"Ay aşkım inanamıyorum bitirdiğime sanki yarın yine okula gitmem gerekiyormuş gibi hissediyorum."
Kamuran genişçe gülümsedi
"Bitirirsin tabi benim savaşçı kadınım be, helal olsun"
Okuldaki son dersimden de geçmiştim. Danışman hocamın yanına mezuniyet işlemlerini halletmek için gidiyorduk. Kamuran işe giderken beni de bırakmayı teklif etmişti.
Canıma minnetti.
Sonuçta kocam olacak istediği her yere bırakabilir valla.
Son zamanlarda okula bırakıp müsait oldukça da almıştı. Nişandan sonra her şey yolundaydı. Bazen merkezdeki evde baş başa vakit geçiriyor bazen denemediğimiz mekanlara gidip kahve içiyorduk. Bahçede çay keyifleri bitmiş kartopu ve kardan adam seanslarımız başlamıştı. Kamuran her fırsatta dibimde bitiyor beni bir bebekmişimcesine incitmeden sevmeye çalışıyordu. Bayılıyordum onun bu hallerine.
"Kamuran sence ben nasıl bir psikolog olacağım "
"Senin yaptığın her şey mükemmel olur sevgilim bu da mükemmel olacak elbette"
Kıkırdayarak neşeyle yolu izlemeye başladım.
"Kamuran"
"Hım"
"Solucan olsam beni sever miydin"
"Solucan olduğunu biliyor muyum"
"Biliyorsun"
"Severim"
"Pekiii bir sürü solucanın içinde beni bulabilir miydin"
"Bulabilirdim aşkım"
"Peki beni öper miydin yoksa ayyy iğrenç mi derdin"
"Öperdim aşkım"
"Yani miden bulanmaz mıydı"
"Benim senden midem bulanmaz aşkım"
"Solucan olsam bile mi Kamuran"
"Solucan olsan bile"
"Peki..." diyip yeni saçma sorumu yönlendirmek için hazırlanıyordum ki Kamuran lafımı böldü. Ve dudaklarıma kapanıp öpmeye başladı.
E yoldayız kaza yapcaz
Bakim
Tek gözümü açıp etrafa baktığımda okulun önüne gelmiştik.
Tabi konuşmaktan algını kaybettin.
Dudaklarımdaki dudaklarına istekle cevap verdikten sonra yavaşça ayrıldı.
"Çok şükür geldik" diyerek saçlarıma beremi geçirdi.
"Yani çok konuşmamdan sıkıldın mı" dedim melül melül bakarken
"Sıkılmadım yavrum" dedi alnıma bir öpücük bırakırken. "Çıkınca ara beni seni alayım kutlama yapalım tamam mı"
Başımı yukarı aşağı sallayıp onaylarken hızlıca yanaklarından öpüp arabadan indim ve okula yürümeye başladım. Kantine girdiğimde gözlerimi masalarda gezdirip benimkileri bulmaya çalıştım. Mehmet zeki ve ayçayı gördüğümde onlara doğru ilerleyip oturdum.
"Selam gençlik"
"Sen buralara gelir miydin kız" dedi Mehmet elini omzuma atıp beremi çekiştirirken
"Mehmet ya saçımı bozdun hep seni kocama söylerim ha "dediğimde yüzü ekşitip uzaklaştı
"Kanka iyi ki geldin bugün esrama aşkımı anlatacağım acil bana akıl vermen lazım nihayetinde evlenmek üzeresin aşk hayatın epey yolunda bende esramla evlenmek istiyorum" dedi zeki ortamdan tamamen bağımsız bir şekilde beklentiyle yüzüme bakarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kibarcık +18
Chick-LitDilan'ın çocuksu masumiyeti ve Kamuran'ın içindeki tutkulu fırtına... Aynı bahçeye açılan iki kapı, iki farklı hayat ve iki zıt kişilik. Kibarcık ve minik farenin hikayesi, masumiyetle tutkunun amansız mücadelesi. Kamuran içindeki yangını söndüreb...