2. Bölüm

445 30 16
                                    

Hepinize merhaba arkadaşlar. İşte yeni bölüm. İlk zamanlar olduğu için böyle gün gün bölüm atıcam ama sonralarda bir kaç güne çıkıcak bu. Çünkü sizde biliyorsunuz ki kitap yazmak gerçekten çok zor. Ama merak etmeyin araya da çok uzun zaman koymamaya çalışıcam.

Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar canlarım. Kendinize çok iyi bakın. 🌸💞✋🏼










*Yenişehir Sarayı*

Yenişehir sarayında büyük bir heyecan vardı. Bala hatun nihayet evladına kavuşacaktı. Uzun yıllardır Konya'da eğitimlerini sürdüren ve bir türlü ailesinin yanına gelemeyen Alaaddin bey bugün saraya varmış olacaktı. Hazırlıklar Bala hatunun kontrolü ile sağlanmıştı. İçini kaplayan sevinç ve heyecan görülmeye değerdi. Bir evladı yanında olmuş olsada aklı hep oğlundaydı. Onu düşünerek uyuduğu geceler, gördüğü kabuslar artık son bulacaktı. Divanda sofrayı en ince detayına kadar izleyen Bala hatun bir o yana bir bu yana dolanıp duruyordu. Oğlunun sevdiği yemekleri bilakis kendi hazır etmişti.

Malhun hatun ayakta dolanan Bala hatuna bakmıştı. "Yeter gayrı Bala. Hele bir oturda soluklan. Merak etme gelecek Alaaddin."

Bala hatun elini yüreğinden çekmiş ve durmuştu. Malhun hatuna baktı. "Ne edeyim Malhun elimde değil. Evladımın geleceğini öğrendiğimden beri içim kıpır kıpır. Bir an evvel gelsede görsem."

"Valla böyle yaparsan heyecandan kalbin dayanmaz görmeden gidersin oğlunu Allah korusun." Malhun hatun elini tahtaya vurmuştu. "Mazaallah rabbim göstermesin."

Bala hatun, Malhun hatunun bu hallerine gülümsemiş ve kızına dönmüştü. Halime hatunda heyecandan yerinde duramazdı. Zira anasının anlatmasına göre ağabeyi gittiğinde beş yaşında olduğunu söylemişti. Üzerinden tam on yıl geçmişti. Bala hatun her ne kadar Konya'ya gitse bile Halime hatun ağabeyini o vakitten beri hiç görmemişti. Divana giren Fatma hatun ve Hamid bey evvel kurulu olan sofrayı izlemiş sonrada analarına dönmüştü.

"Maşallah sofraya bakasın hele abla. Hepsi ağabeyim gelecek diye mi?"

Bala hatun evladına başını sallamıştı. Fatma hatun, Bala anasının heyecanını görmüş ve yanına ilerlemişti. Yandan kollarına sara bildiği kadar sarmış ve anasına bakmıştı.

"Az daha sabret Bala sultan. Nihayet kavuşacan valla evladına."

Bala hatun kızının eline bir kaç defa vurmuş ve başlığını öpmüştü. "He ya güzel kızım. Kavuşacaz inşaallah."

Divanın kapıları açılmış ve Nilüfer hatun içeriye girmişti. Gülerek Bala hatuna ve de Malhun hatuna baktı.

"Bala hatun, Alaaddin bey pazara giriş yapmış. Birazdan burda olur."

Herkes sevinçle ve de hızla avluya çıkmıştı. Arkalarından Osman bey ve oğlu Orhan beyde çıkmıştı. Maaile avluda durmuş kapıdan gelecek olan Alaaddin beyi bekler olmuşlardı.

Ve istedikleri oldu. Yenişehir kapıları ardına kadar açılmaya başladı. Alaaddin bey atının üzerinde avluya doğru ilerledi. Gülerek atından indi. Aybars alp hızla beyinin atını tutmuş ve ahırın yolunu tutmuştu. Alaaddin bey merdivenleri çıkmadan evvel onu dört gözle bekleyen ailesine baktı. Yaşlı gözlerle onu izleyen hasret kaldığı anasına baktı. Osman beyin seslenmesiyle bey babasına döndü.

"Yuvana hoşgeldin evlat."

Alaaddin bey gülerek babasına baktı ve hızlı adımlarla yanına ilerledi. Babasının uzattığı eli öpmüş ve alnına yaslamıştı. "Hoşbulduk bey babam." Osman bey evladı için kollarını açmıştı. Alaaddin bey sıkı sıkı babasına sarıldı. Teker teker bütün ailesiyle sarılıp kucaklaşmıştı. Osman beyin hanesi mutlu bir şekilde saraylarına girmiş ve kurulan sofranın etrafında toplanmıştı.

MAL-İ HÜLYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin