iddia | giriş.

1K 38 5
                                    

Herkese merhaba! Bu yeni maceraya hepiniz hoşgeldiniz. 🫶🏻

*bu hikayede geçen tüm olay ve karakterler tamamen hayal ürünüdür.
adı geçen hiçbir futbolcuyu karalamak,
hakaret etmek söz konusu değildir.
bunu göz önünde bulundurarak okursanız, sevinirim.*


•••

• İdil.

İstanbul trafiğinde, günün tüm yorgunluğunu ve yoğunluğunu omuzlarımda hissediyordum. İşten çıkmış, eve dönmek için sabırsızlanıyordum. Kaan, her zaman olduğu gibi bugün de aklımdaydı. Henüz birkaç saat önce kulüpte onunla görüşmüştüm, ama o bakışlarını şimdiden özlemiştim.

Telefonum çaldığında, ekranda Kaan'ın ismini gördüm. Yüzüme istemsiz bir gülümseme yayıldı. Bir yılı aşkın süredir Galatasaray'da çalışıyordum ve bu süre zarfında Kaan'la olan ilişkimiz hiç beklemediğim bir şekilde gelişmişti. Telefonu açıp kulağıma götürdüğümde, içimde bir sıcaklık hissettim.

"İdil, trafikte misin?" dedi, sesi her zamanki gibi sakin ve kendinden emin.

"Evet, klasik İstanbul trafiği," diye cevapladım. "Sen nasılsın, antrenman nasıldı?"

"Fena değil, biraz yorucuydu. Ama her zamanki gibi," dedi, ardından kısa bir sessizlik oldu. Onun yanında olmayı ne kadar çok istediğimi fark ettim o an. Ama onun yoğun antrenman temposu ve benim işim arasında, birlikte geçirdiğimiz vakitler sınırlıydı.

"Birazdan eve varırsam seni ararım," dedim, bir yandan da trafikteki gidişata bakıyordum.

"Tamam, bekliyorum. Dikkatli ol," dedi Kaan, her zamanki gibi düşünceli bir tonla.

Telefonu kapattıktan sonra içimde bir şeylerin eksik olduğunu hissettim. Kaan'a olan sevgim gerçekti, ama bazen onun duygularını tam olarak anlayamıyordum. Belki de bu yüzden zaman zaman kafamda şüpheler dolaşıyordu. Yine de, onun yanındayken tüm bu endişelerim yok oluyordu.

Bir yıldan fazla bir süredir Galatasaray Spor Kulübü'nde çalışıyordum. Sosyal medya PR sorumlusu olarak başladığım bu iş, kariyerimde büyük bir adım olmuştu. Kulübün imajını yönetmek, sosyal medya hesaplarını aktif tutmak ve taraftarlarla doğru bir iletişim kurmak benim görevimdi. İlk başta bu kadar büyük bir camianın parçası olmak gözümü korkutsa da, zamanla işime alıştım ve takımın bir parçası gibi hissetmeye başladım.

Bu süreçte Kaan'la tanışmam, hayatımda beklenmedik bir değişiklik oldu. O, takımın en sevilen oyuncularından biriydi. Profesyonelliği, çalışkanlığı ve mütevazı tavırlarıyla herkesin takdirini kazanmıştı. İşte böyle bir adamın bana olan ilgisi, başta beni şaşırtsa da zamanla ona karşı derin bir sevgi beslememe yol açtı. Onunla geçirdiğim her an, hayatımın en değerli anılarından biri haline geldi. Ancak şimdi, içimdeki huzursuzluk hisleri gün geçtikçe artıyordu.

Düşüncelerim arasında kaybolmuşken, arkamdan gelen keskin bir klakson sesiyle irkildim. Dikiz aynasından baktığımda, arkamda duran siyah bir arabanın farları gözlerimi aldı. Farlar, sürekli olarak yanıp sönüyordu, sanki dikkatimi çekmek ister gibi. İçimde garip bir huzursuzluk hissettim, ama buna bir anlam veremedim.

Trafik yavaşça ilerlemeye devam ederken, siyah araba hızla yanıma yanaştı. Camdan dışarı baktığımda, direksiyonda oturan kişinin kim olduğunu fark ettim: Mert Hakan Yandaş. Onunla daha önce hiç tanışmamıştım, sadece birkaç sosyal etkinlikte uzaktan görmüştüm. Fenerbahçe'nin yıldız oyuncusu ve Galatasaray'ın rakiplerinden biriydi.

Kalbim hızla atmaya başladı. Mert Hakan'ın neden peşimde olduğunu anlayamıyordum, ama bu durum beni rahatsız ediyordu. O, arabasını benimkine iyice yaklaştırıp camını indirdi. Yüzünde soğuk bir ifade vardı.

"İdil Karan, değil mi?" diye sordu, sesinde alaycı bir ton vardı. Sadece başımı salladım, kelimeler boğazımda düğümlenmişti.

"Bence durup konuşmalıyız," dedi. İçimdeki huzursuzluk artarken, arabayı sağa çekmekten başka çarem yoktu. Kötü bir şey olacağını hissediyordum, ama ne olduğunu bilemiyordum.

Arabalarımızı yolun kenarına park ettikten sonra, Mert Hakan ağır adımlarla yanıma geldi. Kapımı yavaşça açtı ve gözlerimin içine baktı. O an, bu karşılaşmanın hayatımda büyük bir değişikliğe neden olacağını farkında değildim.

"Bak, aslında bunun böyle olmasını istemezdim ama sana bir şey dinletmem gerekiyor," dedi, cebinden telefonunu çıkararak. Ne yapacağını anlamaya çalışırken, içimdeki huzursuzluk yerini büyük bir korkuya bırakıyordu.

"Ne saçmalıyorsun Mert Hakan, sen?" dedim arabadan inerken.

Telefonundan bir ses kaydı açtı. İlk başta duyulanlar, bar ortamından gelen gürültülerdi. Ama ardından Kaan'ın sesini duydum. Tanıdık ve sevdiğim o ses, bu sefer beni derin bir üzüntüye sürükleyecekti.

"Kaan, bak şunu net söyleyeyim, İdil'i tavlayamazsın. O çok zeki, seni anında çözer," dedi Berkan'ın sesi.

Kaan'ın ise alaycı bir şekilde gülerek cevap verdiğini duydum: "Sen iddiaya gir, ben sana gösteririm. Var mısın, iddiasına?"

"Siktir, lan! Varım!"

Duyduklarımın etkisiyle kalbim duracak gibi oldu. Mert Hakan'ın yüzündeki gülümseme, bana bu bilginin keyfini çıkardığını gösteriyordu.

"Sanırım, Kaan'ın niyeti pek de ciddi değilmiş," dedi Mert Hakan, alaycı bir şekilde.

Bütün dünya bir anda üzerime yıkılmış gibi hissettim. Kaan, gerçekten sadece bir iddia uğruna mı benimle birlikte olmuştu? Her şeyin bir oyun mu olduğunu düşündüm. İçimdeki huzursuzluk yerini derin bir hayal kırıklığına bıraktı. Mert Hakan, bu karşılaşmadan galip çıkmış gibiydi, ama ben ne yapacağımı bilemiyordum.

"Yalancı!" diye tısladım, "Sırf seni istemedim diye yine oyunlar kuruyorsun! Kendin kurup kendin oynarsın anca!"

Telefonuma gönderdiği video ile zaferli bir gülüş koptu dudaklarından, "Al, kanıtı da sende kalsın." beni orada öylece bırakıp arabasına binerek uzaklaştı.

Arabamda oturmuş, neye inanacağımı bilemeden kalakalmıştım. Bu karşılaşma, hayatımda geri dönüşü olmayan bir değişikliğin başlangıcı olacaktı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

iddia, kaan ayhan.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin