30. bölüm

3.3K 346 27
                                        

Timuçin patronunun evine doğru yola çıkmıştı, söylediğine göre Yuriy diğer dayısından özür dilemek için ona gitmişti. Ne yaptığını bilmiyordu ama... düşününce homofobik bir halt yediğini anlayabilmişti.

Anahtarla açıp girdiği ev sıcacıktı, geçen sefer kaldığı odaya girince yataktaki yastığın olmadığını fark etti. Kaşları yukarı kalktı, aklına gelen şeyle Yuriy'in odasına ilerledi. Yatağa baktığında yastık gerçekten de oradaydı, içinde ufacık bir mutluluk filizlendi.

Bu saf bir ilgiydi ve hoşuna gitmişti, gülümseyerek başka bir odadan bir yastık aldı ve yatağına koydu. Üstüne güzel bir şortlu takım çekip saçlarını iki yandan topladı, ufak bir makyaj yaptı.

Pembe panduflarıyla mutfağa indi, akşam için güzel bir yemek yapmak istiyordu. Biraz mutfağı kurcaladı, cidden bütün malzemeler vardı. Kremalı tavuklu, mantarlı makarna yapacaktı... çok seviyordu çünkü...

O mutfakta yemek yapmaya dalmışken kapı açıldı, garip bir heyecan oluştu içinde. Sanki sevgilisi işten gelmiş gibi hissetti, kafasını iki yana sallayıp çubukla makarnanın tadına baktı.

Yuriy önce mis gibi yemek kokusu aldı, çalışan abla geldi sanmıştı. Mutfağa girince donup kaldı, güzeller güzeli oğlan rahat hareketlerle yemek yapıyordu.

Büzdüğü parlayan dudaklarını uzatıp, çubukla tuttuğu kremalı makarnaya üfledi ve yavaşça tadına baktı. Kapıda donmuş gibi onu izliyordu, çok.... harika görünüyordu.

"Merhaba..." Tim ona selam veren gence dönüp hafifçe gülümsedi.

"Hoşgeldin, aç mısın? Sever misin bilmem, makarna yapmıştım." Başını masumca yana eğdi, onunla oynamak için sabırsızlanıyordu.

"Çok açım ve evet, kremalı makarnayı severim." Onun yaptığı herşeyi severdi..

Timuçin muzipçe gülümsedi, kafasıyla masayı işaret etti. Yuriy hemen masaya oturdu, önüne açılan servisle yutkundu. Rüyada gibi hissediyordu, hoşlandığı kişiyle... onun yaptığı yemeği yiyecekti.

Büyük bir tabağa makarnaları böldü Tim, kendisi de oldukça acıkmıştı. Yuriy'e hem çatal, hemde chopstik vermişti. Nasıl isterse öyle yiyebilirdi, genç çatalı alınca güldü.

"Afiyet olsun." Yuriy heyecanlıydı, ilk kez böyle heyecan yapıyordu bir yemekte.

"Eline sağlık." İlk çatalda gözleri parladı, tadı enfesti.

Tabağın neredeyse yarısındayken bacağına dokunan minik ayakla yutkundu, çiğnemeden yuttuğu makarnalar boğazına durmuştu. Tim dudağını ısırdı, hemen su uzattı.

"Ahh, pardon. Ayağımı sallıyordum da, yanlışlıkla oldu." Yuriy suyu içip ona baktı, kafasını iki yana salladı.

"Sorun değil." Tim içten içe gülerken adamın kızaran yüzü keyfini yerine getirmişti.

"Ev sıcak ama ayaklarım hep üşüyor, senin de üşüyor mu?" Yuriy kendi çıplak ayaklarına baktı, genç ona dokunduğu andan beri tüm vücudu yanıyordu.

"Hayır, ben çok üşümem. Bilirsin, Rusya kar cenneti." Tim yüzünü buruşturdu.

"Ben donardım kesin orada, çok soğuk." Düşüncesi bile üşümesine yetmişti, gerek yoktu.

"Seni kürklere sarardım, üşümene asla izin vermezdim ben." Koyulaşan yeşillere baktı, dudakları kıvrıldı.

"Dur tahmin edeyim, beni ısıtan sen olurdun." Yuriy bunu düşündüğü an kasıkları sızladı, buzların erimesine bile sebep olacak kadar ısıtırdı onu.

"Sen üşüme diye tüm Rusyayı ısıtırdım." Genç dudak büktü bu lafa, oyunu istediği gibi ilerliyordu.

Ayaklarını gencin ayaklarının üstüne koydu, cidden sıcaktı teni. Sanki içine bir kıvılcım yollamıştı bu hareketi, titrek bir nefes aldı. Yuriy ayaklarının üstündeki minik ayakları hissedince yutkundu, sertliği zonkluyordu.

"Donmuşsun, istersen ellerime uzat. Ellerim daha sıcak." Tim ufak bir kahkaha attı bu sözlere, koyu gözlere bakıp göz kırptı.

Oyun iyice keyifleniyordu...

"Gerek yok, havuzu ısıtmıştım. Sıcak bir havuz, soğuk bir Rustan daha iyi ısıtır beni.... yine de teşekkürler." Ayaklarını çekip bulaşığını makinaya koydu ve kıvırtarak mutfaktan çıktı.

Arkasında semsert bir Rus bırakarak...

Patron BeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin