Bölüm 28

354 21 28
                                    

Hoşça kal
Hoşça kal, sevgilim
Yaşamak istemiyorum
Hayatımı berbat ettin

Annen seni doğurduğunda
Ve seni dünyaya getirdiğinde
Başkasını sevebilmen için
Sana bir kalp vermemiş

Hoşça kal
Hoşça kal, sevgilim
Yaşamak istemiyorum
Hayatımı berbat ettin

Başka bir aşk bulmaya gideceğim
Başka kapıları çal
Umarım orada gerçek bir umut vardır
Çünkü sen benim için ölüsün

Kalbim bir daha atmayacak gibi sıkıştı.

Her şeyin sonu burasıydı, değil mi?

Gözlerim Kamuran'ın adımlarını takip etti. Hande'nin peşinden çıkıp gittiğini gördüm.

Dünya sanki içine çöktü, beni de içine çekti. Dizlerim titredi, gözlerim ağırlaştı. Hava birden yok oldu, nefes alamadım.

Gözlerim karanlığa hapsolmuştu. Sesler vardı. Etrafta dolaşan, yankılanan sesler. Biri adımı haykırıyordu, "Dilan! Dilan!"

Sesler bana geliyor ama algılayamıyordum. Kelimeler zihnimde boşluğa düşüyordu. Sesler bana ulaşıyor, ama içimde hiçbir yankı bulmuyordu. Dünya yavaş yavaş kararıyordu, gözlerimin önüne siyah bir perde çekilmişti sanki. Her şey soğuk, karanlık ve sessizdi artık.

Daha fazla tutunamadım.

Gözlerimi açtığımda, beyaz bir tavanla bakıştım. Odadaki ışık gözlerimi kamaştırıyordu. Başımın arkasındaki yastık sertti, boynum ağrıyordu. Birkaç saniye nerede olduğumu algılamaya çalıştım. Sızlayan koluma çevirdim bakışlarımı. Serumun kablosunu izledim anlamsızca.

Annem başucumda oturuyordu, gözleri yaş dolu, kızarmış. Yanında da sandalyede oturmuş teyzem vardı, o da ağlıyordu. Çaresizce annemin elini tutmuştu. Ortamın sessizliği o kadar yoğundu ki, içimdeki huzursuzluğu mümkünmüş gibi daha da arttırıyordu. Gözümü açtığımı fark etmemişlerdi.

"Anne..." Sesim titredi, neredeyse kendimi tanımayacağım kadar zayıf çıkmıştı. Annem başını kaldırdı, gözleri yaşla doluydu.

"Kızım" dedi, sesi hüzünlüydü. "Doktorlar sakinleştirici verdi. Biraz daha dinlenmelisin." Gözlerimdeki endişeyi görünce, elimi tutup sıkıca kavradı. Söyleyecek kelimeleri tükenmiş gibiydi.

"Ne zamandır buradayım?"

"Neredeyse 24 saat oldu"

Gözlerimi kapattım, o korkunç gecenin anıları zihnimde canlandı.

Kamuran... Hande...

Yutkunmak istedim yutkunmak zorlaştı.

Başım ağrıyordu.

Kalbimde derin bir boşluk vardı.

O görüntü gözümün önünden gitmiyordu.

Tekrar gözlerimi açtım.

Teyzem başucumda hıçkırarak ağlıyordu, annemse sadece sessizce gözyaşlarını siliyordu.

"Amcam?" diye sordum. "O nasıl?"

Annem derin bir nefes aldı. "O da fenalaştı, başka bir odada dinleniyor şimdi. Tansiyonu yükseldi."

"Peki, abim? O nerede?" kelimeler boğazımda düğümleniyordu.

Annemin gözleri tekrar doldu, sessizce başını eğdi. "O çok sinirliydi. Elçin peşinden gitti, onu sakinleştirmeye çalışıyordur ama nereye gittiğini bilmiyoruz."

Kibarcık +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin