13. bölüm

2.9K 280 18
                                    

Timuçin dizlerinin üstünde yerde otururken, abisi çekyatta ve bacak bacak üstüne atmıştı. Kolları sinirini bastırmak ve hayal kırıklığını yatıştırmak için gövdesine sarılmıştı.

"Ne zamandır?" Boğuk sesi duyan genç yutkundu.

"Bir..." derin bir iç çekme sesi salonu doldurdu.

"Ay mı, yıl mı?" Timuçin alt dudağını ısırdı, ağlamak üzereydi.

"Yıl abicim..." abisinin kasılan bacaklarını fark etti.

"Özür dilerim, sana söylemek istedim ama... kızmaktan çok üzüleceğini bildiğim için yapamadım." Cüneyt kafasını iki yana salladı.

"Üzüldüm, hem de çok. Hayal kırıklığı daha ağır ama... benim bu kadar üzüleceğimi bildiğin halde kendini zehirliyorsun. Bir sen varsın.... aile diyebileceğim." Cüneyt kesik bir nefes aldığında kardeşi dizlerine sarıldı.

"Bir daha içmeyeceğim, asla abi... özür dilerim. Ne olursun üzülme, ne olur..." Cüneyt burukça kafasını iki yana salladı.

"İstediğini yap, bir yıldır olduğu gibi. Ben yatıyorum, sana iyi uykular." Dizlerindeki kardeşini soğukça kendinden ayırıp odasına gitti, onu her türlü kötü alışkanlıktan uzak tutmak için çok çabalamıştı. Ondandı bu hayal kırıklığı ve yıkılışı...

İçinde bir şey kırılmıştı, bir ay dese anlardı. Ama koskoca bir yıl nasıl fark etmemişti, sinsi küçük fare...

Alkan ise aynı saatlerde, yatağında, sıcacık hissetmesine sebep olan adamı düşünüyordu. İçi huşuyla doluydu, adamın sıcaklığı sanki kendi soğuk bedenini de ısıtmıştı.

Sakin bir gülümseme oluştu dudaklarında, adamın onun kayıp parçası olduğunu hissediyordu. Vücudu ve kalbi adama aynı tepkiyi veriyordu.

İkisi de Cüneyt için ısınıp hızlanıyordu, sertleşmişti onun için. Bu bile başlı başına birşeydi...

Ellerinin vücudundaki hissini anımsadı, aleti kıpırdanınca donup kaldı. Hayır, bunu tek başına yapamazdı. Hiç zamanı değildi şuan, ama bu uzuv geç kalan yılların acısını çıkartmak için çabalıyor gibiydi.

Tamamen sertleştiğinde doğrulup çamaşırını sıyırdı ve çıkartıp attı. Aynada yansımasına baktı, ilk kez sert bir penis gördüğü için inceledi. Elini atıp o günkü gibi aşağı yukarı oynattı, olmuyordu...

Ağzından acılı bir inleme çıktı, dişlerini sıktı ağrıyla. Cidden acıyordu canı...

Telefonuna uzanıp Cüneyt'i aradı, çalıyordu ama açmıyordu. Bir kez daha aradı, o sırada Timuçin abisin mutfakta çalan telefonunu fark etti ve abisine götürdü. Patronu bu saatte arıyorsa önemli olmalıydı, belki de bir şey isteyecekti yarın için.

"Abiciğim... patron arıyorda... açacak mısın?" Cüneyt cevap vermeden elini uzattı sadece, dudaklarını ısırıp dolu gözlerle telefonu ona uzatılan ele bıraktı. Odadan çıkarken abisinin boğuk sesle konuştuğunu duydu.

"Efendim güzelim?" Cüneyt'in hitabıyla kesik bir nefes aldı sarışın.

"Yardıma ihtiyacım var Cüneyt, lütfen?" Piç sırıtış yüzüne yayılırken dudaklarını yaladı.

"Ne yapıyordun bakalım da, benim elime muhtaç kaldın?" Adamın sessizliğiyle güldü.

"Sadece.... düşünüyordum." Hmmladı kumral adam.

"Ne düşünüyordun peki?" Açıkça söylerse bu saatte oraya kadar gidebilirdi.

"Senin dokunuşlarını... hatta sıcaklığını..." Cüneyt ayağa kalkıp hırkasını aldı, bir yandan adama cevap veriyordu.

"Nereye dokunuyordum düşüncelerinde?" Çoraplarını giyindi.

"Bil-bilmiyorum." Sesli bir şekilde güldü.

"Biliyorsun, söylersen gelirim ve dağılmanı sağlarım." Adam yutkunurken sesi kalınlaşmıştı ve fısıltıdan biraz yüksek bir şekilde konuştu.

"Tüm vücuduma dokunuyordun, hiç kimsenin cüret edemeyeceği şekilde hem de." Yüzündeki gülümseme büyürken anahtarlarını aldı.

"Ben çıkıyorum." Diye bağırdı içeri doğru umursamazca ve kapıyı çarpıp çıktı.

"Adresi yolla, yola çıktım." Telefonu kapatıp mesajı bekledi, konuma baktığında bayağı lüks bir site olduğunu fark etti.

"Taşaklı herif bit pazarına komşu mu olacaktı anasını satayım" diyerek ilk taksiyi durdurdu ve adresi verdi.

Gece onu sarışına taşırken elleri heyecanla sıkılıydı bu sefer, kendisini zapt etmesi her geçen gün daha da zorlaşıyordu. Vücuduyla birlikte kalbi de bu adama çekilmeye başlıyordu ve Cüneyt ilk kez aşık olmak istiyordu.

Patron BeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin