Yaklaşık on dakikadır durmadan öpüşüyorlardı, Cüneyt arada adamın boynuna yönelse de Alkan onu tekrar dudaklarına çekiyordu. Hoşuna gitmişti kumralın dili ve dudaklarını tatmak, tadına bağımlı bile olabilirdi.
Cüneyt sonunda elini adamın sertiğine attığında ağzına doğru, ağlar gibi inlemesiyle nefesini zor topladı. Kendini bu adamda kaybetmek istiyordu ve bunu yapacaktı da, kaldırabileceği kadarını tabi.
"Şimdi gözlerini kapat, kendini hislerine bırak." Alkan denileni yapıp gözlerini kapattı. Kumralın elleri tüm vücudunda dolaşırken yutkunabiliyor ama konuşamıyordu.
"Dokunuşularım hoşuna gidiyor mu?" Cüneyt ilgiyle adamın kırmızının soft bir tonuna bürünmüş yüzüne baktı, dudakları aralık ve nefesi hızlıydı.
Kafasını hızla salladı Alkan, çok hoşuna gidiyordu hem de...
Adamın elleri belinde, omuzlarında, kollarında, kaslarında ve karnında usul usul gezindi. Sertliğinden süzülen damlayı hissedip nefesini içine çekti, sonra o sıvının aktığı hizada sıcak bir nefes hissetti.
Dizleri titrerken dudaklarını sertçe ısırdı, gözlerini kapalı tutmak gittikçe zorlaşıyordu. Sıcak ve ıslak dilin, damlanın yolunu ters istikamette takip etmesiyle tutunacak bir şey arayarak ellerini uzattı. Cüneyt ellerini tutup başının iki yanına yerleştirdi, onu sakince yalıyor ama ağzına almıyordu.
"Lütfen..." muhtaç sesle sırıttı Cüneyt.
"Söyle güzellik, ne istiyorsun?" Alkan kumralın ipek gibi saçlarını okşadı ve gözlerine parlayan ama muhtaç gözlerle baktı.
"Bilmiyorum... lütfen..." Alkan arzudan titriyordu.
"Söyle... senin olsun." Sert çıkan sesle adamın yüzü daha da kızardı.
"Ağzına... alır mısın Cüneyt?" Cüneyt kocaman bir piç sırıtışıyla adama bakınca adam yalpaladı. İlk kez bu kadar büyük bir gülümseme vardı kumralın yüzünde...
"Almam mı hiç? Yerim bile istersen." Yavaşça, adamı şok etmeden ağzına çekti kalın ve lezzetli sertliği.
"Ahhh, Cüneyt, çok sıcak." Burnundan bir nefesle gülmüştü kumral.
Biraz biraz hızlanırken dizleri titreyen adamın toplarını biraz sert bir şekilde okşadı. Adamdan kopan yüksek sesli inlemeyle memnuniyet dolu bir ses çıkarttı.
Diğer elini kalçasına atıp okşadı, kaslı olsa da hoştu. Sıkıca tutup kendisine çekti ve adamı gırtlağına kadar aldı, hafifçe yanan canını adamın ağlar gibi inleme sesi iyileştirmişti sanki.
"Öy-öyle oluyor yine.... Cüneyt... ahhh.." tek parmağını adamın deliğine sürtmeye başladı, yavaşça okşuyordu sadece.
Zevkten dağılan Alkan kontrolsüzce adamın boğazına doğru boşalmaya başladı. Kendini tutamıyordu, son damlasına kadar akıtıp geri çekildi ve yere oturuverdi.
"Eee, buna ne dersin? Hoşuna gitti mi güzellik?" Alkan onun sertliğine bakıyordu baygın gözlerle.
"Çok...ıhmm... gerçek ötesiydi. Peki sen, bende yapabilir miyim?" Cüneyt yutkunup adamın pembe dudaklarına baktı, kendine çekip öptüğünde inledi yine.
"Gerçekten istersen deneyebilirsin, hoşuna gitmezse bırak ama... ben hallederim." Alkan yırtıcı bir kedi gibi zarifçe ona doğru yaklaştı.
"İstiyorum... deneyeyim mi?" Cüneyt elini çamaşırına atıp hafifçe aşağı indirdi, bronz teninde parlayan bir damla açığa çıktı.
Alkan sertliğe doğru yaklaşırken içine kokusu doluyordu, hoştu, sabun ve erkek karışımı koku içinde bir yerlere dokundu.
Dilini uzatıp damlacığı yaladı ve beceriksizce olsa da, hevesle yalayıp emmeye başladı. Cüneyt tenine sürtünen dişlerle acıyla tıslayınca dişlerine dudaklarını örttü Alkan.
Cüneyt onu sarmalayan pembe dudaklara bakarken gözleri zevkten kısıldı, Alkan tıpkı onun yaptığı gibi parmağını deliğine götürüp okşadı. Gözlerini yumup zevkle inleyen kumralı keşfetmek ister gibi deliğini okşuyordu.
Ağzından süzülen salyayla ıslattı parmağını ve biraz da öyle okşadı. Parmağının altındaki delik büzülüp gevşiyordu, merakla gevşediği an parmağını içine itti. Tüm parmak girmişti, Cüneyt aniden içine dalan uzun ve kalın parmakla ağlar gibi inledi.
Adamın elini oynatmasıyla ise yıldızları gördü, dizleri zangır zangır titriyor, çenesi kasılıyordu. Adamın saçlarını tutup sertçe gırtlağına kökledi ve son ses inleyerek boşaldı. Alkan bir iki kez yutkundu, biraz boğazı acımıştı ama yeni keşfini bırakamıyordu.
Minik delikteki parmağını içeri dışarı yaparken kumralın tepkilerini izledi, bu adam onun kişisel cennetiydi. Ağzı aralık ve nefes nefese ifadesi Alkan'ı bitirmişti. Parmağını daha da hızlandırırken eli sıkıca tutuldu, koyulaşan iri gözlere baktı dikkatlice.
"Sikmeyeceksen genişletme boşuna, sen yakarsan sen söndürürsün yangınımı." Adamın sözleriyle yutkunup parmağını çekti, buna henüz hazır değildi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron Bey
General FictionKardeşinin patronunun aseksüel olduğuna inanmayan Cüneyt soluğu holdingde alır Alkan minik stajyerinin abisiyle iniş çıkışlı olaylar yaşayacağını bilmeden tekdüze yaşamına devam ediyordur