8

2.1K 271 43
                                    

İzin haftam biterken kendimi dinlenmekten epey uzak hissediyordum.

Omegam canımı yakıyor, alfasıyla etkileşime girmem için elinden geleni yapıyordu. Uyku kalitem berbatlaşmış bu da yetmezmiş gibi ruh eşi işareti sızım sızım sızlamıştı. Umduğumdan daha berbat geçen tatilim de sonlanınca ne yazık ki kendimi iş yerimde bulmuştum.

Arabadan inerken satın aldığım acı kahvenin son yudumunu içtim. Boğazımı yakan acılık hissine rağmen iyi hissetmiştim. En azından uykusuzluğuma iyi gelecekti. Aklımdaki karmaşa içinse bir çözümüm yoktu. Sadece güzel bir meblağ biriktirim hayatımın geri kalanını alfalardan uzakta yaşamak istiyordum.

Otoparktaki asansöre binerken huzursuz bir ifadeyle kravatımı çekiştirdim. Omegamın hissettirdiği rahatsızlık ve kırgınlık duygusu beni fiziki anlamda zorluyordu. Ruh eşiyle birlikte olmak için beni öldürecek kadar etki etmesi ondan iyice nefret etmeme sebep oluyordu.

Ne istiyordu? Kullanılıp bir köşeye atılınca, itaatkar bir köpek gibi davranılınca, oturduğu yerde bir gram sevgi için kendinden vazgeçince eline ne geçecekti? Tanımadığım, bilmediğim bir alfayla birlikte olmam için benim canımı yakarken onu koruduğum şeylerin neden farkında değildi?

Omegaları hayvanla bir tutan bir dünyada yaşıyordum. Onlarca cinayet işleniyor, binlerce omega alfası yüzünden eziyet görüyordu. Aileleri bir omega için uğraşma gereği bile duymuyordu ama gerçekten uğraşanlar için de bir sonuca varılmıyordu.

Sadece nüfuslu bir alfanın omega çocuğuysanız ya da eşiyseniz bir değeriniz vardı. O da alfanız icindi zaten.

Nasıl alfalardan nefret etmezdim ki? Dünyanın hakimi gibi davranıyor sadece doğdukları cinsiyet sayesinde statü kazanıyorlardı. Bir alfa olarak doğmak demek bir omegadan daha üstün olmak demekti.

Örneğin aynı işte, belki de fazla mesai yaparak çalışan kişi olmama rağmen bir alfanın yarısı kadar maaş alıyordum. Daha fazla iş yapmamın bir önemi yoktu kimse için. Birisi beni taciz etse gidip şikayet de etsem, kanıtım da olsa kimsenin umurunda olmazdım. Öldürülsem, kimsesiz bir omega diye gömülürdüm.

Ne ailem beni önemserdi ne de bir isimle gömülürdüm.

İşte bu tip şeyler yüzünden omega olmaktan nefret ediyordum. İstemediğim kadar duygusal ve incinen biriydim. Kendimi ne kadar sert bir kabukla kapatırsam kapatayım olmuyordu işte. Dünya rahat verse omegam vermiyordu.

"Senden nefret ediyorum." Aynadan gözlerimin içine bakarken omegamın beni duyması icin odaklandım. "Bir alfa için kuyruk sallayacağımı sanıyorsan siktir git. Senin isteklerini yerine getireceğimi sanma, beni zorlamaya devam edersen alfanın benden alacağı tek şey intihar mektubu olur."

İçimde onun korkusunu hissettim ve bu iyiydi. Kaç gündür bana ait olmayan bir acı ve hüzün içinde boğuluyordum. Ruh eşini bulduğundan beri beni etkisi altına alıp koşa koşa alfasının altına yatmak istiyordu.

Ölümü çiğnese de diz cökmezdim ben o alfaya.

Açılan asansör kapısıyla derin bir nefes alıp verdim. Kravatımı düzeltip içeri adımladım. Gördüğüm kaos ile kaşlarım çatıldı. Genelde de ofis hareketli olurdu ama bu sefer herkeste bir haller vardı sanki.

İşlerin aciliyeti olduğunu düşünüp sessizce masama geçmeyi planladım ama beni görür görmez kitlenen insanlarla olduğum yerde kaldım.

"Eymen, nerdesin sen?" Banu'nun endişeli sesiyle irkilerek ona döndüm.

Gözüm saate kaydığında tekrar ona baktım. Geç kalmamıştım ve hatta on dakika erken gelmiştim.

"Bir sorun mu var?" Diye sordum anlam vermeye çalışarak.

"Müdür seni çağırıyor." Dediğinde ise bu beni daha da gerginleştirdi.

"Neden?" Diye sorup anlamaya çalışırken herkesin garip bakışları altında Banu sırtımdan iterek, "Hemen gitmen lazım sabahtan beri seni çağırıyor, çok sinirli." Diyerek açıkladı.

Yaptığım şeyleri düşündüm. Bir hatam yoktu, senelik iznimden önce her işi başarılı bir şekilde yerine getirmiştim. Tatilimden de bin kez haberdar olmuştu zaten.

Banu'nun ittirişine ayak uydurup müdürün odasının önüne geldiğimde yutkunarak kapıyı tıklattım.

İçeriden gelen komutla hızlandı kalbim. Kovulacak mıydım? Eşleştiğim için bekar bir alfa alarak beni devre dışı mı bırakacaklardı? Eşleşen omegaların rahatsızlıkları daha sık olduğundan iş yerlerinde istenmiyorlardı.

Sakince içeri girdiğimde müdürün gergin bir ifadeyle durduğunu gördüm.

"Beni çağırmışsı-" sorumu tamamlayamadan şokla sustum.

Müdürün ayakta gerginlikle, ellerini önüne kavuşturarak durduğu yerin ilerisinde, onun koltuğunda oturan adam benim ruh eşim olan alfadan başkası değildi.

Helal lan yusufi

Güzel günler bizi bekliyor da

Eymen daha bu karakterle baya ilerleyecek cano

Haberiniz ola

Haydi Eyvallah Everybody

Insta: Fromthemonlight

Kanıt| gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin