🍁
Saymayı bırakmıştım ama uzun zamandır bu evdeydim. Onun yanında olmak huzurum olsa da gitmem gerektiğinin farkındaydım.
İhaleye birkaç gün kalmıştı ve ben burada onunla daha fazla yakın olmak istemiyordum. Beni anladığı zaman gelirdim ama öyle hemen anlayabilir miydi, emin değilim.
"Artık gitmem lazım," dedim gözlerinin içine bakarak. "Bu misafirlik biraz uzun sürdü. Hem Andrea, sen iyileştin. Bana ihtiyacın kalmadı."
Yeşilleri sanki beni zapt etmek ister gibi bedenimi süzdü, aslında buna kalkışsaydı şikayet etmezdim. Belli belirsiz bir tebessüm oluştu dudaklarında. Gözlerini benimkilere çevirdiğinde bu defa gözle görülür biçimde gülümsedi.
"Sana her zaman ihtiyacım var."
Ölmemi istiyorsa bunun için böyle sözcükleri kullanabilirdi, karnımda bir şeyler uçuştu. Kalbim hızlandı onun o arsız bakışına. Üst katta odalarımızın kapısının önünde dikilmiş birbirimize bakıyorduk.
"Şımarayım diye söylüyorsan bunları başarılı olmak üzeresin, uyarayım seni."
"Şımar Derin." Neden öyle bakıyordu ki? Üzerime bir adım atmasıyla yutkundum. "Şımar, hak ediyorsun." Bir adım daha atınca aramızdaki mesafe neredeyse sıfıra inmişti. "Gitmeni istemiyorum," dedi aksanıyla son sesleri vurgulayarak. "Gitmene gerek yok, burada beraber kalabiliriz."
"Ama bana ihtiyacın yok," dedim sanki hiçbir şey bilmiyormuşum gibi, sanki onunla kalmaya can atmıyormuşum gibi.
Saçlarıma parmak uçlarını iliştirip bir ipeğin tende uyandırdığı his gibi gezdirdi. Bir kere daha yutkundum, dudaklarıma bakıyordu, kendi dudaklarını ıslatmıştı. Aklımı almak üzereydi ve böyle yakınken mantıklı düşünemiyordum.
Bu defa başka bakıyordu, gitmeme sonsuza kadar engel olacak gibiydi. "Andrea," diye sayıkladım adını. Bir baş işaretiyle konuşmaya devam etmemi istedi ama konuşabileceğimi sanmıyordum.
"Gitmiyorsun," dedi İtalyanca. Ben susunca ipleri eline aldı. "İzin vermiyorum, gidemezsin."
Non andrai. Non lo permetto, non puoi andare.
"Nereye?" Kaşlarını havaya kaldırıp bana meydan okudu. "Artık gitmemelisin." Elini dirseğime koyup yavaşça aşağı indirdi, sonunda parmakları ellerimi bulup kavradı. "Gidersen bu adamdan da bir şeyler götürürsün." Cümle yapısına mı içeriğine mi takılayım derken yapısı için kendisi bir şeyler söyledi. "Ve evet bazılarını anlamasam da bazı deyimleri anlıyorum Derin ama söylemedim. Neden biliyor musun?"
"Neden?"
"Çünkü hoşuma gitti, çünkü hoşuma gittin."
"Bunları bana neden anlatıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVZU BİRAZ DERİN
General FictionBir şirket casusunun intikam hikayesi... Derin, yıllar önce en yakın arkadaşı ve sevdiği adam tarafından ihanete uğramış bir kadındır. Bu ihanetin sonucu hapse girer ve orada yolları Ayanlarla kesişir. Yıllarca intikam için kendini yetiştiren Derin...