32. bölüm

3.6K 331 14
                                        

Cüneyt kapısını tıklatıp içeri girdiğinde Alkan ekranı boşverip ona döndü. Yorgun olan sevgili patronuna bitki çayı yapmıştı, zencefilli, ballı, limonlu bir adaçayı onu dinçleştirirdi...

"Patroncuğum... hala yorgun musunuz?" Cilveli sesi adamı şimdiden uyarmıştı ama işi çoktu, biriken mailleri cevaplaması ve toplantı için hazırlanması gerekiyordu.

"Canımm... çok çok yoğunum bugün, seni biraz ihmal ettim biliyorum." Cüneyt gülerek kafasını iki yana salladı.

"Onu mu diyorum yavrum, yorgunluğunu alayım diye geldim yanına." Alkan bu sözlerle koltuğunu geri çekip kumralı kucağına çekti ve sımsıkı sarıldı.

"Özledik mi biraz hmmmm" Cüneyt boynuna gömülen koca adamı öptü saçlarından.

"Çoookkk, nasıl çalışıyorum kokunsuz. İçimden gelmiyor hiç çalışmak, kokunu çeke çeke uyumak istiyorum." Sırtını hafifçe ovarak yorgunluğunu almaya çalışıyordu.

"Eve gitmemize az kaldı, birazdan mesai bitecek." Alkan kafasını iki yana salladı.

"Senin mesain bitecek, benim daha toplantım ve Ukrayna'lı iş yaptığımız firmayla yemeğim var." Cüneyt kaşlarını çattı, içini bir kıskançlık sarmıştı.

"Kadın olacak mı?" Alkan kafasını olumlu anlamda salladı.

"Hepsi mi kadın yoksa?" Kafasını kaldırıp kumralının yüzüne baktı anlamayarak.

"Üç kadın ve iki adam... neden, ne oldu?" Adam derin ve sinirli bir nefes aldı.

"Yani üç kadın, üç adam olacaksınız. Çift buluşması gibi...." dişlerini sıkmıştı iyice.

"Güzel sevgilim, öyle bir şey mümkün mü? Benim sevgilim evde beni bekliyor olacak." Cüneyt sinirle gözlerini adama dikti.

Alkan bu siniri anlayamıyordu, dudaklarına kapanan dudaklarla gözleri kapandı. Cüneyt onu delirmiş gibi sert öpüyordu, geri çekilmek istedi ama ensesine yapışan el yüzünden çekilemedi.

Ağzını talan eden dil, hafifçe ensesini sıkan el... hepsi onu daha da yükseltiyordu. Cüneyt ayağa kalktı, onu da kaldırıp masaya oturttu ve öpmeye devam ederek gömleğini çözmeye başladı.

"Bir saate toplantım var..." kumral feci şekilde sırıttı.

"Bir saat sürmeyecek, merak etme." Alkan yutkunup ona izin verdi, gömlek açıldı ve altı tamamen çıplak kalana kadar soyuldu.

"Ne yapıyorsun?" Muzip ifadesiyle sırıttı yine.

"Seni işaretliyorum..." boynuna bir kaç iz yapıp aşağıya indi. Göğsünü de aşk izleriyle süsledi, gözü dönmüştü kıskançlıktan.

Eğilip sertliğini yalamaya başladı, Alkan derince inleyerek saçlarını okşadı. Daha aşağılara inen kumralı büyük bir arzuyla izliyordu, toplarını ve altındaki deriyi emince masayı sıkıca tuttu.

Böyle bir zevk yoktu....

Vardı...

Cüneyt onu masaya itip deliğine gömdüğü ağzıyla dünyanın en büyük hazzını yaşatıyordu ona. Sertliği sızdırıyordu aldığı zevkten, elini sertliğine attı ama sevgilisi engel oldu.

Cüneyt adamın iyice hazır olması için parmaklarını da devreye soktu, Alkan oldukça yüksek sesle inliyordu ve bu da onu daha da yükseltiyordu. İyice genişleyen deliği izledi ve cebindeki el kremine uzandı.

Onu ve kendini kremleyip içine girerken gözlerine bakıyordu dimdik. Kesik bir nefes alan Alkan kıpkırmızı olmuştu, resmen ofisinde ve kapı açıkken birlikte oluyorlardı.

"Tim... içeri sakın kimseyi alma..." Cüneyt ofis telefonunu alıp sertçe kardeşini uyardı ve suratına kapattı.

"Bugün o yemekte bir sevgilin olduğu belli olacak, içinde hala ben varmışım gibi hissedeceksin." Kendini sertçe içeri itince sarışın acıyla inledi.

"Aynen öyle yavrum, seni o sikik gazete sayfasında gördüğüm andan beri bunu hayal ediyordum. Seni bu güzel masada altımda inletmeyi.... sevgiline istediğini vermeyecek misin?" Geri çekilip tekrar kökleyince Alkan ani gelen hazla inledi, hem söyledikleri, hem de içindeki sertlik yüzünden inliyordu.

"Sevgilim ne isterse vereceğim... ve ondan tüm istediklerimi alacağım." Ensesine uzanıp onu dudaklarına çekti.

Zevkleri daha da artarken telefon çaldı, Cüneyt kapattı. Bir daha çaldı bir daha kapattı...

"Ne var... biraz beklesinler... birazdan... ıhımmm.... birazdan müsait olacak dersin." Telefonu kapatıp daha hızlı hareket etmeye başladı, Alkan'ın içi öyle bir seğiriyordu ki...

Gelmek üzere olduğunu anlayıp ucuna avcunu dayadı, seri hareketlerle dibine iterken avcuna fışkıran sıvıyı hissetti. Muzipçe gülerek avcunu kaldırdı ve adamın gözlerine bakarak yaladı.

Kendisi de çok yakındı, gözleri koyulaşırken sevgilisinin avcundaki dudakları çizgi haline geldi. En dibinde olsa da kendini biraz daha ileri itip sona ulaştı, Alkan hissettiği sıcaklıkla mest olmuştu.

"Şimdi... sanırım toplantı yapacağın kişiler erken gelmiş güzellik. Sana iyi toplantılar..." kendi üstünü toplayıp büyük bir öpücük verdi sevgilisine.

"Bu arada... Seni Seviyorum..." kapıdan çıkmadan hala masada yatan sevgilisine öpücük attı ve ona hayretle bakan kardeşine göz kırpıp lavaboya ilerledi.

Patron BeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin