16

1.8K 244 34
                                    

Sandviç hamlesi bir felaketle sonuçlandığında ne yazık ki beklediğim şeyi görememenin hüznüyle ayrılmıştım odadan. Ayaklarım beni lavaboya yönlendirdiğinde aklımda tamamen ifadesiz yüzü vardı.

İnsan mıydı bu? Acıya dayanıklılığı olsa bile bir tatlı kaşığı tuzu yerken nasıl tek bir tepki vermezdi? Üstelik konuşma boyunca masasındaki suya dokunmamıştı bile.

Bizim için her şeye katlanıyor.

Omegamın hülyalı ruh haline güldüm. İyice mutluluk sınırını zorluyordu bu sıralar. Yine de onu bozmadım, hamleler de yapmadım. Alfasıyla aynı yerde olması şimdilik kontrolsüz isteğini bastırıyordu.

Bu hali de Ali Asaf'a içten içe minettar olmamı sağlıyordu. Yeni pozisyonumda başarı sağlayabilmek için aklımın ve ruh halimin yerinde olması gerekiyordu. Zorlukla, tehditlerle susturduğum omegam beni mahvediyordu. Oysa şimdi öğle yemeği teklifi sayesinde birazcık huzursuzlanmaya başlayan omegam tamamen rahat ve mutluydu.

Ve bu da buraya gelmesinin bana sağladığı faydayı düşünmemi sağlıyordu. Hayatım boyunca zıtlaştığım kurdumla sağlıklı bir bağ kurmak -alfa sayesinde olsa bile- iyi hissettiriyordu. Ruhumdaki boşluk dolmuş acım dinmişti.

Lavabodaki işimi halledip elimi yıkayarak çıktığımda kapıda gördüğüm bedenle irkildim.

Yaren tırnaklarını yiyerek koridorda turluyordu. Onu görmek zaten düşünmekten acıyan beynimi iyice ağrıtmıştı. Bu yüzden muhattap olmak istemeyerek yanından geçip gitmek istedim yine de evren elbette benim tarafımda değildi.

"Baksana." Mecburen adımlarım onun hemen yanında durduğunda sessizce ona döndüm.

"Omega mısın?" Kaba bir tabirle konuya girdiğinde içimde hissettiğim siniri göz ardı etmeye çalıştım.

"Evet?" Neden sorduğunu anlamaya çalışır gibi baktığımda yüzünde kibirli bir gülümseme belirdi. Kollarını göğsünde kavuşturup hemen dibime girdiğinde anca göğsüme geliyordu ve bana bakabilmek için yüzünü kaldırıyordu.

"Böyle ünlü bir şirkette omega olmak seni rahatsız etmiyor mu?" Göz ucuyla beni süzdüğünde sinirimi bastırmaya çalıştım.

"Pek sayılmaz ama sizin için bir omega olarak ünlü bir şirkette olmak sorun galiba?" Bozulan suratına baktığımda sinirlendiğini biliyordum ama pek umurumda değildi.

"İzninle." Diyerek konuşmaya hazırlanan bedenin yanından geçip gittim.

Ergen omegaların şu gereksiz triplerinden hoşlanmıyordum. O da bir omegaydı ancak belli ki empatisi yoktu.

İçimden bir ses Alp'in bahsettiği omeganın ben olduğumu anlamış olabileceğini söylüyordu. Bu da iki belayla uğraşmam gerektiği anlamına geliyordu.

İç çektim, başıma iyi şeylerin geldiğini görecek miydim?

"Eymen Yelkıran?" Duyduğum yabancı sesle irkilerek arkamı döndüm.

Kahverengi saçlı, koyu kahverengi gözlü, benden epey uzun olan bir adam bana bakıyordu.

Tanımadığıma emin olduğum beden yanıma yaklaşarak elini uzattığında tepki vermedim.

"Karan Uslu, Ali'yi kurtarırken beni aramıştınız." Tanıdık gelmeye başlayan kişiye elimi uzatırken adımı bildiğinden söylemedim.

"İyi misiniz, sinirli görünüyordunuz?" Ellerimizi ayırdığımızda sorduğu soruyla gerildim.

Ona bir şey demek Ali Asaf'a da bir şey demek olduğundan, "Önemli bir şey değil, bazen sifonlar tutukluk yapıyor sadece." Demekle yetindim.

"Ali Asaf'ı ziyarete geldiysen şu koridorun solunda hemen. Bana sizli bizli hitap etmene de gerek yok."

Yüzünde samimi bir gülümseme belirdi. "Teşekkür ederim." Aynı şekilde rica ettiğimde zaten işimin başına dönmem gerektiği için onu Ali Asaf'a götürmeye karar verdim.

"Seni ona götüreyim." Ondan yürümeye başladığımda peşimden geldi.

"Umarım alışmışsınızdır birbirinize." Gerçekten de istediği sey buymuş gibiydi.

"Sayılır." Diyebildim sadece. Ben bile aramız nasıl tam olarak bilmiyordum.

Çalışma bölümümüze girdiğimizde onu odanın kapısının önüne kadar getirdim. "İçeride şu an." Dediğimde tekrar teşekkür etti.

Samimi gelen bir tavrı vardı ve bir betaydı anladığım kadarıyla. Anlaşabileceğimizi hissetmiştim.

Masama geri dönmek üzere arkamı döndüğümde gözlerim içeri çoktan giren beş altı kişi arasından çoktan beni izleyen bedene kaydı.

Alp'in rahatsız edici bakışları altında masama döndüğümde ondan tarafa bakmadım.

Ama bakışlarındaki bir şey tüylerimi diken diken etmişti.

Birazcık ilerletiyorum olayları

Çünkü kurgu yerinde saysın istemiyorum 32 bölüm civarı olacak

Nasıl gidiyor?

Karan hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ya Alp hakkında?

Haydi eyvallah

Insta: fromthemonlight

Kanıt| gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin