iddia | 28 - hoş geldin.

320 48 52
                                    

*bu hikayede geçen tüm olay ve karakterler tamamen hayal ürünüdür. adı geçen hiçbir futbolcuyu karalamak,hakaret etmek söz konusu değildir.bunu göz önünde bulundurarak okursanız, sevinirim.*

Bebiş geliyor hazır mısınız 🫠...

•••

Birkaç hafta sonrası.

Kaan.

Doğuma artık haftalar kalmıştı. Bu süreçte İdil'le iyice uyum sağlamıştık ve sonunda onun evine yerleşmiştim. Başlarda Mert Hakan meseleleri yüzünden biraz direnmiştim ama, İdil bir şekilde beni ikna etmeyi başardı. Ev genişti; iki misafir odasından birini oğlumuzun odası haline getirmiştik.
Küçücük yatak, duvarlardaki yıldız desenleri... Her detay içime bir heyecan dalgası yayıyordu. Gün geçtikçe baba olacağım gerçeği daha somut hale geliyor ve bu duygu her şeyi daha anlamlı kılıyordu.

İdil uyanmış mı diye kontrol etmek için yatak odasına doğru yürüdüm. Adımlarım farkında olmadan sessizleşti; onu uyandırmak istemiyordum, ama yanına gidip bir an bile olsa yanında olmak istiyordum. Kapıdan bakınca hâlâ sakince uyuduğunu gördüm. Bir an durup onu izledim; yüzündeki huzur bana da sakinlik getiriyordu.

Yanına çöküp yüzüne düşen birkaç tutam saçı nazikçe geriye attım ve yanağına yumuşacık bir öpücük kondurdum. Hafifçe gözlerini araladı, uykulu ama mutlu bir tebessümle bana baktı.

"Günaydın, güzelim..." dedim,

Elini yüzüme uzatıp sakallarımda gezdirdi, parmaklarının dokunuşuyla içimde bir sıcaklık hissettim. "Günaydın," dedi gülümseyerek, "Yine mi erken uyandın..."

"Evet," diye mırıldandım, yüzümde gururla. "Biricik karıma ve oğluma güzel bir kahvaltı hazırladım." Sonra şefkatle karnını okşayarak ekledim, "Babacığım, günaydın..."

İdil gülerek karnını sevdi, "Miniğim, bak, baba bizi yine şımartıyor," dedi neşeyle. "Birkaç gün kendini özletecek ya, gitmeden önce şımartıyor bizi."

İç çekip hafifçe omuzlarımı silkerek, "Beni kamp kadrosuna yazdıran sensin hayatım," dedim. "Kalacaktım ne güzel sizinle burada."

İdil yavaşça doğrulup ellerini dizlerinin üzerinde dinlendirdi. Gözlerindeki sevgiyle bana bakarken, "Kaan," dedi yumuşak bir sesle, "Konuştuk bunları, aşkım. Bu senin işin. Hem ben yalnız olmayacağım ki, İlayda gelecek, kardeşin Mertcan da burada olacak."

İçim biraz rahatladı, ama yine de aklımın bir köşesi huzursuzdu. Üç günlük deplasman, hele bu kadar yaklaştığımız bir dönemde, içimde bir endişe oluşturuyordu. Neyse ki ailemle konuşmuştum; doğum öncesi İdil yalnız kalmasın diye kardeşim Mertcan bizimle kalacaktı. Aynı şekilde, İdil'in kız kardeşi İlayda da ona eşlik edecekti. Yine de onu bırakıp gitmek zorunda olmak bana zor geliyordu.

"Oğlum," dedim İdil'in karnını okşayarak, sanki beni duyabiliyormuş gibi, "Ben yokken anneyi yormak, üzmek yok. Anlaştık mı?"

İdil kıkırdayarak, "Aşkım, istersen 'Ben yokken sakın doğma' diye de bir tembih çek," dedi, gözlerinde yaramaz bir parıltı.

Ben de gülerek, "O da var tabii... Doğma oğlum, ben gelene kadar dayanıver," dedim, içimde bir an bile olsa o korkuyu bastırmak için. Gözlerimizi kapatıp bir an için birbirimize yaslandık, sessizlik aramızda küçük bir anlaşmanın, birbirimize verdiğimiz sözlerin sessiz bir onayı gibiydi.

iddia, kaan ayhan.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin