5.BÖLÜM

6.7K 389 374
                                    

Uyarı: +18 rahatsız edici kan vahşet içeriği bulunmaktadır..

___

Hoca bir odaya girdi ve içeri girmemi bekledi. Onu bekletmeden hemen odaya adım attım; arkamdan kapıyı hızla kapatması tüylerimi ürpertti. Derin bir sessizlik içinde, arkamda kapının ardında yankılanan metalik bir sesle, odanın karanlığı beni ürküttü.

Hoca, sessizce halıyı kaldırarak bir kapak ortaya çıkardı. Kapıyı kaldırıp karanlığa inme işlemini başlattığında, bir süre donup kaldım. Hoca, içeri girmediğimi fark etmiş olacak ki başını yukarı çıkardı.

Çatık kaşlarla, "Buraya gel," dedi.

"Tamam," diyerek korku içinde hocanın arkasından aşağıya indim.

Aşağıya indiğimizde, zifiri karanlık içinde yalnızca birkaç mumun titrek ışığı vardı.

Mumların yetersiz ışığı, duvarlarda asılı hayvan kafaları ve kanlı sembollerle dolu karanlık bir atmosfer yaratıyordu. Her köşede kan izleri vardı ve odanın havası boğucu bir çürümüşlük kokusuyla doluydu.

Hoca, etrafa bakındığımı fark edince yalandan öksürdü. Bakışlarımı ona döndürdüğümde, yüzündeki soğuk ve sert ifade daha da belirginleşti.

"Ne olursa olsun gözlerini açıp konuşma. Sana dokunabilirler ama sana zarar veremezler. Bu yüzden korkma ve sakın besmele çekme," dedi.

Yüzünde anlamdıramadığım bir gülümseme vardı. Yere oturdu ve işaret parmağıyla karşısını gösterip oturmamı işaret etti. Kafamla onay verip yere oturdum, kalbim hızla çarpıyordu.

Hoca, bana bir bez parçası uzatarak "Gözlerini bağla," dedi. Tereddüt etsem de, korkudan dolayı kabul ettim ve gözlerimi bağladım.

"Elini uzat," dediğinde, elimi uzattım. Hoca elimi tuttuğunda, keskin bir acı ve ardından bir sızı hissettim. Kanım, sıcak damlalar halinde yere düşüyordu.

"Sadece biraz kanına ihtiyacım vardı," diye açıklama yaptı hoca, soğuk bir ses tonuyla.

Hoca'nın yüzündeki sessiz soğuklukla sadece kafamla onayladım. Hoca, birkaç İbranice kelime söylediğinde, bu dilin İbranice olduğunu fark ettim. Urungu ve Akhilleus da bu dile yakın bir dil konuşmuştu.

היי שדים, אני קורא לכם, אם אתם כאן, הראו את עצמכם.

Hocanın söylediklerini anlamıyordum, ama sesi, cehennemden gelmiş gibiydi. Hoca bir süre daha İbranice bağırarak bir şeyler söyledikten sonra, birden rüzgar esti; kapalı alanda bile hissedilen bu rüzgar, kasvetli ve ürkütücüydü.

Birinin şalımla oynadığını hissettim. Korku içimi sardı ve kendimi bağırmamak için zor tuttum, titriyordum.

"Sakın konuşma," dedi hoca, sesi keskin bir otorite taşıyordu. Hoca'ya sadece kafamla onay verdim.

"Bak bak bak, burada kimleri görüyorum," dedi tanıdık bir ses, tüylerimi diken diken eden bir tonla.

"Bu genç kızdan ne istiyorsunuz?" dedi hoca, sesi titrek bir öfkeyle.

CİNİN AŞKI   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin