19 - ihtimaller

96 22 16
                                    


"İnsanın bir şeye bağlanması çok kolay değil. Bağlandığın andan itibaren nereye gideceğini sen değil, bağlılıkların belirliyor. Kendini zincirleyip sonra da anahtarı yutmak gibi bir şey.*


Haftasonu gelmişti ve daha önce sözleştiğimiz gibi annemle birlikte Ceyda'lara oturmaya gitmiştik. Yolda anneme kızlar ve aileleri hakkında kısaca bir özet daha geçmiştim. Annemin biraz daha rahat hissetmesi için, arkadaşlarım ve aileleri hakkında küçük detaylar vermiştim.

Biraz annemlerle oturduktan sonra biz Ceyda'nın odasında zaman harcamıştık. Annelerimiz de oturma odasında muhabbet etmişti. Güzel vakit geçirmiştik. Modum yüksek, enerjim yerindeydi. Annemin, arkadaşlarımın anneleriyle tanışması beni ayrıca mutlu ediyordu. Sanki bu, ilişkilerimizin daha da pekişmesini sağlamıştı.

Dönüşte Emin bizi almaya gelmişti. Faruk abilerin arabasını ödünç almıştı ve annemle ben arka koltukta yan yana otururken, yol boyunca içimde tatlı bir huzur hissi vardı.

Eve doğru giderken, anneme neler konuştuklarını ve ne düşündüğünü sormuştum. Ceyda'nın annesini de Hazal'ın annesini de sevdiğini, güzel bir iletişim kurduklarını ve sohbet ettiklerini belirtmişti. Memnun olduğu, bakışlarındaki ifadeden belliydi. Buna sevinmiştim.

Az sonra annem birden, "Bugün sohbet ederken Emin'den oğlum diye bahsettim. Yalan olmasın diye..." dedi.

Eh, maalesef ki hâlâ omuzlarıma yük olan bir sırrım vardı. Annem de bu sırra ortaktı.

Emin'in şaşkın bakışlarıyla karşılaşınca, yüzüme engel olamadığım bir gülümseme yayıldı. Annem, onun şaşkınlığına aldırmadan devam etti: "Damadım da oğlum sayılıyor nasılsa!"

Emin'in yüzünde hafif bir tebessüm belirdi. İçten içe mutlu olmuş gibiydi. Onun arabada sessizce direksiyon tutuşunu izlerken, bakışları yola odaklanmış olsa da düşüncelere daldığını anlayabiliyordum.

Arabadaki sessizlik, annemin sözlerinden sonra derinleşmişti. Annemin bu sıcak ve kabul edici sözleri, Emin'in iç dünyasında bir şeyleri tetiklemiş gibiydi.

Bir süre sonra annemlerin evinin önüne varmıştık. İnmeden önce ona sarıldım. "Teşekkür ederim anneciğim. Allah'a emanet ol, babama selam söyle."

O da bana sarılıp gülümsemişti. "Tamam kızım," diyerek kapıyı açtı. "Kendinize iyi bakın."

- Görüşürüz anne.

Annem, Emin'e dönüp içtenlikle "Görüşürüz oğlum. Allah'a emanet olun," dedikten sonra indi ve kapıyı ardından kapattı.

- Gelsene öne.

Emin, ön tarafa, yanına geçmem için bekliyordu. Annemin peşine ben de inip öne geçtim ve emniyet kemerimi bağlarken onun bana dikkatlice baktığını fark ettim. Garip bir şekilde utanarak gözlerimi kaçırdım.

"Nasıl geçti günün?" diye sordu. Sesi yumuşak ve sakindi.

"Güzeldi, epey eğlendik."

Emin "Sevindim," derken başını salladı, gaza hafifçe dokundu ve arabanın farları akşamın karanlığını aydınlatırken yola çıktık.

Yol boyunca aramızda derin bir sessizlik vardı. Dışarıda akıp giden manzarayı izlerken, aklımda Emin'in anneme gösterdiği saygı ve onun 'oğlum' demesi yankılanıyordu.

ZecirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin