Pazartesi günü sabahın köründe işe gitmek için kalkmışlardı, Alkan oldukça mutlu ve tamamlanmış hissediyordu. Cüneyt ise resmen.... sikilmişti....
Aynada gömlekten bile fırlayan morluklarına baktı, ne kadar krem sürse de tam anlamıyla normal yürüyemiyordu. Dün gece ona kanmamalıydı, yine kendi topuğuna sıkmıştı.
"Sevgilim, çok mu ağrıyor hala?" Alkan ilgiyle ona sokulurken nazlanmak istedi ve asık yüzüyle başını salladı.
"Yanıyor vicdansız...sana dedim, aynı gece üç olmaz dedim..." elini beline attı.
"Özür dilerim ama sana giyinmeni söylemiştim. Biliyorsun ki orta kattaki zavallının sana zaafı var, bir tek harekette ayağa kalkıyor." Cüneyt'in yüzünü muzip bir ifade kaplayınca yutkunup diğer tarafa çevirdi başını.
"Seni direk gibi sertleştirip rezil etmeyen Cüneyt'i...." dilini yanağında gezdirip sırıttı.
Kaşlarını oynatıp adama bakınca kulaklarının kızardığını gördü, hemen de utanıyordu. Kumral ona sokulunca yutkundu Alkan, sabah duşta birbirlerine sakso çekmeselerdi yine dimdik olurdu.
Tam anlamıyla kurumuştu, ilk kez hafta sonundan işe yorgun dönüyordu. Tatlı yorgunluğuna sebep olan adamın boynuna sokulup yumuşacık öptü, onun için yeni bir kahvaltılık pişirmişti.
Sırf o televizyonda görüp beğendi diye, iki saatten fazla nette aramış ve bulmuştu. Sabah uyandığında, saat daha beş bile değilken mis gibi kokuları içine çekmişti.
Nasıl böyle özverili olabiliyordu ki...
Bu kadar neşeli ve muzip olabilmesi mucizeydi, Cüneyt Alkan için tam anlamıyla bir mucizeydi...
Holdinge girdiklerinde bir kaç kişi onlara bakıp fısıldaştı, kumral garip yürüyor ve morluklarla dolu tenini cesurca sergiliyordu. Sarışın ise yorgun ama oldukça mutluydu, tüm holding seviştiklerini anlamıştı artık.
İkisi de bunu umursamıyordu...
Cüneyt mutfağa, Alkan ofisine geçti. Ayrılmadan dudakları minik bir öpücükle birleşti, ikisi de gülümseyerek mesailerinin başlaması için harekete geçtiler.
"Abi, bugün ne...." Tim abisini görünce donup kalmıştı. Yüzü muzip bir ifadeyle şekillendi, sonra kocaman sırıttı.
"Allah cezanı senin, evden çıktığım gibi verdin mi? Püühhhh, kuduruk." Oyuncu bir şekilde takıldığı abisi ona kısık gözlerle bakınca yutkundu, ama kendini durduramıyordu da. Güldü yine...
"Meşhur tablomuzun adı, TÜM HAFTA SONU SEVİŞTİM, alıcı var mı?" Kıkırdıyordu hala....
"Ben alabilirim..." Patronunun sesini duyunca kocaman olmuş korkulu gözlerle adama baktı.
"Şey... abimle şakalaşıyordum da..." kısılan sesiyle konuşurken utanmıştı genç.
"Senin hafta sonun nasıl geçti?" Tim dudak büzüp patronuna baktı, abisi masayı hazırlıyordu.
"Yeğeniniz geldi, ismini unuttum ama Yanu muydu neydi adı, işte... tezimi yazdım." Alkan gülüp gencin saçlarını sevdi yine.
"İsmi Yuriy, umarım seni rahatsız etmemiştir." Cüneyt onları sessizce dinliyordu, sevgilisi kardeşine böyle abisi gibi yaklaşınca mutlu oluyordu.
"Sanırım ben onu rahatsız ettim, biraz homofobik galiba. Şeyyy... beni de gördünüz işte, öyleydim." Tim kızarınca Alkan gülümsedi.
"Onu dövsen bile sana asla kızmazdım, babası onu biraz fazla dolduruyor. Homofobikliği yetişme tarzından, çevresinden kaynaklı. Onun adına özür dilerim." Tim hızla ellerini iki yana salladı.
"Hayır, hayır. Olur mu öyle şey, ben kolay kolay kimseye el kaldırmam da... özür dilemenize gerek yok sizin." Cüneyt yaptığı kahvaltılığı kardeşinin ağzına tıkıp susturdu genci.
"Sus kız sabah sabah, bıdı bıdı bıdı... zaten yorgunum ve uykum var. Çekerim seni boş ofise uyku peluşu gibi sarılıp uyurum valla." Tim ağzındakini çiğneyince yüzü aydınlandı.
"Abi... bundan yarın yine yaparsan uzun yıllar senin uyku peluşun olmayı kabul ederim." Elini uzatınca Cüneyt maşayla eline vurdu.
"Elinle yeme, pislik. Çiğ kurabiye..." Tim kıkırdayıp maşayı aldı ve kendine bir tabak hazırladı. Patronu aç gözlerle abisine baktığı için utanmıştı biraz, tabi abisi de kızarmıştı.
"Ben tabağımı odama istiyorum sevgilim..." koyulaşan yeşil gözlerle derin bir nefes aldı Cüneyt.
Tabağı doldurup tepsiye koydu, kahvesini de yaptığında bir kaç peçete ekledi. Titreyen elleriyle tepsiyi alıp kapıya yönelirken kardeşinin kulağına eğildi, muzip sesiyle fısıldadı...
"Sikmese bari...." Tim kahkahalara boğulurken sırıtarak odaya ilerledi, belki onun tadına bakan kendisi olurdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron Bey
Fiction généraleKardeşinin patronunun aseksüel olduğuna inanmayan Cüneyt soluğu holdingde alır Alkan minik stajyerinin abisiyle iniş çıkışlı olaylar yaşayacağını bilmeden tekdüze yaşamına devam ediyordur