Delirme

6 1 3
                                    

İndiklerinde her yer çok güzel gözüküyordu Bodrum onlar için cennet gibi bir yerde İstanbul'dan sonra o kadar kargaşanın ve cinayetin olduğu yerden sonra böyle bir yere gelmek onlar için gerçekten Cennet gibiydi herkes sevgilisiyle kalmak istediği için odalar kolayca ayrıldı ve odalara yerleşildi erkekler kızlardan önce aşağı indi ve kızlarda sonradan yavaş yavaş inmeye başladı..
İdil: bir şey diyeceğim bu tatilde çok güzel şeyler olacak bence

Sima: ay evet yani şöyle söyleyeyim bazı şeyler fıkırdayabilir

Ayşegül: evlenmeden!

Sima: Ne var kızım kocam olmayacak mı zaten kızımın babası değil mi ne fark ediyor nikah mı? O da olacak tabii

İdil: yani yine de korunmanda yarar var

Sima: tabii kızım yani hamile olmak için gencim

Rana: boşuna yorulmayın kızlar onun nerede eğlence özlem gidermek falan

Pınar: Ama erkekler de buna pek meraklı yani Gel desen hemen olur derler

Tuana: ben niye geldim Sizle

Ayşegül: merak etme tatlım alp'le Yusuf konuşurken duydum Yusuf da bodrum'daymış

Tuana: öyle mi hiç şöyle düşünüyordum da neyse

Sima: önce denize mi gireriz yoksa ne yaparız akşam serinliğinde girmek de bir başka olur

İdil: Bence erkekleri etraftan toplayıp odalara çıkalım bu akşam bir güzel dinlenelim yarın devam ederiz

Sima: Biz dinlenebilir miyiz bilmiyorum canım

İdil: kudurma Sima!

Sima: Tamam be nerede onlar kızlar..

Ayşegül: kıyamet kopacak

İdil: sus efendim simacığım

Sima: onlar orada ne yapıyor

Rana: sanırım kahvede oynanan bir oyun oynuyorlar

Pınar: tavla o gerizekalı

Sima: Biz Ateş yüzünden ayrı kaldık günlerce ve o benimle ilgilenmek yerine tavla mı oynuyor!?

Rana: Evet hayatım Ama şöyle düşün bütün yaz demeyelim de neredeyse biz bir ay buradayız yani sıkıntı yok Sen ne de ilgilenir

Sima: ya ilk benle ilgilenecek ben neler öğrendim neler getirmiştim yanımda
Arkandan birinin gelmesi ile bütün kızlar korkak
Alp: kelepçe falan mı

Sima: bu kelepçeyi de seni boğarım ben

Alp: ya bana ne kızıyorsun Ben sevgilimin yanına geldim

Sima: Ayşegül bu çocuğun kıymetini bil en azından tavla oynamıyor

Ayşegül: ya oynayabilir

Alp: İyi tamam Ben gidiyorum o zaman

Ayşegül: gitti mi o şaka yapmıştım ya

Sima: ben onu oradan almasını bilirim
Sima hızlı bir şekilde erkeklerin yanına gider
Sima: burakcığım..

Burak: Bir dakika dur

Sima: bir dakika durma bunu sevgi sözcüğü nerede aşkım balım böceğim falan

SANA TUTSAK OLMAK EN BÜYÜK HATAMDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin