19.BÖLÜM

4K 210 225
                                    

Urungu'nun işi çıktığı için şuan Dicle ile birlikte müslüman cin kabilesinin diyarındaydık..

"Of nerde kaldı bu" dedi dicle sitemle..

Dicleye bakıp tekrar önüme döndüm.

Urungu'nun bizi getirdiği evi inceliyordum. Çok güzel bir evdi

Düzenli,temiz ve çok güzel kokuyordu. İnsanın içi nedense huzurla doluyordu.

"Size içecek bir şeyler getirdim" sesin gelmesi ile kafamı çevirip sesin geldiği yöne baktım.

"Dışarı çıkabilirmiyiz" dedim Elife bakarak..

"Tabi ama böyle çıkamazsın çok dikkat çekersiniz" dedi gülümseyerek.

Elif Urungu'nun bizim başımza koyduğu müslüman cindi. Aşırı tatlı ve samimi biriydi.

Elif elindeki içecekleri sehpanın üstüne koyup çıktı odadan.

Çok fazla vakit geçmeden hemen gelmişti..

Elinde bir kaç toz pembe ve zümrüt yeşili kumaş vardı. Ferace gibi bir şeydi.

"Bunları giyin lütfen"

"Ben Urungu'yu bekleyeceğim istersen sen git saye" dedi dicle bana bakarak.

Dicleyi onaylayıp vakit kaybetmeden Elif'in getirdiği zümrüt yeşili feraceyi giydim.

Aynadan kendimi süzdüğümde çok güzel buldum feraceyi, sadece gözlerim görünüyordu, diğer her yeri kapalı ve boldu tam oturmuştu üstüme.

Bu durum gözlerimin dolmasına sepep olmuştu geçen 1 yıldan sonra ilk defa kapanmıştım.

Belki yine tesettüre girerdim ha?

Çok fazla vakit kaybetmeden çıkmıştık evden..

Elifle dışarı çıkıp pazar yerini geziyorduk.

"Siz müslüman cinler aynı bizim gibisiniz" dedim dayanamayıp..

"Her müslüman aynıdır sayecim aramızda'ki tek fark boyutlarımız..bizde sizin gibi ibadet eder, sizin gibi tesettüre gireriz ve evet sizin gibi pazarda yaparız" dedi gülümseyerek.

Elifle biraz daha pazarı gezdiğimizde "ay yeni takılar gelmiş" deyip yaşlı bir kadının tezgahına koştu Elif.

Onun bu davraşına gülümseyip pazara göz gezdirdiğimde bir tezgahta parlayan şey dikkatimi çekmişti.

Elif'i orda bırakıp parlayan şeyin ne olduğunu bakmaya gittim.

Üstümdeki feraceye uyumlu zümrüt yeşili bir kolyeydi. O kadar güzeldi ki gözümü alamıyordum.

Kolyeyi elime alıp biraz daha inceledim.

"Çok beğendiysen senin olsun güzel kızım" dedi tezgahtar teyze..

Kafamı kaldırıp teyzeye baktığımda elimdeki kolyenin yere düşmesi bir olmuştu..

Hayal mi görüyorum yoksa gerçek miydi bu?

"Fatma ana" sesim o kadar kısık çıkmıştı ki ben bile duymakta zorlanmıştım..

"Demek sonunda gelebildin kara kuzum"

"Sen..sen nasıl" diye bilmiştim.

"Her şeyi anlatıcam sana kara kuzum" deyip yanına gelmemi işater etmişti.

Bakışlarımı fatma anadan çekip Elife baktığımda hala takılara bakıyordu.

Tekrar fatma anaya dönüp yanına giderek boş bir tabureye oturdum oda hemen karşıma oturmuştu.

CİNİN AŞKI   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin