#Sabah, annemin "Haydi kızım, kalk artık, bir sürü hazırlığımız var!" sözleriyle yataktan kalktım. Hızlıca dolaptan bir tayt ve uzun bir tişört geçirdim üstüme, elimi yüzümü yıkadıktan sonra güneş kremimi sürdüm ve aşağıya indim. Aşağıya indiğimde Fuat abi ve Kamuran mutfağımızda etleri ayarlıyordu. Amcam mutfak masasında oturmuş, sürekli yaptıkları işe karışarak abimle Kamuran'a rahat vermiyordu. En sevdiğim amcamı öpüp masadaki yeşilliklerden birini ağzıma attım. "Amca, seninle güne başlamak ayrı güzel oluyor. Her sabah sen beni uyandırır mısın," dedim ve güldüm. Amcam da keyifle güldü. "Kızım, sabah sabah bu enerjiyi nereden buluyorsun?" diye sordu. Amcama omuz silkerek, Fuat abimi yanağından öptüm. "Elçin yenge gelmedi mi?" diye sessizce sordum. "Birazdan gelir," diye cevap verdi.
"Günaydın Kamuran abi, dedim."
"Günaydın fare, diye cevap verdi ."
Çayımı alıp amcamın karşısına oturdum keyifle abimlerin işine laf atmaya başladım. "Kamuran abi, biraz yavaş eti öyle dövme, telef oldu."
"Fuat abi, o bıçak onun için kullanılmıyor. Hayatında hiç mutfağa girmedin mi?"
"Amca, bu ailenin erkekleri neden böyle beceriksiz oldu anlamıyorum. Halbuki babamla sen baya da yeteneklisiniz," diyerek konuşmaya devam ettim ve amcam her şeye karışmamdan keyif alarak güzel güzel güldü, arkasına yaslanıp abimleri izlemeye devam etti.
Abim öldürücü bakışlarını fırlatırken, Kamuran ise arada sırada anlam veremediğim bakışlarıyla bakıp işine devam ediyordu. Çayımı içip bardağı makinaya attığımda, Kamuran'ın gözlerinin üzerimde olduğunu hissettim ve kafamı kaldırıp bakıp bakmadığını kontrol etmek istediğimde göz göze geldik. Hızlıca işimi halledip bahçeye annem ve teyzeme yardım etmeye çıktım.
Dış kapı çaldı ve abim koşarak kapıyı açtı. Elçin gelmişti. Abimle sarılıp içeri girdi, amcamın elini öptükten sonra Kamuran'la selamlaştı. Bahçeye gelince annem ve teyzemle sarılıp yanıma geldi.
"Oha Elçin, sıra bana hiç gelmeyecek sandım."
"Sus kız, patavatsız," diyerek sıkıca sarıldı."
"Elçin, neler oldu, bir bilsen, şok olursun," diye sessizce kulağına fısıldadım.
"Ayy, her şeyi duymak için sabırsızlanıyorum. Niye telefonla aramıyorsun beni? Ne oldu ki?" diye merakla sordu.
"Eeee, müstakbel yengem, pikniği bekleyeceksin öyle kolay değil," dedim ve beraber hazırlıkları tamamlamak için çalışmaya başladık.
Hazırlıklar tamamlanmış, her şey arabalara yüklenmişti, amcam "Haydi, geç kalacağız," diye söylenmeye başlamıştı ve hepimizi çıkmak için acele ettiriyordu. Hızlıca merdivenleri çıkıp güneş kremimi tazeledim, şapkamı başıma geçirdim ve ikişer üçer atlayarak merdivenleri indim.
Kamuran elinde ekmek poşetiyle arabaya doğru gidiyordu. "Yavaş in, düşeceksin," dedi bana. "Bana bir şey olmaz aslanım," dedim gülümseyerek.
"Öyle diyorsun da şimdi düşeceksin, ellerim de dolu nasıl senin hayatını kurtarayım," diyerek gülümsedi, göz devirip önünden geçtim abimin arabasında yengemin yanına kuruldum. Annem de binince abim arabayı çalıştırdı ve göle doğru yola çıktık.
...
Kamuran ve Fuat mangal yakarken, annemle teyzem salata hazırlıyordu. Amcam ağacın altına serdiği örtüye uzanmış, uzaklara dalmıştı. Elçin'i yanıma alıp gölün kenarına doğru yürüdüm. Göle yakın bir yerde oturduk.
Elçin: "Anlat bakalım, Diloş, neler oluyor?" diye sordu.
Derin bir nefes alıp en başından anlatmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kibarcık +18
ChickLitDilan'ın çocuksu masumiyeti ve Kamuran'ın içindeki tutkulu fırtına... Aynı bahçeye açılan iki kapı, iki farklı hayat ve iki zıt kişilik. Kibarcık ve minik farenin hikayesi, masumiyetle tutkunun amansız mücadelesi. Kamuran içindeki yangını söndüreb...