21 - GERÇEK

90 11 126
                                        

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, benim için çok değerliler, şimdiden teşekkürler!

Bölüm Şarkısı: GabrielAlbuquerque - Glimpse (Slowed + Reverb) 

RÜZGAR

Dışarının puslu ve soğuk havası tenime işlerken tuttuğum nefesi dışarıya verdim. Yüzümdeki maskeyi çıkardığımda daha da rahatlamıştım. Gece'yle olan iletişimimiz o günden sonra hem Ateş hem de benim için kopmuştu.

23 Mart.

Üzerinden neredeyse bir yıl geçecekti ve üçümüz de o günün bizde bıraktığı yas ve öfkeyi aşamamıştık. Benim yaşadığım öfke, Ateş ve Gece'nin yanında hiç olsa da kalbimin derinliklerinde bunu hissettiğimi biliyordum. Gözlerim puslu gökyüzüne döndü. Gecenin karanlığı üzerimize çökmüş, bulutlar gökyüzündeki Ay'ı görmemi engelliyordu. Sanki baktığımı görmüşçesine gökyüzündeki Hilal bana göz kırptı bulutların arasından anlık olarak. Ellerimin titremesini geçirmeye çalıştım onları kavuşturarak.

Şu an burada olsan her şey ne kadar farklı olurdu, değil mi Hilal?

Ateş'le aynı renk kızıl kahve gözleri ve koyu kahverengi saçlarıyla bana bakmasını isterdim. Gözlerindeki sevgi tekrardan doğsun ve içime işlesin isterdim. Yurt odamızda, ranzalı yataklarımızda oturup tekrar saçlarımı örsün, şarkı söylesin isterdim.

Ama o, kaldığı katın altında hayatını kaybetmişti. Acaba çok acı çekmiş miydi? Hemen mi olmuştu, yoksa çektiği acıdan nefes alamadığı için yavaş yavaş mı kaybetmişti? Bu düşünceler, boğazımı kuruturken ellerimin titremesi daha da arttı. Bir gün, bir Hayalet, onu bizden alıp gitmişti.

Gece de buna göz yummuştu. Peki neden? En çok da bunu sormak istiyordum ona ama o dönem bunu yapacak gücü bulamamıştım. Öz ablam olmasa bile onu kaybetmek, hiç tanımadığım annemi kaybetmekten daha da acı olmuştu.

Kendimi tam olarak anlatabildiğim ve beni koşulsuz dinlemeye hazır olan onu, ailemi, kaybetmiştim.

Omuzlarımın üzerine sarılan ceketle beraber sıçramam bir oldu. Başımı yanı başımdaki Poyraz'a çevirdiğimde bal rengi gözleri pusluydu. Yüzündeki maskeyi tek hamleyle çıkarırken onu bir kenara fırlattı. Beyaz gömleğinin kollarını kıvırırken dövmeleri açığa çıktı. Titrememi üşümeme yormuş olacaktı ama aklımdan geçenleri bilse ne düşünürdü acaba? Solumdaki duvara yaslandım ve ona usulca fısıldadım. "Biraz durabilir miyiz?" Poyraz lafımı ikiletmedi. Yanıma geçerken paketinden bir sigara dalı çıkarttı. Sessizce dururken nefesimi kontrol etmeye çalıştım.

Artem'le konuşmak Gece ile konuşmak çok daha kolay olurdu. Masmavi gözlerinin yüzüme düşmanca dikilmesinden korkuyordum. Beni suçlamasından korkuyordum. İşlerin bizim için zorlaşmasından korkuyordum.

Ve ben neyden korksam, başıma bir şekilde gelirdi.

İçerideki klasik müzik dışarda da olsak kulağımıza geliyordu. Beni sakinleştirmesini umdum. Yine de bunun boşuna bir çaba olduğunun farkındaydım. Bu bir sorgulama değil, bir yüzleşme olacaktı. Senelerdir süren arkadaşlığımızın, bir felaketle bıçak gibi kesilmesiyle yüzleşecektik ikimiz. Benim bildiğim Gece, sadece beni suçlayacaktı. Onun bildiği Rüzgar ise sadece özür dileyecekti.

Ama artık ikimiz de eski olduğumuz insanlar değildik. Bunun gerçeği, ciğerlerimdeki basıncı arttırıyordu.

"Vaktimiz dar, biliyorsun değil mi?" Poyraz, sigaranın dumanını benden uzak bir tarafa üflerken başımla onu onayladım. Tırnaklarımla oynarken başımı ondan tarafa çevirmedim. Kaçıp gitmek istiyordum. Buraya gelmeye hazır hissettiğimi, onunla konuşabileceğimi düşünmüştüm ama gerçek, beni bundan alıkoymak için elinden geleni yapıyordu.

TRİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin