Çaresiz kalmış bir adamın bu dünyada yapamayacağı bir şey yoktur. Yıllar önce neyi var neyi yok elinden alınmış ve sıfırdan başlamak durumunda kalmıştı Ertuğrul. Tekrar toparlanması zor olsa da avuçlarının arasında kalan küçük varlığını büyütmüş, hatırı sayılır kişilerle de temasa geçip gücünü eline almıştı ve o gücü yitirmeye niyeti yoktu.
"Bitireceğim," dedi kendi kendine. "O kadını bitireceğim. Varlığı her zaman bana zarar verdi, şimdi de Ayanlara sattım kendimi." Masaya sert bir yumruk indirdi. "Bedelini ödeyecek, ödeteceğim."
Kapı çalındığında o yöne döndü, gelen kişi asistanıydı. İstediği dosyaları ayarlamış olacak ki elleri doluydu.
"İstediğiniz dosyalar Ertuğrul Bey."
Adam yüzüne sahici bir gülümseme takınıp dosyaları aldı. "Otur Beliz, biraz inceleme yapacağız."
"Dediğiniz gibi ben Derin Aras ismi hakkında büyük bir araştırma yaptım ancak öyle kolayca bilgilere ulaşamadım." Ertuğrul bir şey bulamadığını düşünüp tek kaşını kaldırarak ona baktı. "Kuzenim polis, ondan yardım rica ettim."
İşte bu habere kocaman gülümsedi Ertuğrul, bir polisin erişebileceği bilgilere asla ulaşamazdı. Parlayan gözleriyle ona baktı.
"Ne öğrendin?"
"Tüm geçmişini," dedi kadın. "Okuduğu okulu, hapse girişini, her şeyi."
Hapse girişini mi demişti o? Ertuğrul dikkatini ona vermeye çalıştı, doğru mu anlamıştı?
"Hapse mi girmiş?"
"Tam beş sene cezaevinde kalmış sonra aklanmış." Ne olduğunu anlamak için elindeki kayıtlara baktı. Ayrıntısıyla yazıyordu, bir iftiraya uğramış ve hapse atılmıştı. Aklanmamış olsaydı onu bitirmek için kullanabilirdi ama aklanmış bir kadını bununla suçlayamazdı.
"Hangi üniversiteye gitmiş?" diyerek mırıldandı, sorusu kendineydi. Üniversite kısmında geçen okula takıldı bir süre. "İşletme bölümü."
"Şey, şunlara baksanız belki size faydası olur," deyip elindeki tableti ona doğru uzattı. Dokuz on sene öncesine ait işletme bölümü öğrencilerinin toplu resmi bulunuyordu. Çok kalabalıklardı ama Derin'i bulmak zor olmayacaktı onların arasından, o zamanlar da çok güzeldi.
Ertuğrul tabletten yaklaştırıp bir bir insanların yüzüne baktı. Derin'i arama niyetindeydi ancak onunla beraber iki kişi daha gördü. Tümer Karatay ve Sıla Karatay'dan başkası değildi.
"İşte bu!" Elini masaya vurdu hevesle. "Aferin Beliz, bu çok işime yarayacak."
Kadın kocaman bir gülümsemeyle övgüleri kabul ederken Ertuğrul'un aklından geçen şey bu üçlü arasındaki iletişimdi.
Neden arkadaşlarının şirketinde bir yabancıymış gibi çalışıyordu? Kendisine yaptığı büyük hatadan sonra asla güvenmiyordu ona, bir art niyeti olmalıydı.
Fotoğrafı incelemeye devam etti. Derin ve Sıla yan yana duruyor Tümer de tam arkalarında durmuş bir elini Derin'in omzuna diğerini de Sıla'nınkine koymuştu. İyice incelese de bir anlam yükleyemedi, arkadaş gibi duruyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVZU BİRAZ DERİN
General FictionBir şirket casusunun intikam hikayesi... Derin, yıllar önce en yakın arkadaşı ve sevdiği adam tarafından ihanete uğramış bir kadındır. Bu ihanetin sonucu hapse girer ve orada yolları Ayanlarla kesişir. Yıllarca intikam için kendini yetiştiren Derin...