*şiddet tasvirleri içeren bir bölüm rahatsız olacaklar varsa okumasın*
Ali Asaf kolları arasındaki bedeni arabasına taşırken her bir uzvunu inceledi. Kan ya da yara yoktu ve bu da onu en azından daha az endişeli hale getirmişti.
Sadece korkudan bayılmıştı.
"Onunla kal, geliyorum yarım saate." Arabaya oturttuğu bedeni kadına emanet edip hızla geri giderken tarif edilen eve girene kadar koşar adımlar atıyordu. Bir an önce işi bitirip geri dönecekti.
Apartmanın içine girip Banu'nun söylediği kata bastığında açılan asansör kapılarıyla yeri titreten adımlar atarak girdi kapısı ardına kadar açık olan eve.
Gözleri içeriyi tararken açık banyo kapısına yaklaştı. İçeride yarı hareket halinde olan bedeni görmesiyle kahverengi gözleri yerini kırmızıya bıraktı.
İçeri attığı iki adım sonrası onun için epey hızlıydı.
Yarı baygın bedeni kollarından tutup ayağa kaldırdığında baygın beden pek ayak uyduramasa da ondan kısa boyuyla karşısına dikilebilmişti.
"Seni öldüreceğim."
Tek cümle ve Alp baygın da olsa başına gelecek seyi anlamıştı.
Ali Asaf karşısındaki bedenin saçını tuttu ve kollarını ondan ayırdığı saniye kafasını fayans kaplı duvara sertçe geçirdi.
Anında burnunun kırılma sesi ve fışkıran kanlar banyonun içini doldurdu. Alp acıdan inlemiş ve kendini yere atmıştı elliyle burnunu tutarken.
"Benim omegama nasıl dokunursun lan sen?" Öfkeli beden onun bu zavallı halinden gram etkilenmemişti bile.
Yerdeki bedenin gövdesine oturup yanaklarını kavradı iri elleriyle. Göz göze geldiği yaşlarla oldu bedene acımadı.
"Seni öyle bir geberteceğim ki izini bile bulamayacaklar." Kavradığı bedenin kafasını sertçe altındaki fayansa vurdu ardarda.
Alp her bir darbede acı içinde tırnaklarını karşısındaki bedenin ellerine geçirmeye çalışsa da faydası yoktu. Ali Asaf hiç durmadı.
Altlarındaki beyaz fayans neredeyse kan gölüne döndüğünde de durmadı, Alp artık bilincini kaybettiğinde de durmadı, sakinleşmedi bile.
Onu bıraktığında artık nabzı atmıyordu, ölmüştü.
Sakince kalktı üzerinden Ali Asaf.
Altındaki bedene baktı, "Senin gibiler laftan anlamaz. Onu bir kere korkuttun ikincisi olmayacak çünkü öldüreceğim. Ona zarar veren herkesi öldüreceğim.
Ve yapabilirsem cehenneme gelip sizi tekrar öldüreceğim."
×
Apartmandan çıkan Ali Asaf daha sakindi. Gerçekten de yarım saatte halletmişti.
Ellerindeki kanı bile yıkamıştı.
Arabaya döndüğünde betayı ve omegasını arkada gördü. Henüz uyanmamıştı.
Sessizce binmeye çalıştı. Telefondan Karan'a mesaj atıp kalanları halletmesini istedi.
Gözleri Eymen'deyken çalıştırdı arabayı.
Hayatı boyunca zorluklar yaşamıştı Ali Asaf. Ailesini kaybetmişti ve aklını yitirecek türde yalnızlıkla sınanmıştı çocukluğu, ergenliği ve yetişkinliği.
Başarısının arkasına saklamıştı bu vahşi tarafını. Çünkü sevdiği kişileri kaybettikten sonra hayatına aldığı dostlarının zarar görmesini hic istememişti.
Bu reddediş beraberinde zincirleri onun elinde olan bir canavar var etmişti.
Ama Ali Asaf her şeyden öte yalnız bir adam olduğundan birine bu denli değer verememişti. Kazık yediği de olmuştu mesela tek dostu Karan'dı. Geri kalan herkes ona ihanet etmişti.
Ruh eşiyle tanışma sebebi de uğradığı ihanet değil miydi?
Ama ilk kez pes etmişken, başına gelenlerden kurtulamayacağını düşünmüşken bu sefer o kurtarılmıştı.
Bir gece... hayatının mahvedilişi ve en güzel şekilde toparlanışı bir gecede gerçekleşmişti.
Eymen gelmişti kokusundan sonra, dokunmuştu kalbine ve işaretini bırakmıştı bileğine.
Bir kere de değildi. Aslında farkında olmadan üç kez kurtarmıştı Eymen onu.
O gece kendisi pes etmişken onu kurtararak yapmıştı ilkini. Ona dokunarak ve yalnızlığını yok ederek yapmıştı ikinci atağını. Üçüncüsü mahkemedeydi.
İşte bu yüzden Ali Asaf birisini öldürdüğü icin değil o uyandığında nasıl hissedeceği konusunda endişeliydi.
Çünkü Ali Asaf artık biliyordu ki Eymen için yapabileceklerinin sınırı olmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanıt| gay
FantasyEymen hayatının en berbat gecesini yaşadığı günün sonunda kurtardığı adamın alfası olacağını düşünmemişti.