iddia | 23 - yeniden.

472 50 97
                                    

*bu hikayede geçen tüm olay ve karakterler tamamen hayal ürünüdür. adı geçen hiçbir futbolcuyu karalamak,hakaret etmek söz konusu değildir.bunu göz önünde bulundurarak okursanız, sevinirim.*

Son kaoslu bölümümüzü de atayım derbi sonrası bi gaza geldim de :)

•••

• Kaan.

Baba oluyordum... İçimde tarifsiz bir heyecan ve aynı zamanda büyük bir sorumluluk vardı. Dudaklarımız ayrıldığında, hissettiklerimi kontrol edemedim. Gözlerimdeki coşkuyu saklayamıyordum.

"Baba oluyorum..." diye fısıldadım, hâlâ inanamaz bir şekilde. "İdil..."

Ama İdil'in gözlerinde sevinçten çok korku vardı. Yüzü solmuş, dudakları titriyordu. Bir an bana bakıp derin bir nefes aldı, sonra cılız bir sesle konuştu. "Kaan, ben çok korkuyorum. Hazır değilim... Sen de değilsin."

Bu sözler beni derinden yaraladı. O an onun yaşadığı bu korkunun ne kadar büyük olduğunu fark ettim. Ama bu korkuyu tek başına hissetmesine izin veremezdim. Gözlerinin içine bakarak ellerimi omuzlarına koydum, sakinleşmesini sağlamak istiyordum.

"İdil... Sevgilim, bana bak... Halledeceğiz, halledeceğiz," dedim, sesim ne kadar sakin kalmaya çalışsa da içimde bir şeyler çırpınıyordu.

"Neyi halledeceğiz? Nasıl Kaan?" diye sordu. Sesindeki panik her kelimesine yansıyordu. Gözleri dolmuştu ve yavaşça geri çekiliyordu.

Onu kaybetmekten korkuyordum. Bu yüzden daha fazla dayanamayıp yüzünü avuçlarımın arasına aldım. "Bak bana," dedim, kelimelerim nazikti ama kararlıydım. "Bu çocuğu istiyorum. Sana söz veriyorum, hep yanında olacağım. Ne olursa olsun, seni bırakmayacağım."

Gözlerim onunkilere kilitlenmişti. Parmaklarım, yanaklarından süzülen yaşları nazikçe silerken hıçkırıklarıyla birlikte gözlerinden yaşlar akmaya devam etti. Beni dinlemek istiyordu, ama kelimeler ona ağır geliyordu.

"Ben... Kaan..." dedi, sesi hıçkırıklarla bölündü, boğulmuş gibiydi. İçimdeki tüm sevgiyi onun gözlerine aktarmaya çalıştım.

"İdil, buradayım," dedim yumuşak bir sesle,

O an ayağa kalktı, hızlı adımlarla lavaboya doğru yürümeye başladı. Kapı kapandı, arkasında yalnızca sessizlik vardı.

Panikle peşinden gittim. "İdil... İdil, ses ver bana. Lütfen."

Kalbim hızla atıyordu, zihnimde birden çok düşünce dönüyordu. Onu bu halde görmek beni çaresiz bırakıyordu. Kapının diğer tarafından gelen boğuk sesler ile bu belirsizlik beni yiyip bitiriyordu.

Dakikalar sonra kapıyı açtı. Yüzü solgundu, gözlerinde bomboş bir ifade vardı. İdil'in bu kadar kırılgan olduğunu hiç görmemiştim. Bütün bedeni titriyordu, sanki taşıdığı yükler birden üzerine çökmüş gibiydi. Bir an bile düşünmeden onu kucaklayarak merdivenlerden aşağı indirdim.

"Kaan, ne yapıyorsun?" dedi, sesi neredeyse bir fısıltıydı, şaşkınlıkla.

"Hastaneye gidiyoruz," dedim, kararlılıkla yürüyordum. "Şu haline bakar mısın?"

"Kaan... Saçmalama. İyiyim," dedi zayıf bir sesle, ama vücudu başka bir şey söylüyordu.

"İdil, bak. İyi olduğundan emin olmam lazım," dedim. "İtiraz yok."

iddia, kaan ayhan.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin