10. bölüm

2.8K 250 11
                                    

"Geçmişiniz bayağı bir dolu geçmiş anlaşılan Cüneyt bey." Trip yiyordu, keyfi yerinde olduğu için omuz silkti.

"Geçmişin geçmişte kalması gerektiğini düşünen bir insanım, gelecekte olacak olanlara daha meraklıyım. Yaşanıp bitmiş, bir daha tekrarlanmayacak bir şey için canımı sıkamam." Adam hafifçe pembeleşen yanaklarla ona bakarken çarpık sırıtışını yüzüne yapıştırdı.

"Ben sadece işyerinde böyle şeyler yaşanmaması gerektiğini söylüyorum." Tek kaşı havaya kalktı alayla.

"O zaman bir daha ki sefere bir otele gidelim patroncuğum. Burada olmaması gerek sonuçta, değil mi?" Alkan balık gibi ağzını açıp kapatsa da cevap verememişti, gözleri yere döndü.

"Hey, şaka yapıyorum. Her zaman yardımcı olmak için buradayım, patron emir verir personel yapar." Adamın kızaran tenine bakıp yutkunurken zorlukla konuşmuştu.

"Bugün için... teşekkürler." Artık iyice kızaran cildi kumralı çileden çıkartmak üzereydi, zihninde ona bu odada on farklı şekilde sahip olurken bacak bacak üstüne atıp sertliğini sakladı.

"Zevkle yardım ettim, yarın tatil patroncuğum. İyi dinlenin, pazartesi görüşürüz." Adama kocaman sırıtıp odadan çıktı ve kattaki lavaboya adımladı.

Küçük probleminden kurtulup mutfağa girdiğinde kendine bir çay doldurdu, yarısına gelmişken ofisin birisinden çay istediler. Tepsiyi hazırlayıp hızla ofise yöneldi, ondan numarasını isteyen kadın diğer iki çalışanla sohbet ediyordu.

"Ahh, tatlım. Çok teşekkürler, sana ne soracağım... çıkışta işin var mı?" Merakla kadına baktı, diğer çalışanlar imalı tebessümler taşıyordu.

"Evet, kardeşimle işimiz var." Kadının yüzü değişti.

"Neyse, işin bitince mesaj at. Belki bir şeyler yaparız." Cüneyt gözlerini kısıp kadının alyansına baktı.

"Evli kadınlar ilgimi çekmiyor ve kimseye üçüncü de olmuyorum. İyi çalışmalar." Suratı bozulan kadını orada bırakıp mutfağa döndü, çayı buz gibi olmuştu.

Oflayıp etrafı hafifçe silip süpürdü, bardakları biten makinadan çıkartıp yerleştirdi. İzlenme hissiyle arkasını döndü, kardeşi onu kapıya yaslanarak izliyordu. Yüzünde masum bir gülümseme vardı ve onbeş yaşında gibi görünüyordu.

"Ne oldu cimcime, hayran mı oldun çalışkan abiciğine?" Alaylı sesine rağmen sevgisi hissedilebiliyordu.

"Hayranım zaten abiciğime, biliyorsun. Babamdan daha çok babalık yaptın bana, hala daha yapıyorsun. Bugün Almancanla şov yaparken gurur duydum seninle, patrondan daha akıcı konuştun resmen."

Kardeşinin zamansız övgüsüyle kızarmaya başladı, duygusala baĝlamıştı. Burnunun direği sızlıyordu, ilk kez birisi onunla gurur duyuyordu sonuçta. Sırıtmaya çalıştı, yapamadı.

Kardeşini göğsüne çekip saçlarından öptü, kollarını beline dolayan biriciğine sımsıkı sarıldı. Gözyaşlarını geri itmeye çalışırken kardeşi kafasını geriye atıp fısıldadı, muzip bakan artık oydu.

"Bu arada toplantıda patronun elini okşadığını da fark etmedim değil yani? Bu gidişle gerçekten metres olabilirsin, madem aseksüel değil kap adamı." Kafasını ısırır gibi yapınca kollarından gülerek kaçan kardeşine bakıp omuz silkti.

"Belki kaparım... belki de çoktan kapmışımdır..." göz kırpıp işine dönerken kardeşi ördek gibi peşinde dolanıyordu.

"Kaptın mı, ciddi misin? Doğruyu söyle, yoksa yakandan düşmem. Ne zaman oldu tüm bunlar, ben uyuyordum herhalde." Gülerek kıçıyla kardeşini kapıya doğru itti, Tim kendisini zorlukla toparlamış ve abisine dil çıkartıp kapıya yönelmişti.

"Bu sorular evde devam edecek biliyorsun ki, ayrıca o Alman adamın bakışlarını da fark etmedim sanma. Daha o konuda da sorguya çekileceksin." Oflayarak kardeşine bakıp başını salladı, öğrenmezse asla susmazdı.

"Tamam atom karınca, yeter ki sus. Dökülecem tüm yediğim bokları, hadi git çalış şimdi." Yüzündeki muzaffer ifadeyle abisine el sallayıp mutfaktan çıktı Timuçin.

Sonunda yalnız kalan Cüneyt kendine taze bir çay doldurdu ve sabahtan beri ilk kez sıcak bir bardak çayı yarım bırakmadan yada soğutmadan içebildi.

Patron BeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin