14 - ÖZÜR

315 26 16
                                        

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, şimdiden teşekkürler! Medyadaki şarkıyla dinlemeniz tavsiye edilir! 🖤

Hiçlikte süzülmek, bulunduğum durumu anlatabilecek tek kalıptı belki de. Aşağı doğru düşerken hem tüy gibi hissediyordum hem de göğsümün ortasındaki ağırlık, beni paramparça etmeye ant içmiş gibiydi.

Bütün anılarım, havada süzülüyordu sanki.

Sessizlik, kulaklarımı çınlatacak kadar keskindi ve kalp atışlarımı yatıştırmaya yetmiyordu.

Kaybettiğim bütün insanlar, yanlarımdan akıp geçiyordu. Gözleri bana değmiyordu hiçbirinin. Onlara ulaşmak için elimi uzatmak istiyordum ama kolumu kaldıracak halim bile yoktu. İlk onları yaşarken görüyordum, en canlı halleriyle gözlerimin önünde ışıldıyorlardı.

Nereden geldiğini bilmediğim bir kuvvetle elimi kaldırıp o anılara dokunmamla renkleri soldu ve hepsi bir anda canlılığını yitirdi. Bomboş gözlerle bana bakarken tüylerim diken diken oldu.

Cesetleri bana bakıp yaptığım hatayı yüzüme tokat gibi çarpıyordu.

Berkan'ın boş gözleri bana bakarken dudaklarım aralık, gözyaşlarım yanaklarımdan dökülürken ellerim narin ve soğuk yüzünü buldu. Yüzünün soğukluğu parmak uçlarımı uyuşturmaya yetmişti. Gözlerindeki ifade, daha anlamlıydı sanki hatırladığıma göre.

Bana suçlarcasına bakıyordu.

Konuşmadan bunu anlayabilecek kadar soğuk mavi gözleriyle yüreğimi delerken bileklerimden çekildiğimi hissettim. Yüzünü bana doğru yaklaştırdığında kanın kokusu burnumu doldurdu. Gözyaşlarım daha da çoğalırken sesime ulaşamıyordum.

"Hakan İhsanoğlu." Soğuk bir ton, bunları söylerken kaşlarımın çatılmasına engel olamadım. Ses, Berkan'a ait değildi. Dosyadaki adamın suratı gözlerimde daha da netleşirken ellerim Berkan'ın yüzünden düştü.

Bana bakmasın istedim. Onu bu şekilde hatırlamamak istedim.

Bana diyebileceği o kadar şey varken neden tanımadığım, bilmediğim adamın ismini söylüyordu defalarca. Yetişemediğim için bana bağırabilirken, suçlayabilirken beni neden o adamı sayıklıyordu? Neden?

"Neden?" Dudaklarımdan çıkan fısıltı, banyo fayanslarına çarptı. "Neden?" Sorumu tekrardan sordum ama cevapsız kalan sorulara bir tane daha eklenmişti zihnime. Ondan cevaplamasını istediğim çok şey varken neden o herifin ismini söylüyordu? Neden?

Küvetin içindeki su, kızıllığını kaybetmezken gözlerim onunkilerden ayrılmadı. Birbirimize bakarken öylece, zamanın durduğunu düşündüm. Karnımdan yükselen yanma daha da çekilmez kılarken yaşadığım durumu, hissettiğim acı çığlıklar içinde kıvranmama neden oldu.

Sanki biri karnımı deşiyordu ve oraya bir bıçak saplanmış gibi bütün hücrelerim alev almıştı. Berkan'ın yanından kalkarken gözlerim aynadaki yansımama takıldı. Yeşil gözlerimin feri gitmiş, göz altlarım çökmüştü. Üzerimdeki kırmızı elbise, kaslarımı sıkacak kadar dardı. Yırtmacına takılmadan odadan çıkarken kendimi bulduğum yer, damarlarımdaki kaynayan kanın bir anda buz kesmesine sebep oldu.

Yıkık katların arasında kalmış insanlar çığlıklar içerisinde bana bakarken mide bulantım daha da arttı. Duvarın kenarına çökerken bacaklarım deli gibi titriyordu. Ellerim karnıma gitti. Elimi boyayan kanın getirdiği acıyla iki büklüm oldum ve çığlıklar içerisinde can çekiştim.

Burada olmam, herkese ölüm getirdi.

Benim var olmam, herkesin ölmesine sebep oldu.

Peki neden? Neden? Neden?

TRİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin