BERDEL.
.
.
hikayede cinsel ve yetişkin içerik, küfür, dövüş ve bol bol klişe sahneleri vardır. Bunu bilerek okuyun lütfen, sebebsiz linç yemek istemiyorum.
.
(8) yaş farkı vardır.
.
.
"Çünkü sevdalandım lan." diyerek avucunu iki kere, sertçe göğ...
betimlemeleri ve bölüm uzunluğunu kısa tutuyorum sizi sıkmamak için. Böyle devam edeyim mi yoksa fazla mı basit kalıyo? _______________________________________
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
_______________________________________
(Çiftlik evi.)
(Miran KARA'dan.)
Sevdiğini göğüsünde uyutmak dünyanın en güzel şeylerinden ola bilirdi.
Varlığını hissetmek, saçlarını koklamak, doya doya öpmek.
Sevildiğini de bilmek güzeldi. Eşi benzeri olmayan bu hissin sevmekten daha kuvvetli olduğunu anladım.
Koynumda dinlenen karımın sırtında parmaklarımla okşadım. Tenine dokunmayı seviyordum. Hayır, ben temas bağımlısı olmuştum.
Onunla ilgili her şeyi seviyordum.
Onu sevdiğim gibi.
Bu yüzdendir ki, artık aramızda herhangi bir sorun kalsın istemiyordum. Herhangi bir soru da kalsın istemiyordum. Buraya gelme sebebim bunun içindi. Aklında olan herşeyi bana sormasını ve artık gerçekten evli olmamızı istiyordum.
Yapılacak çok şey vardı.
Kaybettiğim iddiya için sırrımı söylemem gerekti. Resmi nikah için evlenme teklifi bile etmiştim. Geriye bir tek evliliğimizi gerçeğe dönüştürüp en az beş çocuk yapmak kalıyordu.
Çocuk sayısını duyunca bundan vazgeçebilirdi. Benim karım biraz utangaç birisiyidi o yüzden doğacak çocuklarımızın sayısını söylememe kararı aldım. İleride ben bir şekil hallederdim.
Saçlarını koklayarak öpücük bıraktım. Bıkmadan, ölene kadar güzel karımı öpe bilirdim. Hele ki, dün tadına baktığım o dudakları. Beni müptelası edecek kadar eşsizdi. Nefessiz kalana kadar onu öpebilirdim ama bazı şeyleri halletmeden onu sıkıştırmak istemiyordum.
Yerinde hareketlenince uyumadığını anladım. Kafasını kaldırmadan alttan alttan bana bakmaya başladı. Kaşlarına değen uzun kirpiklerinin altından bakması bile beni kendisine hayran bırakıyordu. Her şeyile kusursuzdu.
Kusurlarıyla kusursuzdu.
"Sana sırrımı söylememi istermisin?" diye sordum. Bir yerden başlamak gerekirdi değil mi? Dediğimi anlamış gibi baktı ama yine de sorma ihtiyacı gördü.
