*bu hikayede geçen tüm olay ve karakterler tamamen hayal ürünüdür.
adı geçen hiçbir futbolcuyu karalamak,hakaret etmek söz konusu değildir.bunu göz önünde bulundurarak okursanız, sevinirim.*•••
Geldik o lanet illet bölümlere, şimdiden linçler için teşekkür ederim saygılar efendim 🫶🏼
• İdil.
"Mert Hakan! İstemiyorum diyorum, anlamıyor musun beni ya? Duymuyor musun beni?"
Sesim titriyordu, kalbim hızla atıyordu, her kelimeyle boğazımda düğümlenen öfkeyi serbest bırakıyordum. Ancak karşımdaki adam, hiçbir şey duymamış gibi yaklaşıyordu.
"Duymuyorum!" diye bağırdı, sesi öyle sertti ki bir adım geri çekildim.
Gözlerindeki öfke ve hayal kırıklığı, bakışlarında yankılanıyordu. "Anlamıyorum, İdil! Duymak istemiyorum!" Bir anda kolumdan tuttu, sıkıca kavradı.
"Aklımı yitireceğim! Bırak beni!" Çırpınıyordum, kollarımı kurtarmak için bütün gücümü harcıyordum ama nafile.
Onun demir gibi sıkı tutuşundan kaçamıyordum. Gözlerimdeki panik büyüdü, çaresizliğe dönüşüyordu. "Mert Hakan, bırak diyorum sana, bırak!"
Alaycı bir kahkaha patlattı. Sanki söylediklerim onun için yalnızca bir eğlenceymiş gibi, gülüyordu. "Ben bırakamıyorum İdil," dedi, sesi soğuk ve acımasızdı. "Sen bıraksana, bırakabiliyorsan..."
Bir anda irkilerek uyandım. Nefes nefeseydim. Ellerim istemsizce titriyordu, kalbim göğsümden çıkacakmış gibi atıyordu. Yüzümde bir soğukluk hissettim. Elimi yanağıma götürdüğümde, orada kurumuş gözyaşlarını fark ettim. Ne zamandır ağlıyordum?
Derin bir nefes alarak etrafıma baktım, loş ışıkla aydınlanan odada yalnızca Kaan'ın huzurla uyuyan silueti vardı. Yanımda öyle derin ve sakin uyuyordu ki, Kaan'ın varlığı, bana hep bir güven duygusu verirdi. Oysa rüya öylesine gerçekti ki... Mert Hakan'ın alaycı kahkahası hâlâ kulaklarımda çınlıyordu.
Bir süre Kaan'a baktım, yüzündeki huzuru izledim, yüzüstü yatmış huzurla uyuyordu. Sanki onun varlığı, rüyanın karanlığını tamamen silip atıyordu.
Başımı ellerimin arasına aldım, derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştım. "Sadece bir rüyaydı... sadece bir rüya..." diye fısıldadım kendi kendime, ama söylediklerim içimdeki sıkışmışlığı hafifletmiyordu. Mert Hakan'ın gözlerindeki o karanlık ve alaycı bakışlar, rüyamda bile peşimi bırakmıyordu.
Sessizce yataktan kalktım, Kaan'ı rahatsız etmemeye çalışarak adımlarımı hafifçe attım. Onu rahatsız etmek istemiyordum.
Yavaşça bahçeye yöneldim. Gecenin serin havasını içime çekmek, zihnimi temizlemek iyi gelebilirdi.
Bahçedeki kanepeye oturdum, dizlerimi karnıma çekip kendimi kollarımla sardım. Gecenin karanlığı içinde yalnızdım, sadece uzaklarda bir köpeğin havlaması duyuluyordu. Hava serindi, ama bu serinlik içimdeki düğümü çözecek kadar güçlü değildi.
"İdil, sakin ol," diye fısıldadım kendi kendime, ellerimle saçlarımı geriye doğru taradım. "Bu sadece bir rüyaydı... Mert Hakan yok, buraya gelemez, sana dokunamaz..." Söylediklerimi tekrar ediyordum, ama her kelime daha da boş geliyordu. İçimdeki ağırlık bir türlü geçmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iddia, kaan ayhan.
FanfictionBir yıl önce sosyal medya, pr pozisyonunda Galatasaray Spor Klübüne işe giren İdil, hakkında dönen iddiadan tamamen habersizdir. *bu kurgudaki karakter ve olaylar tamamen bir hayal ürünüdür. hiçbir satırı hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır.* ...