Evet o evin önündeydi haksızlıkların sevgisizliğin tamamının içinde olan o evin önündeydi bir zamanlar yuva zannettiği evin önündeydi içeri girdiğinde ne ile karşılaşacağına dair hiçbir fikri yoktu belki de annesi değişmiştir belki de kızım diye sarılır babası bana diye düşünüyordu bu düşüncelerde kaybolmak yerine denemeyi tercih etti ve kapıyı çaldı kapıyı annem açtı yıllar geçti evet o İdil'i sevmiyordu ama o idil'in annesiydi insan annesini tanır gülüşünden tanır bakışından tanır şefkatinden tanır ama idil annesini kendisine bakan nefretli gözlerinden tanıdı ve anladı ki hiçbir şey değişmemiş hala kendisinden nefret ediyor konuşmaya başladı..
Mehtap:Ne işin var senin buradaİdil:Alp ile konuşmaya geldim
Mehtap:Senin alp ile konuşacağın bir şey yok çocuğumun beynini yıkayamazsın
İdil:Anne beynini yıkamayacağım Ben gelmesem başka bir savcı gelecek konuşmam lazım
Dedi ve içeri girdi Alp değişmiş gibiydi salonda oturup telefonuna bakıyordu normalde sigara içerdi
İdil:AlpAlp:Abla hoş geldin
Alp ablasına sarılmıştı en son sarıldığında 3 yaşında falandı herhalde O da çikolata verdi diye sarılmıştı sarılmasına karşılık verdi sonra konuşmaya başladı her şeyi anlattıAlp:Abla gerçekten öyle bir şey yapmadım yani neden beni suçluyorlar bilmiyorum ama haberim bile yok böyle bir olay olduğundan istersen adliyeye
Alp sözünü tamamlayamadan mehtap söze girdi daha doğrusu yine bağırmaya başladı
Mehtap:İdil bana bak yıllar sonra gelip saçma sapan Bir nedenden dolayı alp'i benden alıp götüremezsin buna izin vermemİdil:Anne alp'i hiç kimseye vermeyeceğim hapse de atmayacağım bir sakin ol sadece suçsuz olduğunu söyleyecek o kadar
Mehtap:Sana neden güveneyim evden kaçtın hatırlatırım
Mehtap öyle konuşunca yumruğunu sıktı sanki evden kaçmasnın sebebi idil gibi davrandı her zaman öyle davrandı ne olsa bir hata yapılsa her zaman İdil suçluydu neden yaptın diye hep idil'e diyordu ve idil'in yine gözleri dolmuştu Alp bunu görmüş olacak ki araya girdiAlp:Anne yeter artık ablam yıllar sonra karşına çıktı niye sarılmıyorsun kızına
Mehtap:Alp Sen ne dediğinin farkında mısın bu kızın evden kaçtıktan sonra nerede ne yaptı nerede ne bok yediği belli değil
Mehtap'ın en son söylediğini duyduktan sonra kafasından aşağı bir kova sıcak su dökülmüş gibi oldu o kadar sinirlendi ki eskiden sinirlenince hep içine atıyordu ama bu sefer yapamadı
idil:Anne yeter! Ben yoruldum her zaman haksız olmaktan yoruldum senin benim sırtıma yüklediğim günahları taşımaktan Ben çok yoruldum senin beni sevmemenden babamın beni sevmemesinden ben çok yoruldum YeterMehtap:İdil ben sana kötü bir şey yapmadım
İdil:Kötü bir şey yapmadın mı? anne sen beni sevmedin babam da sevmedi ya siz benim Veli toplantılarıma bile gelmediniz hasta olduğunda bir sıcak çorba yapmadın sen bana daha ne istiyorsun? sen bana çok şey yaptın benim hayalim moda tasarımı okumaktı.. Ben sırf bana yapılan gibi haksızlıkların adaletsizliklerin önünde durmak için savcı oldum her şeyimi Sen değiştirdin benim.. beni Sen değiştirdin anne
Kendini koltuğa bıraktı ve konuşmaya devam etti annesinin yüzünde ilk defa sanki pişmanlık görüyor gibiydi neler oluyordu annesine neler oluyordu O neden bunca yıl sonra pişmandı annesinin bazı şeyleri görmesi için idil'in patlaması mı gerekiyordu? belki de her zaman sustuğu için annesi beni ezdi
İdil:Sen bana ne öğrettin sadece biliyor musun anne annesizliği annesiz de hayatta kalınabildiğini öğrettin ben sevmeyi kendimi öğrendim senden ya da babamdan öğrenmedim kendim öğrendim
Annesinin gözünden ilk defa benim için bir yaş döküldüğünü gördü Rüya gibi bir şeydi onu sevdiği için mi gözyaşı döküyordu yoksa söyleyecek lafı olmadığı için sinirden mi ağlıyordu galiba bunu hiç bilemeyecekti..
İdil:Tamam neyse yeter bu kadar siz bu zamana kadar hayatımda yoksunuz bundan sonra da olmanıza gerek yok Ben sadece kardeşimi kurtaracağım Alp sen de yarın adliyede ol ablacığım
Dedi ve evden çıktı onların evin yanında küçük bir park vardı hala yıkılmamış eski bir Park olarak kalmıştı idil'in bazı geceleri orada geçerdi annesi onu evden kovduğu zaman orada yatardı tekrar oraya gitti ve o uyuduğu bankın üzerine oturdu ve sadece ağladı...