14. "Nilüfer Çiçeği"

22 5 2
                                    

Herkes sonbaharı yaşatırken sen yazım olmuştun benim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Herkes sonbaharı yaşatırken sen yazım olmuştun benim.

🍁

Günlerim Andrea'nın yanında öyle güzel geçiyordu ki sanki ikimiz de hasta değilmişiz tamamen iyileşmiş ve travmaları arkada bırakmış gibiydik.

Ayaklanmış, yürümeyi işini iyice halletmişti. Bir yandan da kolum hızla iyileşiyordu aynı ruhum gibi. Birkaç günde zehirlenmiş vücudumun panzehri olmuştu. Sanki bunca zaman bir bataklıkta çırpınıyordum da onun ellerinin uzanmasıyla çıkmıştım o bataklıktan.

Ben bu hikayedeki nilüferdim. Bataklıkta açan çok güzel bir çiçektim ancak tüm gücümü o bataklıktan alıyor onun sayesinde ayakta duruyordum. O bataklıktan bir türlü çıkamıyor debelendikçe de dibe çöküyordum. Bu yüzden çok diretmezdim kurtulmak için.

Nilüferler bataklıkta açardı ancak benim köklerim her ne kadar kaçmaya çalışsam da ona bağlanıyordu, onun toprağında nefes alıyordum sanki.

Birkaç günde Baha hariç kimseyle iletişimim olmamış, bu da bana iyi gelmişti. Kendime biraz da olsa dinleme fırsatı bulabilmiştim, biraz da kendimi dinleme fırsatı.

Günlerdir ağzıma ilaç koymadan rahatça uyuyordum, ne gecemde ne de gündüzümde kabuslar vardı. Tüm acılarım birkaç gün içinde geçivermişti sanki ya da ben öyle sanıyordum.

Aldığım bir telefonla bütün huzurum kaçmıştı, tedirgindim. Daha önce böyle tedirgin hissetmemiştim, ben her zaman öz güvenli bir kadındım ama bu defa kaçmak istiyordum.

Dışarıda işim olduğunu söyleyerek akşam üstü evden çıkmış ait olduğum eve gitmiştim. Hava çok sıcaktı ama evin hissedilen bir soğukluğu vardı, her anlamda soğuktu.

İçeriye girdiğimde loş bir ışık sardı etrafı. Mumlarla aydınlatıldığına daha önce de şahit olduğum bu ev beni şaşırtmadı. Asıl şaşırdığım Yasemin ve Adil abinin yüzündeki o ciddi ifadeydi. Beni geriyorlardı ve bu gerginlik dışarıdan elle tutulabilir derecede gözüküyordu.

"Otur," dedi Büyük Ayan, karşısındaki koltuğa oturduğumda rahatsız olup kıpırdandım. İyice yerleştikten sonra gözlerimi onlara çevirdim.

"Selam."

Cevap yoktu. Gerildim. Yanlış bir şey mi yapmıştım? Halbuki her şey olması gerektiği gibi ilerliyordu. Burada kalmadığım için mi böyle bakıyorlardı bana. Geçici süre orada olduğumu bilmiyorlar mıydı?

"Aleykümselam." Adil abi ellerini kavuşturup dizlerinin üzerine doğru eğildi. Gözlerimi üzerinden ayıramıyordum, mum ışığı onu olduğundan daha da heybetli göstermişti. Yasemin de öyleydi, fazla heybetliydiler.

"Kaç gündür sesin soluğun çıkmadı."

"İyileşmeye çalışıyoruz abi, Andrea da ben de." Bu süreçte yavaş yavaş şirkete gidip gelmeye başlamıştık ama neden bilmem hâlâ onunla kalıyordum. Ne gitmemi o söylemişti ne de ben gitmek istemiştim yanından.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 5 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MEVZU BİRAZ DERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin