*bu hikayede geçen tüm olay ve karakterler tamamen hayal ürünüdür.
adı geçen hiçbir futbolcuyu karalamak,hakaret etmek söz konusu değildir.bunu göz önünde bulundurarak okursanız, sevinirim.*•••
• İdil.
Üç hafta sonra,
Üç hafta olmuştu Kaan'ı görmeyeli. Milli maçlar başlamış, o da milli takım için kampa gitmişti. Her gün telefonda konuşuyor, mesajlaşıyorduk ama bu, onun eksikliğini kapatmaya yetmiyordu. Birlikte geçirdiğimiz o anları özlemiştim. Ama yine de aramızdaki mesafeye alışmak zorundaydım; onun hayatı böyleydi, benimki de öyle.
Bu arada ben de yalnız değildim. Aslında İzmir'e ailemin yanına gitmeyi planlamıştım, ancak onlar bana sürpriz yapıp İstanbul'a gelmişlerdi. Annem, babam ve kız kardeşim İlayda'yla geçen üç gün gerçekten iyi gelmişti. Ailemle vakit geçirmek, Kaan'ın yokluğundaki o boşluğu biraz olsun doldurmuştu.
"Abla! Hadi, maç başladı!" diye seslendi İlayda, oturduğu yerden bana bakarak. Onun bu sabırsız hali beni hep güldürmüştür.
Elimde tabaklarla mutfaktan çıktım, "İşte geldim!" diye seslendim ve tabakları sehpaya bıraktım. Annem ve babam çoktan koltuklarına yerleşmişti bile. Annem sessizce maçı izlerken, babam ise İlayda kadar heyecanlıydı. İlayda bir yandan televizyon ekranına bakıyor, bir yandan da atıştırmak için sabırsızlanıyordu. Her zamanki gibi.
Tam o sırada, spikerin Kaan'ın ismini anons ettiğini duydum. Kalbim aniden hızlanmaya başladı, içimde o tanıdık kıpırtıyı hissettim. Ekrana yansıyan görüntüsüne baktım ve istemsizce bir gülümseme belirdi yüzümde.
Kaan, kaptanlık bandını koluna takmış, sahada dimdik yürüyordu. O kararlı adımları, güçlü duruşu... Tüm dikkatimi ona verdim. Her zamanki gibi gururla izliyordum onu.
İçimde birdenbire büyüyen bu his beni şaşırtmadı. Kaan'ın bu görüntüsü bana her seferinde aynı duyguları yaşatıyordu. Ekrana bakarken ona duyduğum özlem, bir an içimi kapladı. Sesini, varlığını, bana huzur veren o gülüşünü özlemiştim. Yanımda olmayalı sadece birkaç hafta olmuştu ama sanki aylar geçmiş gibiydi.
Bir an için gözlerim ekrana kitlendi. Onun her hareketini, her bakışını hafızama kazımak ister gibi izledim. Derin bir nefes aldım. Kaan'ın geri dönmesine, onu tekrar yanımda hissetmeye o kadar ihtiyacım vardı ki...
"Çok yakışıklı..." dedi İlayda, ekrana hayran hayran bakarak. Sonra da bana dönüp hafif alaycı bir şekilde ekledi, "Gerçi sen onu her gün canlı görüyorsun... Şanslısın."
İlayda'nın bu sözü karşısında bir an ne diyeceğimi bilemedim. Ailemin henüz Kaan'la olan ilişkimden haberi yoktu. Bu yüzden tepkilerimi kontrol etmem gerekiyordu. Onlara her şeyi açıklamayı, Kaan geri döndüğünde yapacaktık. Şu an bunu anlatmak için uygun bir zaman değildi.
Hafifçe gülümseyip omuz silktim. "Ablacığım, abartıyorsun. Normal insan işte," dedim, gözlerimi ekrandan kaçırmadan. Kaan'ı ne kadar özlediğimi ve ne kadar heyecanlandığımı saklamak zordu ama mecburdum.
Babam, koltuğunda otururken bana doğru dönüp, "Kızım, şu çocuğun saha içinde nasıl durduğunu görmüyor musun? Bu adam lider, belli oluyor," dedi. Babamın bu yorumları beni hem güldürüyor hem de biraz geriyordu. Babam, Kaan'ı sahada gördüğü kadarıyla tanıyordu.
Annem ise sessizce bana bakarak gülümsedi. Sanki her şeyi anlamış gibiydi. Annemin bu bakışlarını görünce bir an içim ürperdi. Anneler her şeyi anlar derler ya, bu doğruydu galiba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iddia, kaan ayhan.
FanficBir yıl önce sosyal medya, pr pozisyonunda Galatasaray Spor Klübüne işe giren İdil, hakkında dönen iddiadan tamamen habersizdir. *bu kurgudaki karakter ve olaylar tamamen bir hayal ürünüdür. hiçbir satırı hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır.* ...