*bu hikayede geçen tüm olay ve karakterler tamamen hayal ürünüdür.
adı geçen hiçbir futbolcuyu karalamak,hakaret etmek söz konusu değildir.bunu göz önünde bulundurarak okursanız, sevinirim.**ara sıra iki yorum da atın ya ... kendi kendime konuşuyorum gibi hissediyorum valla..
•••
• İdil.
Bir ay sonra...
Milli ara, aileyle tanışmalar ve yoğun geçen zamanın ardından Kaan'la sonunda baş başa kalmıştık. Arabadan indiğimde Kaan çoktan arabasından inmişti ve sabırsızca bana doğru adım atarak kollarını açtı. Daha ne olduğunu anlamadan beni kendine çekmişti bile.
"Ne yapıyorsun?" dedim hafifçe gülerek. Elimi yüzüne doğru uzatıp parmak uçlarımla yanaklarına yavaşça dokundum. O anın sıcaklığı ikimizin de yüzünü aydınlatıyordu.
Kaan, gözlerinde derin bir bakışla, "Dolu dolu geçiremediğimiz her anı telafi etmek istiyorum," dedi, sesinde hem özlem hem de bir telaş vardı.
"Tamam sevgilim," dedim, yumuşak bir sesle ama onu daha fazla zorlamamak için, "Ama önce içeriye geçelim, olmaz mı?" Gözlerinde bir anlık bir hayal kırıklığı sezsem de başını salladı ve dudağımın kenarına hafif bir öpücük bıraktı.
Tam içeriye doğru ilerlerken, gülümseyerek ona takılmaya karar verdim. "Bu arada bizimkilerin sana selamı var," dedim.
Kaan kaşlarını hafifçe kaldırıp yüzünde muzip bir gülümsemeyle bana baktı. "Asaf efendi sevdi mi beni?" diye sordu, sesinde ince bir meydan okuma vardı.
"Eh," dedim sahte bir ciddiyetle, "Dua et o gece Berkan yanındaydı. Yoksa işin zordu, Kaan Ayhan."
Kaan derin bir nefes aldı, kaşlarını çatarak, "Valla bi an için gerildim ben... Ama bence zamanla babanla yıldızımız barışacak gibi görünüyor," dedi.
Başımı sallayarak gülümsemeye devam ettim. "Sen o kadar da emin olma bence. Sonuçta seni kabul etmiş olabilir ama her an kararını değiştirebilir. Kızını sana emanet etmiş olsa da bu işler o kadar kolay değil."
Kaan kaşlarını çattı ve yüzünde hafif bir endişe belirdi. "Çok sağ ol ya, çok moral verdin şu an," dedi ironiyle.
Tam bu sırada, Kaan'ın bakışları bir noktaya sabitlendi. Kaşları daha da çatıldı, yüzündeki ifade sertleşti. Merakla başımı çevirdim. Mert Hakan, birkaç metre ileride durmuş, bizi izliyordu. Üstelik sırıtmış bir halde, durduğu yerden ayrılmaya niyetli görünmüyordu.
Kaan'ın gerginliği hemen dikkatimi çekti. Gözlerini kısmış, elleri yumruk olmuştu. "Kaan," dedim hafifçe elini tutup çekerek, "Hadi içeriye girelim. Gel, hadi." Ama Kaan'ın dikkatini dağıtmak hiç de kolay olmayacaktı. Gözlerini Mert Hakan'dan bir türlü ayırmıyordu.
Sinirli bir şekilde derin bir nefes aldı. "Yemin ederim ki bu herif elimde kalacak," dedi dişlerinin arasından tıslayarak. "Bir de utanmadan sırıtıyor, bizi izliyor. Ya sabır!"
"Kaan!" dedim, ama sesime yanıt alamadım. Kaan'ın tüm odağı Mert Hakan'a kilitlenmişti. Sinirli adımlar atacak gibiydi. "Sevgilim, bana bak. Kaan!" Ellerimi yüzüne götürdüm, avuçlarım arasına aldım yüzünü ve gözlerine baktım.
Ama Kaan'ın bakışları hâlâ Mert Hakan'daydı. Ona o anda bir şey söylemenin bir anlamı yoktu. Gözlerini asıl ihtiyacı olan yere, bana çevirmesi gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iddia, kaan ayhan.
FanfictionBir yıl önce sosyal medya, pr pozisyonunda Galatasaray Spor Klübüne işe giren İdil, hakkında dönen iddiadan tamamen habersizdir. *bu kurgudaki karakter ve olaylar tamamen bir hayal ürünüdür. hiçbir satırı hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır.* ...