8. bölüm

3.2K 275 17
                                    

Elindeki sertliğe kaçamak bir bakış attı ve yutkundu. Patronu kendisini ona bırakmıştı ve hızlı hızlı nefes alıp veriyordu.

"Kendim hissedemiyorum, bir tek sen. Dokun lütfen, canım acıyor." Cüneyt piç maskesini takınıp sırıttı, bu sırıtış Alkan'ın sonu olacaktı işte.

"Acır tabi patroncuğum, kalkık durmaktan moraracak senin canavar. Boşalmak için yalvarıyor baksana." Alkan kafasını salladı, istiyordu rahatlamayı.

"Yardım et, Cüneyt lütfen." Cüneyt sesli bir şekilde güldü, nefesini önündeki boyna vererek konuştu.

"Nasıl yardım edeyim açık ol, yoksa yardım etmem. Ben basit bir çalışanım, sen söylersin, ben yaparım patroncuğum." Alayla konuşan adamla nefesi tekledi Alkan'ın, bu sesi seviyordu.

"Okşa beni, rahatlat. Yardım et.... boşalmama." Utançtan ve istekten kıpkırmızı olmuştu, ama sıcak ellerin verdiği hisse bayılmıştı.

"Böyle mi?" Adam onu yukarı aşağı okşayınca inledi, sesi dışardan duyulabilecek olsa utançtan ölürdü. Neyseki ofisler ses geçirmez yalıtımla kaplıydı.

"Evet, ama daha çok, hızlı..." Cüneyt adamın zevkten aralanan dudaklarına bakıp dudaklarını yaladı. Onu daha hızlı ve sert çekmeye başlayınca sarışın kıvranmaya başladı.

"Ahh, Cüneyt, bir şey oluyor. Garip... garip hissediyorum." Dizleri titriyor, karnı kasılıyordu Alkan'ın. Kulağına vuran nefes hiç yardımcı olmuyordu bu konuda.

"Şşştttt, sakin ol. Birazdan rahatlayacaksın güzellik, sen kendini hislerine bırak. Sakin nefesler al, sıkma, tutma kendini." Diğer eline aldığı büyük peçeteyi adamın kıyafetine doğru tuttu, üstünün batmasını istemiyordu.

"Dur, bir şey oluyor, dur. Cüneyt..." adam zevk almaktan korkar gibi davranıyordu.

"Şimdi gelebilirsin güzellik, ben yanındayım. Merak etme, kötü bir şey olmasına izin vermem. Hadi rahatlat bedenini, bırak zevke teslim olsun." Alkan'ı çözen sözler bunlar olmuştu, Cüneyt'in aletinin başına doğru tuttuğu peçetelere doğru kesik kesik boşalırken dizleri titremiş ve acınası bir inilti çıkarmıştı.

"Ben buradayım, tuttum seni. Sakin ol, gel seni temizleyelim." Cüneyt sanki bir bebekle ilgilenir gibi adamı temizlemiş, giydirmiş ve elini yüzünü yıkayıp koltuğuna götürmüştü.

Alkan yoğun zevkten sarhoş gibiydi, bu adamın ellerinde sona ulaşmıştı resmen. Ömrü boyunca tattığı en büyük zevkti, yediği onca lezzetli yemek, birinci sınıf alkoller, lüks geziler çöptü.

Cüneyt'in elini tutup yanağına yasladı, donup kalan ele yüzünü sürtüyordu. Cüneyt şaşkınlığını atınca pürüzsüz, sinekkaydı traşlı yüzü okşamaya başladı. Adam ellerinde eriyordu, güzel ve sapsarı saçlara bakıp iç çekti.

"Güzellik, hadi toparla kendini. Bak kırk dakika sonra Almanlar burada olacak, toplantımız var." Alkan yavaşça kendine geldi ama hala hülyalı bakışlara sahipti.

"Tamam, iyiyim. İyiyim." Ele son bir kez sürtünüp kendini geri çekti, baygın gözlerini ekrana çevirdi.

"Cidden toplantıya girmemi istiyor musun?" Kumralın sesiyle kafasını olumlu anlamda salladı.

"Bunları okuyup, sordukları sorulara ona göre cevap verebilir misin? Sana bunun için ekstra ödeme yapacağım ayrıca." Cüneyt sırıtarak elini gösterdi.

"Bunun için ödemeye gerek yok, zevkle yaptım." Göz kırpıp kapıya yönelirken adamın kısık sesli teşekkürünü zorlukla duymuştu.

Odadan çıktığı gibi kardeşi ona ve elindeki tepsiye baktı, garip garip süzüyordu abisini. Göz kırpıp masaj yağını kardeşinin masasına koydu, abisi ona yaklaşınca patronunun parfümünün abisinin üstüne sinmiş olduğunu fark etti Timuçin.

Ağzı aralanıp gözleri büyürken abisi yanağını sol eliyle sıkıp lavabolara yöneldi. Sağ elini kardeşinin yüzüne süremezdi, onunla kendini rahatlatması gerekiyordu. Hala Alkan'ın teninin kokusuyla ve kremle kaplıydı çünkü.

Kendini sondaki geniş kabine atıp kapıyı kilitledi ve hızla asılmaya başladı. Taharet musluğunu açmıştı sesi duyulmaması için, adamın inlemelerini ve aletinin sıcaklığını hatırlayıp hızlandı.

Kısa süre sonra elini ağzına kapatıp sona ulaşırken aklında, kedi gibi eline sürtünen patronu vardı.

Patron BeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin