16.BÖLÜM

4.2K 249 255
                                    

Öyle bir yerdeyim ki ne gitmesi mümkün ne kalması mümkün olan..

Öylece bir yerdeyim işte.. vazgeçmekle direnmek arasında olan..

Akla karanın tam ortasındayım.. kaybetmenin arifesinde..

Yeni bir hayatın eşiğinde..

Kalsam canım yanacak...Gitsem hayatım.

♡♥︎♡♥︎♡♥︎♡♥︎♡♥︎♡♥︎♡♥︎♡♥︎♡♥︎♡♥︎♡♥︎♡♥︎♡♡

Annemi ikna etmek zor olmamıştı.

Doğum günüm olduğu için dicle ile biraz dışarıda vakit geçirmek istediğimi söylemiştim..

Her ne kadar içten içe kabul etmesede dicleyle olan ısrarlarımız sonucu izin vermişti..

Ormana vardığımızda ay ışığının en belirgin olduğu yeri aradım.

"Burası olur" dedim dicleye bakarak..

"Ay çok heyecanlıyım" dedi dicle zıplayarak iki elini bir birbirine vurup.

"Tuzu ver" deyip uzattım elimi dicleye.

Dicle çantadan tüm malzemeleri çıkartıp tuzu elime vermişti..

Tuzla büyük bir daire çizip üstüne kurban edilen bir keçinin kanını akıttım..

Çizdiğim dairenin içine kuru çiçeklerle tekrar küçük bir daire yapıp içine yıldız çizdim.

Yıldızın tam ortasına kuru karga kafatası koyup çaprazına ise kuzu kafatası koydum..

Üç mum yakıp evde hazırladığım gebe koyun kanı karışımı kuru çiçeklerin hemen yanına koyup çantamdan kitabı çıkarttım.

Son işleme geçmeden önce dicleye dönüp "sakın bu dairenin içinden çıkma" dedim.

Kafasını onaylar biçimde salladığında "ipi getir" dedim.

"Bu ip ne işe yarayacak"

"Ne olacağını bilemeyiz o yüzden her ihtimale karşı bağlantıda kalmamız gerek..bu ipin ucunu parmağıma bağlayacağım diğer ucunu da sen tutucaksın.."deyip diclenin gözlerinin içine baktım.

"Eğer bir saat içinde gelmezsem ipi bırak dicle"

"Sonra ne olucak peki?"

"Büyük bir ihtimalle bu büyüden sonra annemin bana yaptığı koruma büyüsü bozulacak"

"Yani" dedi dicle meraklı gözlerle bakıp.

"Yani peşimde olan tüm ifritler buraya gelebilir.. enerjimi hissedip direk gelirler.. zaten bu nedenle tuzlu kan yapıp ikimizi dairenin içine aldım"

"Anladım tamam"

"Ne olursa olsun dairenin içinden asla çıkma dicle"

Dicleye son uyarımıda yapıp kitabı elime aldım..

Elimi kesip elimden damlayan kanı kitaba akıtarak büyülü kelimeleri söylemeye başladım..

Her sesimi yükseltişimde güçlü bir rüzgar esiyordu..gök gürlemisi ile gök yüzü kısa bir süre mas mavi renge büründü..

Uğultular gelmeye başlamıştı.. seslere aldırış etmeden kitabı yere koyup biraz daha kanımı üstüne damlattım..

Ben büyülü kelimeri söylerken kitap birden kendi kendine açılıp sayfaları değiştirmeye başlamıştı.

Bir sayfada durduğunda kitabın ortasında mavi bir ışık yanması ile kitabın ortasından yeşil dallar çıkıp içinden kelebekler uçuşarak çıkmıştı..

CİNİN AŞKI   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin