Üç şey yazıldı kaderime;
Neşe, Masumiyet ve Keder.
İkisini kaybettim birini kazandım.
Masumiyet, içimdeki o narin çiçekti; dünyayı ilk kez gördüğüm gözlerin temizliğindeydi.
Sıkı sıkıya sardığım avcuma sığan o tek parmağın, serçe parmağın hissiyatındaydı.
O narin çiçeğin yaprakları abimle Kamuranın peşinden koşturduğum, avcuma sığan serçe parmağı tüm dünyaymış sandığım, Hilalle saklambaç oynadığım günlerde olduğu gibi hep canlı kalacak sanırdım.
Herkesin iyi olduğuna inanırdım kötülük nedir, bilmezdim.
Babamın dizinde oturduğumda anlattığı masallarda, kamuranın beni kendi yatağına yatırdığı kahramanım olduğu masallarda her şeyin sonu hep güzel biterdi.
Sana anlattığı masallarda kahramanın olanlar gerçek hayatta seni üzer miydi?
Yalanın ne olduğunu öğrenmemiştim, insanların kalbimi kırabileceğini hiç düşünmemiştim.
En sevdiklerimin beni üzeceğine inanmamıştım.
Bir zamanlar dünyam babamın büyük güvenli elleriydi.
Bir zamanlar dünyam, abimin ve Kamuran'ın kahkahalarıyla dolu odaların, annemin sevgi dolu bakışlarının arasındaydı.
Her dokunduğum şeyde masumiyet vardı toprakta, ağaç dallarında, suyun serinliğinde...
Bahçedeki çiçekler bile saf bir iyilikle açardı.
İçimdeki çocuk, her şeyin sonsuza dek böyle kalacağına inanırdı.
Ama bir sabah, masumiyetim de usulca elimden kaydı.
Hayatın sert rüzgarları, o narin çiçeği soldurdu.
Masalların sonları değişti güzel bitmez oldu.
Kahramanlar kayboldu ve prensesler topuklu ayakkabılarının üzerinde yükselip savaşmaya başladılar.
Masumiyet yerini ateşin kor gibi alevine bıraktı.
Bir zamanlar neşeyle dolan kalbim neşesini kaybetti...
Bir zamanlar masumiyetle atan kalbim gerçeklerle yüzleşti.
Kalbim şimdi gerçeklerin acımasız ateşiyle yanıyor.
Masal kahramanlarımdan geriye kül olmuş umutlar kaldı.
Çocukluk hayallerimden geriye kül olmuş umutlar kaldı...
Gece geç saatlerde telefonumun ekranı aydınlandı. Yorgun bir günün ardından yatağıma uzanmış, gözlerimi kapamıştım. Gelen mesajın Kamuran'dan olduğunu görünce içimdeki tüm yorgunluk bir anda silindi. Yüzümde hafif bir gülümseme belirdi.
Kamuran: "Uyudun mu minik fare?"
Ben: "Henüz değil, gözlerim kapanmak üzere. Sen?"
Kamuran: "Yok seni düşünüyorum."
Ben: "sen genelde beni düşündüğün için bunu tahmin edebiliyorum. Kâhin olmama gerek kalmadan shdjfsdhjsd"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kibarcık +18
ChickLitDilan'ın çocuksu masumiyeti ve Kamuran'ın içindeki tutkulu fırtına... Aynı bahçeye açılan iki kapı, iki farklı hayat ve iki zıt kişilik. Kibarcık ve minik farenin hikayesi, masumiyetle tutkunun amansız mücadelesi. Kamuran içindeki yangını söndüreb...