Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, benim için çok değerliler, şimdiden teşekkürler!
Bölüm Şarkısı: Sinner's Finale - tnbee
ATEŞ
"Bunları nereye koyayım?" Poyraz'ın bana sorduğu soruyla ellerimle bar kısmını işaret ettim. "Onları arkadaki raflara yerleştirebilirsin." Poyraz dediğimi sorgulamadan bar kısmına yönelirken Rüzgar merdivenin üzerinden bana doğru bağırdı. "Ateş, buraya boyum yetişmiyor." Ellerindeki yaseminli sarmaşıkları düzenlemeye çalışırken Poyraz beni beklemeden onun imdadına yetişti. "Kızım niye boyundan büyük işlere kalkışıyorsun ki, düşeceksin oradan!" Rüzgar yeşil gözlerini devirirken ani bir hareketle duvara doğru döndü. "Hiçbir şeye dokunmama izin vermiyorsunuz. En azından bunu asarken bir işe yara-" Lafını bitiremeden duvara dayadığı merdiven sarsıldı ve ayağı merdivene takıldı. Can havliyle çığlık atmak için dudaklarını aralamışken bir hışımla ona doğru yetişmeye çalıştım ama Poyraz benden önce davranmıştı.
Poyraz kollarını Rüzgar'a uzatmasıyla Rüzgar'ın Poyraz'ın üstüne çakılması bir oldu. Havaya uçan yaseminli sarmaşıklar dört bir yana saçılırken etraf onların kokusuyla doldu. Bu manzaraya karşılık gülmekle endişelenmek arasında kalmıştım. İkisi de kendini yerde bulurken Poyraz belini tutarak inledi. "Bu yüzden bir şeylere dokunmanı istemiyoruz." Onun üstüne düşmüş Rüzgar'ın gözleri fal taşı gibi açılırken çemkirmeyi de eksik etmedi. "Napmamı istiyorsun ya? Onu yapma, buraya dokunma, şunu yapma, of!" Rüzgar elini Poyraz'ın göğsüne bastırarak yerden kalkarken sendeledi. "Ben de düzenlemeye katılmak istiyorum işte." Gözleri kısılmış bir şekilde yerdeki acı içerindeki Poyraz'a bakarken hıhlayarak yanından geçti. "Sen dikkatimi dağıtmasan düşmezdim ayrıca." Çocuk gibi kollarını göğsünde kavuştururken yan gözle ona baktı. Poyraz ise ağzı bir karış, hayretle ona bakıyordu. "Hem düş, hem de suçu bana at. Hayret bir şeysin kızım sen ya!"
Onların didişmelerini izlerken omzumun üzerine bir gölge düştü. Başımı yana çevirdiğimde kalbimin hızlanmasına engel olamadım. Yüzünü kocaman bir kutu kapatırken önünü görmüyordu. "Ben sahne ekipmanlarını getirdim, onları oraya bıraksam olur mu?" Dağınık siyah saçları darmadağın olurken baya bir eşya taşımış gözüküyordu. Dudaklarım kıvrılırken elindeki kutuyu rahatça aldım. "Ben hallederim." Dolunay kutuyu verirken yüzüne düşmüş kısa saçlarını geriye doğru attı. "Bir tek bunlar kalmıştı." Ellerindeki tozu çırparken gözleri hala yerde yatan Poyraz'a ve ona laf sokan Rüzgar'a döndü. Kaşları çatılırken gözleri daha da aydınlandı. "Bunlar ne ara bu hale geldi?" Elimdeki koliyi boş sahneye koyarken ekipten birkaç kişiyi sahneye doğru çağırdım elimle. "Rüzgar inatla sarmaşıkları yerleştirmeye çalışırken biraz ortalık dağıldı." Dolunay, onları izlerken gülmeden edemedi. Yüzündeki gülümsemeyle gözleri kısılırken onu izlemekten alıkoyamadım kendimi.
Aradan geçen iki haftanın sonunda biraz daha kendimize gelmiştik. Poyraz'ın bize zorla katılmasının ardından işlerin daha da kötüleşeceğini varsaymıştım ama durum düşündüğüm gibi olmamıştı. Gruptaki herkesle iki hafta boyunca Jasmine'in düzenlemelerini yapmak için uğraşmıştık ve o da bizden yardımını esirgememişti.
Hasar almamıza engel olmasa da bir şeyleri telafi etmeye çalışır gibi bir hali vardı.
Ya da bu da bir roldü ama bana öyle gelmiyordu. Ne dersek yapıyor, ikiletmiyor ve bir şekilde Rüzgar'ın yanından ayrılmıyordu. İlk bizim depoya geldiğinde bunun sadece bilgi sızdırmak için bir bahane olabileceğini düşünmüştüm ama görünen o ki bu iki hafta boyunca ne Hayalet'ten ne de Hydrangea'dan bir aksiyon gelmişti bize karşı.
Rüzgar kızıl saçlarının dalgalarını geriye doğru savururken somurtarak elini Poyraz'a doğru uzattı. "Ne ağladın ya? Hadi kalk, daha yapacak çok işimiz var." Onların bu hali bana tuhaf gelse de Rüzgar biraz daha iyi gibi duruyordu. Bana hala öfkeli olduğunu sezebiliyordum ama bu öfke, yavaş yavaş sönmeye başlamıştı. İlk günlerde Poyraz'a baya bir çektirse de şu an onun varlığına alışmış gibiydi ve bu da iyi miydi yoksa kötü müydü kestiremiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TRİA
AcciónHayatındaki neredeyse her şeyini yitirmiş, bir umut kırıntısına takılıp onun peşinden cehenneme yürüyen bir kız. En sevdiği insanı bir kumpasta kaybedip intikam almaya yemin etmiş bir adam. Ve onlarla Tria'da kukla gibi oynayan bir Hayalet. Bu şehir...