Arabaya binmişlerdi ve yaklaşık 2-3 saat sonra Ateş denen herifin evinin önündelerdi
Alp: plan ne?
İdil: Ne planı?
Burak: İdil biz buraya plansız mı geldik?
Deniz: Ya oğlum düzgün sorsanıza ya yani adamı nasıl indireceğiz diyolar
İdil: ne indirmesi oğlum siz iyi misiniz?
Burak: sorması ayıp biz buraya neden geldik adamı indirmeyeceksek?
İdil: gözetlemeye ve işimize yarayacak bir şey bulmaya geldik onu suçlu gösterecek bir şey mesela
Alp: biz şimdi bu herifin ağzına burnunu kırmıyor muyuz?
İdil: Kırmıyoruz tabii ki de iyi misiniz
siz ya!?Burak: idilciğim şimdi şöyle bir sorun var Sen evde öyle atarlı atarlı konuştun ki biz sandık geleceksin adamı vuracaksın gideceksin
İdil: aynen bu kadar korumanın içinde gezeceğim adamı vuracağım Ben de bu kadar aptaldım zaten
Alp: peki adamı gözetlemek için içeri girmemiz lazım nasıl gireceğiz?
Burak: oğlum senin ablan savcı değil mi savcılığını kullansın arama yapmaya geldik desin bizi de polis olarak falan göstersin işte
İdil: Sen bu zeka ile tıbı nasıl kazandın Burak bu adam demeyecek mi hani arama emrin nerede diye sizin üzerinizde zaten polis kıyafeti yok böyle temkinli bir adam bunları gözden kaçırır mı zannediyorsunuz!
Deniz: İdil
İdil: yani ben de yanımda akıllı birileriyle geldim zannediyordum ya!
Alp: ablacığım bence susman lazım şu an
Tam konuşacakken birkaç adam geldi ve hepsini tutup içeri götürdü içeride Bir koltukta bekliyorlardı neyi beklediklerini de bilmiyorlardı yani bi işleri rast gitsin ya gerçekten bugün de olaysız geçti deyip kafalarını yastığa koymak çok istiyorlardı ama böyle bir şey Ne yazık ki onların hayatında mümkün değil bunları düşünürken bir tane adam geldi Büyük ihtimalle ateşti bu ancak böyle bir tip şerefsiz olabilir çünküAteş: hoş geldiniz savcı hanım ile bu güzel ziyaretinizin sebebini sorabilir miyim?
İdil: senin gibi hapse girip çıkmış bir insanın evine polis savcı gelip gidiyordur bence niye şaşırıyorsun?
Ateş: hayır yani ben suçlu bir insan değilim hiçbir şey de yapmadım sadece birazcık zenginim anlarsınız ya o hapis olayları da birer yanlış anlaşılma
İdil: öyle mi masum biri mi belinde silah taşıyor?
Ateş: ruhsatı var ve bu devirde herkes kendini koruması gerekiyor bence daha siz birkaç ay önce korkunç bir katili hapse attınız hatırlatırım
İdil: davalardan da bayağı haberdarsınız
Ateş: Türkiye'de resmen katliam çıkardı herif herkes biliyor
İdil: a doğru haberlerde her şey veriliyor artık evet büyük bir katliam çıkarttı neydi adı adı
Ateş:uras
İdil: haberlerde verilmeyen şeyleri de çok iyi biliyorsunuz katilin adına özellikle haberlerde verilmemesi için yasakladık siz nereden biliyorsunuz
Sustu sinirlendiği her halinden belliydi çünkü tuzağına düşmüştü yakalamıştı İdil onu ağzından kaçırmıştı
İdil: birbirimizi kandırmayalım Ateş bey biz burayı sizi kontrol etmeye geldik ne de siz suçsuzsunuz yaptığınız tehditleri her şeyi biliyorum O yüzden kendinizi yormayın beni kandıramazsınızAteş: buraya sadece yanınızda birkaç veletle gelmeniz ne kadar akıllıca dağ başındayız istesem sizi öldürür cesetlerinizi bulunmayacak bir hale bile getiririm
İdil: bence sen hiçbir şey yapamazsın biliyor musun seni raconu sadece senden korkan insanlara ama ben diğerlerine benzemem
Ateş: öyle mi çok konuşuyorsunuz dikkat edin de Uras yavşağı gibi sizin de sonunuzu getirmeyeyim bana kimse zarar veremez yenilmezim ben okey?
İdil: öyle mi tanıştırayım ben idil Akça sana ilki yaşatmaya geldim
Koltuktan kalkmaması ile birlikte bir yumruk geçirdi içinde öyle bir buz erimişti ki sanki dünyadaki bütün pisliklere bu yumruğa atmış gibi hissediyordu
Yerden bile kalkamadı burnunu tutup sadece sinirli bir şekilde idil'e bakmakla yetiniyordu alpler ise şaşkınlıkla idil'e bakıyordu ama İdil ilk defa kendini bu kadar güçlü hissediyorduİdil: bana bak uras çıkacak suçsuz bir şekilde daha fazla orada kalmayacak ve buna sen yardım edeceksin yoksa o pislik yüzündeki her kemiği kırarım anladın mı beni!? bir de bir daha hiçbir kimseyi hafife alma sonra böyle yerlerde sürünürsün
Bunları söyledikten sonra ellerini kollarını sallayarak oradan çıktılar arabaya bindiklerinde alpler idil'e bakıyordu
İdil: Ne bakıyorsunuz?Alp: abla sen iyi ki adamı devirmeye gelmemişsin ha
Deniz: gerçekten bu kadar korumanın içinde adamın burnunu kırdın gebertseydin İdil
İdil: yok ölmek onun için kurtuluş olur Ben onun cezasını daha beter kesicem
Gülmeye başladı gerçekten attığı yumruk çok iyi gelmişti sanki biraz da olsa sorunu çözmüş gibiydi o an bir telefon geldi arayan ayşegüldü savunmaya hazırladığını yarınsa duruşmaya çıkacağını ve bugün son bir ziyaret günü olduğunu söyledi idil ziyaretine gidecekti hem özür dileyecek hem de bu yumruğu onu anlatıp biraz da için rahatlatacaktı alpleri uygun bir yere bıraktı ve cezaevine doğru yola çıktı...