Sabah olmuştu nedense bugün herşey çok farklı olucak gibi hissediyordu üzerini giyinip kahvaltı hazırlamaya indi salonu gördüğü an ödü kopmuştu herkez heykel gibi dikiliyordu birden onları öyle görünce aklını kaçırıcak gibi korktu ve ters bakmaya başladı herkez ciddiyet ile durabiliyorken Alp ablasının o korkmuş halime gülmeden duramadı ve bir kahkaha patlattı İdil daha çok sinirlendi
İdil:Ne gülüyorsun!Alp:Çok komik gözüktün
İdil:Alp!
Ayşegül:tamam sakin İdil kusura bakma ama sana iki tane güzel haberimiz var
İdil:En sevdiğim ve ihtiyaç duyduğum şey güzel haber söyleyin
Uras:eve yerleştirilen böcekleri bulduk ve hepsini attık
Deniz:O pislik artık bizi dinleyemez
İdil:Harika bir haber!
Ayşegül:Aynen öyle bide İdil şey var ezgi için bir tören gibi bişey yapıcaklarmış Burak sen ve bende davetliyiz
İdil:Ne zaman?
Burak: cuma günü..
İdil:Tamam gideriz...
O gün herşey çok güzel geçmişti hepsi mutluydu hala ateşi düşürmek için planlar yapıyorlardı ama bu sefer ağlayarak değil zevk alarak yapıyorlardı idil'de yavaş yavaş öğreniyordu Uras çok yardımcı olmuştu evet erkekleri çoğu zaman egoları yüzünden haşlıyoruz ama kadınlara çok yardım ediyorlardı mutsuz olduklarında kadınları mutlu etmenin bir yolunu elbet buluyorlardı Rana ve deniz baya kaynaşmıştı hatta nerdeyse harika bir çift olmuşlardı ama ortada herhangi bir şey olmadığı için kimse ağzını açmıyordu
Alp ve Ayşegül zaten kesin bir şekilde Birlikte olucaklardı tabi benim saf kardeşim adım atarsa...sima bu konulardan uzaktı onun hayalindeki aday daha aralarında yoktu ama hep anlatırdı ela gözlü kumral kıvır kıvır saçları olan bir damat adayı vardı ama kendisi nerelerde bilinmiyordu...
İdil'e gelirsek bence hiç gelmeyelim ne olucağı hiç belli olmaz onun...
24 kasım cuma akşamı
Bugün o gündü ezgi için verilen törene gidiyorlardı tek Burak idil ve Ayşegül davetliydi ama diğerleri de geliyordu sima hariç o böyle kalabalık yerlerden hoşlanmaz sadece bize dikkat etmemizi söyledi.. tören yerine geldiklerinde büyülenmişlerdi çok güzel bir yerdi burda insanın ömrü uzar denilebilcek türde bir yerdi içeri girdiklerinde her yer sarı yanan lambalar ile kaplıydı ama öyle neon sarı değil birazdaha koyu sarı o alanda insanın uykusu gelirdi onlara ayrılan masaya geçtiler ve oturup sohbet etmeye başladılar..
Ayşegül:Normalde ağlardım ama birisi bana ağlamamayı öğretti :)Alp:Adımı söyleye bilirsin
İdil:Alp sen gerçekten salaksın
Alp: Hayda gene ne var?
İldil:Hiç durum bildirimi yapmak istedim
Gülerek konuştular yarım saat sonra dev ekran geldi normalde ezginin fotoğrafları videoları olması gerekirken ateş çıktı birden ortaya ve sahnede Kanlı canlı karşımızdaydı dev ekranda da ezginin o günkü öldürüldüğü videosu vardı..
Alp:Ne yapıyor bu!Ateş: Ezgi karaman'ı ben öldürttüm..
Uras:O demin polisin ve savcıların önünde itiraf mı etti?
İdil:Evet bunu dediğime inanamıyorum ama evet yaptı
Ayşegül:Şimdi ayvayı yedin ateş gök!
Rana koşarak geldi soluk soluğa birşeyler anlatmaya çalıştığı belliydi ama kimse anlamıyordu
Deniz:Kıza bişey oluyor iyi misin!?
Rana:Burayı boşaltın hemde hemen ateş birazdan hepmizi öldürücek!
İdil:Tek başına bu kadar polis ve savcıyı mı saçmalama kurşunu yetmez
Rana:Silahla değil binayı yakıcak!
Artık şok olmuyorlardı alışmışlardı nedense ateşin yaptıklarına tam çıkışa doğru ilerlerken ateşin sesi yankılandı..Ateş: BUGÜN BELKİ BENDE ÖLÜCEM AMA BENİM YERİME DÜNYAYI KÜL EDİCEK BİRİ DAHA VAR VE EĞER ÖLMEZ İSEM ÖLMEYENLERİN HEPSİNİ EN ACI ŞEKİLDE ÖLDÜRÜCEM ONLAR KENDİLERİNİ BİLİR ;)
Şerefsiz bide onlara laf gönderiyor altan Altan ve tam sözünü bitirdikten sonra ortalık Alev almaya başladı deniz rana'yı Alp ise Ayşegül'ü kucağına alıp binadan çıktılar ama idil ve Uras hale içerdeydi ve en kötüsü İdil Uras hayatta mı bilmiyordu...çağresizce yere çöktü ve sonra birinin onu kaldırdığını hissetti o kişiye bakınca Uras olduğunu gördü o an o kadar sevinmiş olabilirdi ki çünkü ölmemişti ve yaşıyordu dışarı çıktıklarında herkez çok iyiydi hatta o kadar iyiydi ki bedenen hasarları vardı ama ruhen harikalardı çünkü hepsinin dudakları sevdikleri insanın dudakları ile buluşmuştu..
Uras:İyi misin güzelim...İdil:Sen iyisin ya..
Uras:Güzelim nefes alamıyorsun! İdil!
Haklıydı idil'in astımı tutmuştu nefes alamıyordu ve sıprey'i yanında değildi o kadar nefessiz kalmıştı ki yere düştü idil düşünce herkes başına toplandı
Alp:Nefesinin tamamen kesilmesi gerek o kirli havayı solumaması lazım
O an İdil kendisine ölcem dedi ve gözlerini kapattı ama sonra dudaklarına değen sıcaklık ve içindeki pis havanın çıktığını hissetti gözlerini açtığı zaman uras'ın ve kendisinin dudaklarınin birleştiğini gördü...