15 - YABANCI

271 28 61
                                        

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, şimdiden teşekkürler!

Bölüm şarkıları: A Glimpse Of Old Dreams – HOYO-MİX

Mikasa vs Warhammer Titan – Samuel Kim

Cehennemin ortasında cenneti yaşayacağımı düşünmemiştim Tria'ya geldiğimden beri. Karanlığın tam ortasında doğan bir ışık hüzmesi, bedenimi tamamen ısıtmaya yetecek deseler buna inanamayacağımı adım gibi biliyordum.

Ama doğmuştu. O gün yaralarımı gördükten, beni ve yaralarımı öptükten sonra bunu korumak için elimden gelen bütün güçle bunun izinden gideceğimi anlamıştım.

Aynanın karşısında ıslak saçlarımı tararken yanağımdaki morluk hafiften geçmeye başlamıştı. Karnımdan yükselen ağrı biraz dizlerimi titretse de parmaklarımla aynaya tutundum. Sargının beyazdan hafif kızıla döndüğünü fark ettiğimde içimden küfrettim. Kendimi fazla zorlamıştım yine sanırım.

Üzerime dolaptan siyah bir gömlek, altıma siyah keten bir pantolon alırken saçlarımı havluyla kurutuyordum. Üzerimi giyinirken gömleğimin düğmelerini açık bırakmıştım, Ateş sargıyı değiştirirdi birazdan. Siyah saçlarım omuzlarımdan dökülürken uzunluğu beni rahatsız etmeye başlamıştı. Belime kadar geliyorlardı artık. Neredeyse bir yıldır kesmiyordum.

Esir düştüğümden beri.

Dolapta gözüme çarpan makası parmaklarım kavrarken bir an bile düşünmedim. Saçlarımı ikiye ayırdım ve makası göğsüme doğru hizaladım. Makasın sesi banyoda dolaşırken zihnimden geçenler bulanıktı.

Bilincim yerinde değilken Berkan'ın bana söyledikleri zihnimde dolanıyordu. Yengemin gösterdiği dosyalardaki adamlardan birinin seneler sonra ismini gördüğümde hatırlayacağımı düşünmemiştim. Casus için Tria'ya gönderilip kayıplara karışmış düzinelerce adamdan yalnızca biriydi.

Dosyanın morluğu gözlerimde belirirken bunun ne anlama geldiğini çözmem gerekiyordu. Bir gizemi çözmek için uçurumdan aşağı atlarken daha da büyük bir gizemle karşılaşıyorduk. Bünyem artık bunu kaldırmıyordu. Kendime olan inancım günden güne zayıflamışken hepsinin gözleri beni yargılarcasına delip geçiyor gibi hissediyordum.

Bilmediğim şeyler için yargılanıyordum. Onları bilmediğim için ve çözmeye çalıştığım için gün çektikçe daha çok yara açılıyordu ruhumda.

Lavabo saçlarımla dolarken gözlerim aynadaki yeni halimde gezindi. İstemeden gülümsedim. Ferahlamış hissediyordum. Sanki bir saç kesimiyle bütün geçmişimden arınmış gibiydim. Bu ütopik düşünceyle yüzümdeki gülümseme, buruk bir hal aldı.

Tria'yı terk etmedikçe geçmişim asla benden kopamayacaktı.

Saçlarımın uçlarını da elimden geldikçe makasla eşitledikten sonra lavabodaki saçlarımı topladım. Ellerimdeki tutamları çöpe atarken üzerime inen bir gölge, bedenimin ürpermesine neden oldu.

"O kadar seslendim duymadın, ne yapıyorsun?" Sesindeki merak, içimi ısıtmıştı. Sesi içimi ısıtmıştı. Ayağa kalkıp yavaşça ona dönerken gözleri yeni kesilmiş saçlarımdaydı. Mahmur bir tonla "Saçlarımı kestim. Fazla uzamışlardı." Başımı iki yana sallayarak saçlarımı dağıttım ve kızıl kahve gözlerine baktım. "Nasıl olmuş?" Yavaş adımlarla bana yaklaşırken parmaklarım heyecanla titredi ve ellerimi lavaboya dayadım.

Kalçamı lavaboya yaslarken gözlerim ondaydı. Sağ eli yeni kesilmiş bir tutam saçımı tuttu ve yavaşça okşadı. "Alışmam biraz zaman alacak." Kaşlarım çatılırken gözleri benimkilere döndü. "Bir dahaki sefere kesmek istiyorsan bana söyle. Yamuk kesmişsin güzelim saçları." Saçlarımdaki parmaklarına vurup onları indirirken dudaklarından çıkan kahkahaya engel olamadı. "Sana sormam hata zaten."

TRİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin