gerekirken o kadar inceydi ki tarçınlı kahveyi içmeden sevmiştim. İçimi uyuşturuyordu.

"Uyu bebeğim..." duyduğum seslenişe ek olarak saçlarımda hissettiğim parmaklar öylesine uyuşturmuştu ki kafamı uykum gelmişti yine.

Daha gözlerimi açamadan yine karanlığa teslim oldum.

×

İkinci sefer uyandığımda yalnızdım odada. Ancak burnuma dolan yemek kokusu evde tek olmadığımı gösteriyordu.

Aklıma dolan kötü anılarla kalbim teklese de içten içe Ali Asaf'ın varlığının bu paniği saniyelere düşürdüğünü hissediyordum.

Yorganı üzerimden atıp odadan çıktığımda banyoya ilerledim çünkü gözüm zor açılıyordu. Uyku o kadar tatlıydı ki sarhoş gibiydim.

Beyaz tişört ve mavi çizgili pijamalarla epey uyku sersemi görünüyor olsam da önemsemeden yüzümü soğuk suyla yıkadım. Havluyla yüzümü kuruturken bile ayıldığımı hissediyordum. Havluyu yerine asıp çıktım banyodan.

Çorapların sıcaklığıyla mutfağa ilerlediğimde bana arkası dönük Ali Asaf'ı gördüm.

Üzerinde sadece beyaz bir eşofman vardı. Yapılı sırtı ve bileğindeki izle iyi görünüyordu. Onu rahat görmeyi seviyordum. Olduğundan genç gösteriyordu.

"Merhaba." Diyerek varlığımı belli ettim.

Elindeki tava ve kaşığı bırakmadan bana döndü omzu üzerinden. Normalde düzgün olan saçları bu sefer dağınıktı ama yakışıyordu ona.

"Merhaba." Dedi gözleri beni süzerken. İyi olduğumdan emin olmak istiyor gibiydi.

"İyiyim, yardım lazım mı?" Orada dikilmeyi bırakıp yanına ilerlediğimde yaptığı şeye baktım.

Alfredo soslu fettucine makarnaydı ve o kadar iştah açıcı duruyordu ki midem aniden açlıktan ağrımaya başlamıştı. Kokusu bile baş döndürücüydü.

Belimde hissettiğim elle yanına yaklaştım Ali'nin. Çenesini kafamın üzerinde hissettiğimde midemde uçuşan kelebekleri yutkunarak durdurmaya çalıştım. Çıplak teninden yükselen feromonları aklımı başımdan alıyordu.

"Gerek yok bitti zaten. Sen otur getiriyorum tabakları." Kafamın üzerinde hissettiğim öpücükle yanaklarımın ısındığını hissettim.

Temasları o kadar güzel hissettiriyordu ki.

"Eymen?" Duyduğum seslenişle irkilerek ona döndüm. Yüzündeki muzip gülümsemeyle bana bakıyordu.

Öylece dikildiğimi ve ondan etkilendiğimi belli ettiğimi fark ettiğimde hızlı adımlarla çıktım mutfağımdan.

Ne ara ondan bu kadar etkilenir hale gelmiştim?

Kanıt| gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin