Fuat'tan
Kampın ilk gününden beri içimde bir huzursuzluk var. Dilan ve Kamuran arasındaki hal ve hareketler gözüme fazlasıyla batıyor. Kamuran, Dilan'ın etrafında sürekli pervane oluyor, her fırsatta ona yanaşmaya çalışıyor. Kardeşim de ne kadar mesafeli durmaya çalışsa da onu itip kaksa da farklı bir şeyler olduğunu sezmek zor değil. Sürekli elçine soruyorum ve beni sakinleştirmesini bekliyorum.
"Neden bu kadar yakınlar bunlar karıcım? Bir bit yeniği mi var acaba?"
Akşam ateşin başında otururken, çaktırmadan onları izliyordum.
Kamuran eline çay almış, Dilan'a bir şeyler fısıldıyordu. Kardeşim, hafifçe gülümsüyor ama pek kendini kaptırmamış gibi. Ama içimdeki şüphe iyice belirginleşiyor.
"Yoksa aralarında bir şey mi var? Kamuran niye hep peşinde bunun?"
Elçin, ellerini havaya kaldırarak iç çekti ve omuzlarını hafifçe silkti. Gözlerini bana dikti, sanki anlamsız bir konuya takılmışım gibi bakıyordu.
"Yahu aşkım, bırak bu işleri," dedi hafif bir alayla. "Kocaman insanlar, ne yapacaklarına karışamayız ki. Dikizlemeyi bırak da karınla ilgilen."
Kafamı kamptaki diğer insanlara doğru çevirdim, ama bir yandan gözüm hâlâ Kamuran ve Dilan'daydı. Onları izlemeyi bırakamıyordum.
"Ben mi dikizliyorum?" dedim sessizce. "Sadece tuhaf geliyor. Kamuran niye hep Dilan'ın peşinde? Ne bileyim bunlar eskiden böyle değillerdi hep yan yana hep fısıldaşıyorlar."
Elçin kaşlarını kaldırarak, sabırlı bir şekilde bana baktı.
"Bu kadar şüpheci olma," diye devam etti. "Belki sadece iyi anlaşıyorlardır. Artık ikisi de birer yetişkin bir şey aramak seni daha da huzursuz eder."
Yüzümü buruşturdum, söyledikleri içimi pek rahatlatmıyordu. Kamuran'ın Dilan'a bu kadar yakın olmasının altında başka bir şeyler yatıyordu abilik içgüdüsü , hissediyordum, buna emindim.
"Bilmiyorum Elçin," diye mırıldandım. "Sanki aralarında bir şey var. Yani Dilan bazen Kamuran'ı itiyor gibi görünüyor ama diğer yandan gülüyor, konuşuyor... Anormal bir durum var işte."
Elçin derin bir nefes aldı ve uzanıp yanağıma bir öpücük kondurdu.
"Tamam," dedi yumuşak bir sesle.
"Bunu anlıyorum. Ama şunu da düşün belki de sadece arkadaşlar. Her şeyi fazlasıyla büyütüyor olabilirsin. Hem Dilan akıllı kızdır, öyle kolay kolay birine kapılacağını sanmıyorum."
"Öyle ama..." Sesim iyice kısıldı. "Bu kadar yakın olmaları beni rahatsız ediyor."
Elçin hafifçe güldü, başını iki yana salladı.
"Senin kıskançlığın beni güldürüyor Fuat. Dediğim gibi, bırak bu işleri. Eğer bir şey varsa, zamanı geldiğinde ortaya çıkar. Şimdilik ateşin keyfini çıkaralım, olur mu?"
Kafamı sallayarak derin bir nefes aldım ama içimdeki şüphe azalmak yerine daha da büyüyordu. Bu çocuk niye bu kadar yakın davranıyor anlamıyorum, bu kadar samimiyet hiç hoşuma gitmiyor.
Kafamda bin bir düşünceyle otururken, göz ucuyla Kamuran'ın Dilan'ın çadırına doğru yöneldiğini gördüm. Ayaklanıp peşlerinden gitmek istiyorum, ama durup düşündüm. Belki abartıyorumdur, belki sadece konuşuyorlardır. Yine de içimdeki şüpheyi bastıramadım.
Kamuran çadırın fermuarını açıp içeri girdiğinde oturduğum yerden kalkıp hesap sormamak için kendimle savaşmaya başladım ellerimi sıkıca yumruk yapmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kibarcık +18
Chick-LitDilan'ın çocuksu masumiyeti ve Kamuran'ın içindeki tutkulu fırtına... Aynı bahçeye açılan iki kapı, iki farklı hayat ve iki zıt kişilik. Kibarcık ve minik farenin hikayesi, masumiyetle tutkunun amansız mücadelesi. Kamuran içindeki yangını söndüreb...