16. "Bedel"

37 6 0
                                    

🍁

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🍁

Bedeni canlı ama ruhu bir o kadar da yorgun olan bir kadındım ben. Elimi uzatıp erişmeye çalıştığım güzellikler her zaman felaketim olmuştu ve ben felaketlerimi yıllardır atlatamıyordum.

En son dayanamayıp pişman olacağımı bile bile söylemiştim yaşadıklarımı, ihale gününe erteleyecektim ancak bedenimin ve bilinç altımın bana izin vermemesi tüm planlarımı alt üst etmişti.

Ağır bir gece geçirmiştim, zordu her şey. Tenimde gözler gezinmiş, o pisliğin yaptığı iğrençlikler aklıma geldikçe kendimi perişan edene kadar ağlamıştım. Yaşadığım dost ve aşk ihanetini bile bastıran acılarım vardı benim.

Kulağımdaki küpeler, ayağımdaki topuklular, üzerimdeki pahalı kıyafetler bile dik durmamı sağlayamıyordu artık. Ben geçer dedikçe yaram daha da büyüyordu. Belki de yüzleşmek benim için daha kötü olmuştu.

O olmasaydı daha beter olabilirdim. Varlığı bana öylesine destek olmuştu ki beni sarıp sarmamış gece uykumdaki sayıklamalarımda bile elini üzerimden bir an olsun ayırmamıştı. Andrea yaralarımı sarmaya çalışıyordu aynı bedenimi sardığı gibi.

Gün ışığı odayı aydınlatırken onun teninin varlığıyla açmıştım gözlerimi. Parmakları belime dolanmış başı da saçlarıma yaslanmıştı. Kollarının arasında kalan gecemi huzurla geçirmiştim çünkü bu adam huzurdu.

Hafifçe başımı geriye atınca yüzü görüş açıma girdi. Parmak uçlarım benim iznim olmadan ona uzanıp hafifçe okşadı yanağındaki yerini bildiğim çukurun üzerini.

Kıvırcık ve alnına düşen saçları beni her defasında gülümsetiyor ona inatla bakmama neden oluyordu. Biçimli yüz hatları, yanaklarında başlayıp çenesini kaplayan kirli sakalları, öptüğüm zaman dudaklarıma batan ama bundan zevk aldığım dolgun dudakları vardı. Çok iri bir adam değildi ama spor yaptığı bedeninden anlaşılıyordu. Kasları ve güzel bir fiziği vardı. Her ne kadar bunu yatakta hesaplamak zor olsa da normal hallerinden bildiğim boyu uzundu. Ve küçük bir ayrıntı daha vardı, bu İtalyan çok yakışıklıydı.

Parmaklarım bir çizgi halinde yanaklarından aşağıya inerken çınar yaprağına uzandım. Amore demişti, aşkını kazımıştı boynuna. Kimin için yaptırdığı merakını kendime gizlemeye çalıştım, merak ediyordum ama nedense sormaya cesaretim yoktu.

"Buongiorno," dedi. İşte şimdi gün aymıştı çünkü gözlerindeki yeşilleri görmüştüm. Nefes alamadım birkaç saniye, uykulu bakışları neden bu kadar etkileyiciydi ki?

"Günaydın," dedim kendimi zorlayarak. Görevime kendimi fazla kaptırıyordum, yapmamam lazımdı ama o bana öyle bakınca durmam çok zorlaşıyordu.

"Daha iyi misin?" Saçlarıma uzandı, sarılarımı parmağına dolayıp oynamaya başladı bense hâlâ gözlerindeydim. Başımı yavaşça aşağı yukarı salladım. "Neden konuşmuyorsun?" dediğinde senin yüzünden deme isteğimi zor bastırdım, onun yüzünden dengem şaşıyordu. Beslediğim arzudan fazlası olur diye aklım çıkıyordu.

MEVZU BİRAZ DERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin